1 trilyon dolarlık ikaz
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, 2023 yılında 1 trilyon dolar dış ticaret hacmi hedefi bulunan Türkiye’nin ekonomik büyümesini istikrarlı olarak sürdürebilmesinin, “Çevre denizler ve onların bağlantılı olduğu mücavir deniz havzaları üzerinden yaptığı ticaretin düzenli akışına ve ekonomisinin ihtiyaç duyduğu enerjiyi kesintisiz temin edebilmesine” bağlı olduğunu vurguladı.
Bostanoğlu, Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasını “casus belli - savaş nedeni” sayan 1995 tarihli TBMM kararının arkasında durulması gerektiğini belirtirken de Türkiye’nin çevre denizlerindeki yetki alanlarını belirleyecek “Münhasır Ekonomik Bölge - MEB” anlaşmalarının yapılması gerektiğini söyledi.
Savunma ve Havacılık Dergisi’nin bugün piyasaya çıkacak olan sayısına değerlendirmelerde bulunan Oramiral Bostanoğlu, “Türk milleti tarihi boyunca denizciliğe önem verdiği dönemlerde güçlü ve müreffeh olmuş, ihmal ettiği dönemlerde ise büyük çöküşler ve kayıplar yaşamıştır” diyerek, şunları söyledi:
Enerjide dışa bağımlıyız
“Geleceğe yönelik projeksiyonda, Türkiye’nin güçlü bir devlet olarak dünya sahnesine çıkma potansiyeli, birincil derecede ekonomisinin büyümesi ile ilişkilidir. İthalat ve ihracat mallarının ortalama yüzde 90’ından fazlası deniz yoluyla taşınan, hâlihazırda bilinen ve işletilebilen enerji kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye’nin, ekonomik büyümesini istikrarlı olarak sürdürebilmesi; çevre denizler ve onların bağlantılı olduğu mücavir deniz havzaları üzerinden yaptığı ticaretin düzenli akışına ve ekonomisinin ihtiyaç duyduğu enerjiyi kesintisiz temin edebilmesine bağlıdır. Bu bağlılık nedeniyle bölgesel ve küresel istikrara son derece duyarlı durumda olan Türkiye’nin refahı arttıkça enerji ihtiyacı artacak; bu da dünya üzerindeki enerji bölgelerine, deniz ulaştırması açısından kritik geçit ve boğazlara bağımlılığımızı ve hassasiyetimizi artıracaktır. Türkiye’nin 2023 yılında toplam dış ticaret hacminin 1 trilyon dolara yaklaşacağı düşünüldüğünde donanmamıza deniz ticaret yollarının bölgesel ve küresel ölçekte güvenliğinin sağlanmasında daha fazla görev düşecektir.”
“Çevre denizlerimizdeki deniz yetki alanları sınırlarının uluslararası hukuk çerçevesinde yapılacak antlaşmalar ile belirlenmesi önem arz etmektedir” diyen Bostanoğlu, Ege Denizi konusunda da uyarılarda bulunarak, şunları söyledi:
“Ege Denizi’nde Lozan Antlaşması ile kurulan ve 1995 yılında TBMM açıklaması ile teyit edilen dengenin muhafaza edilmesi hayati önemi haizdir. Denizlerin serbestliği ilkesi dünyada tüm denizci devletler tarafından kabul gören, doğrudan ülkelerin güvenliği ile ilgili olan ve teamül hukuku haline gelmiş bir kavramdır. Denizlerin serbest kullanımını sadece prensipte savunmak değil, uygulamak da hayati bir konudur. Bu çerçevede, mevcut açık deniz alanlarının muhafazası önceliklerimizdendir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki önceliği ise Kıbrıs Sorunu gibi uzun süreli sorunların ve 2010 yılından bu yana Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde yaşanan gelişmelerin olumsuz yansımalarının en aza indirilmesinin yanı sıra deniz yetki alanlarındaki menfaatlerimizin korunmasıdır.
“GKRY endişelendiriyor”
Türkiye ve KKTC, Doğu Akdeniz’deki sorunların tüm paydaşların katılımıyla ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde çözümünü öngören bir yaklaşıma sahiptir. Ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) bu yaklaşımın aksine, 2003 yılından itibaren, uluslararası hukuk ile Türkiye ve KKTC’nin haklarını göz ardı edecek şekilde bir tutum izlemektedir. GKRY’nin yaptığı tek taraflı tasarruflar, Kıbrıs müzakerelerini olumsuz etkilediği gibi, Doğu Akdeniz güvenlik ortamındaki endişeleri de artırmaktadır. Yunanistan ve Mısır başta olmak üzere, GKRY dışındaki bölge ülkelerinin Türkiye’nin Kıta Sahanlığındaki haklar üzerinde etkisi olabilecek her türlü tasarruflarını da yakından takip eden Türk Deniz Kuvvetleri, Doğu Akdeniz’de icra ettiği Akdeniz Kalkanı Harekâtı başta olmak üzere faaliyetleri ile Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı, diğer müstak bel kıta sahanlığı alanları ve KKTC’nin ruhsatlandırdığı sahalar içindeki deniz hak ve menfaatlerinin korunması için, ilgili kurumlarla eşgüdüm içinde, gereken her türlü tedbiri almaktadır.”
En Çok Okunan Haberler
- Soylu’nun istemesi gereken helallik
- Putin'den 'Kürt Sorunu' çıkışı
- Baskı altındaki sorgu görüntüleri ortaya çıktı
- AKP'den TÜRK-İŞ'in talebine ilk yanıt!
- Rus uzmanların gözünden Türkiye-İsrail gerginliği
- Asgari ücret toplantısı sona erdi!
- Milli Eğitim'den yazı... Okullarda 'yılbaşı' yasağı
- TÜRK-İŞ asgari ücret talebini açıkladı!
- KYK yurdunda intihar!
- ‘İşletmelere çökmeye çalışıyorsunuz’