Gezi suç sayılmadı... çArşı davasında beraat kararı

Beşiktaş çArşı grubu üyelerinin, ‘darbe’ suçlamasıyla yargılandığı ‘Gezi Parkı’ davası Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesinde karar verildi. çArşı grubu üyeleri beraat etti.

Gezi suç sayılmadı... çArşı davasında beraat kararı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.12.2015 - 06:25

<video:455817>

Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 tutuksuz sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme "Örgüt kurma ve yönetme" "Örgüte üye olma" ve "Darbeye teşebbüs" suçlarından yargılanan sanıkları cezalandırmayı gerektirecek yeterli kesin her türlü şüpheden uzak delil yok" dedi ve tüm sanıkların beraatini kararlaştırdı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasına 21 tutuksuz sanık katıldı. Sesli ve görüntülü kaydın yapılığı duruşmada avukatların ve sanıkların duruşma savcısı Savcısı Abdullah Mirza Coşkun'un esas hakkındaki mütaasına ilişkin savunma yaptı. Sanıklar ve avukatlar beraat kararı verilmesini talep etti.

DARBEYE TEŞEBBÜS SUÇUNDAN TÜM SANIKLARA BERAAT

Mahkeme heyeti savunmaları aldıktan sonra davaya kısa ara verdi. Mahkeme heyeti, "Örgüt kurma ve yönetme" ve "Örgüte üye" suçlarından suçun unsurları oluşmadığından sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan da sanıkların üzerlerine atılı olan suçu işlediklerine dair ve cezalandırılmalarını gerektirir dosyada yeterli kesin her türlü şüpheden uzak delil bulunamadığından tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, yine "2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na Muhalefet" ve "Görevi yaptırmamak için direnme" suçlarından ise yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraatlerine karar verdi.

2 SANIĞIN CEZASI ERTELENDİ

Sanık Kaan Kabaş'ı "Yasak muşta" taşımak suçundan 5 ay hapis ve 400 TL adli para cezasına çarptıran mahkeme heyeti, Sanık Numan Bülent Ergenç'i de "Yasak tabanca taşımak" suçundan 10 ay hapis cezasına ve 400 TL adli para cezasına çarptırılmasına hükmetti. Ancak mahkeme heyeti, Kaan Kabaş ve Numan Bülent Ergenç'in bu hapis cezalarını erteledi, sanıkların da 1'er yıl süreyle denetim altında bulundurulmasına hükmetti.

2 SANIK 2 YIL 6'ŞAR AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

Mahkeme heyeti, sanıklar Erol Özdil ve İbrahim Halilullah Turan'ı "Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve bir yerden diğer bir yere nakletme" suçundan ayrı ayrı 2 yıl 6'şar ay hapis cezası ve 80 TL adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme 2 sanığın, hapis cezalarını ise ertelemedi. Mahkemenin kararı açıklamasının ardından Çarşı Grubu da adliye içinde bir süre slogan attı.

Savcılık, son mütalaasında “terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak”, “suç işleme amacıyla örgüt kurmak, üye olmak” gibi suçlamaları geri çekmişti. Ancak, “izinsiz gösteri düzenleme” iddiası ile de suçlanan çArşı grubu üyelerinin mahkeme dosyasıdaki bazı delliler, okuyanları güldürecek cinsten. İddianamedeki en önemli delil ise 35 kişinin, Gezi Parkı eylemleri sırasında Taksim, Beşiktaş ve Şişli’de bulunup cep telefonu ile konuşmaları ve bu görüşmelerin baz istasyonlarınca doğrulanması. Tutuksuz yargılanan taraftarların müdafi avukatları, “Beşiktaş taraftarının çoğu zaten semt çocuğu, gezmek için Taksim’e, metro için Şişli’ye yürürler. Böyle komik suçlama olamaz” dediler. Avukatlardan Devrim Alpaslan, “Bu davanın hemen düşmesi gerekir” derken, Fikret Orman’ın ilgisizliğini de eleştirdi.

1980'lerde temelleri atılan bir taraftar grubunun darbe yapmakla suçlanmasına yol açan süreç nasıl gelişti? Gezi Parkı olaylarıyla başlayan dava sürecinde neler yaşandı?

DAVA SÜRECİ...

27 Mayıs 2013'te Gezi Parkı olayları Taksim'in dışına taştı, neredeyse Türkiye’nin her yerine sıçradı. Protestolar, birçok farklı siyasi, kültürel ve sosyal topluluğu da bir araya getirmişti. Beşiktaş'ın taraftar grubu olan Çarşı da, Gezi Parkı'ndaki eylemlere destek verdiğini, bayraklarıyla katıldıkları protestolarda göstermişti.

ORGANİZE ŞUBE OPERASYON DÜZENLEDİ: 20 GÖZALTI
Takip eden günlerde, Başbakanlık Çalışma Ofisi'nin de yer aldığı Beşiktaş Dolmabahçe ve çevresinde çıkan olaylarda, polisle çatışanları, Çarşı Grubu'nun organize ettiği iddia edilerek operasyon başlatıldı. Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü tarafından16 Haziran 2013 sabahı başlatılan operasyonlarda, aralarında Çarşı'nın kurucularından Erol Özil, Cem Yakışkan ve Bülent Ergenç'in de bulunduğu 20'ye yakın Çarşı grubu üyesi evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Daha sonra yazılan iddianamede, bir polisin Çarşı Grubu'ndan bazı kişilerin para karşılığı olayları organize ettiği şeklinde emniyete yaptığı ihbar üzerine soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.

ERGENEKON SAVCISI SORGULADI
Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen Çarşı gurubu üyeleri, dönemin savcısı Muammer Akkaş tarafından sorgulandı. Savcı Akkaş, sorguladığı şüphelilerden 5'i için "şiddet eylemlerini organize etmek" ve "kanunsuz eyleme çağrı yapmak" suçlaması yönelterek tutuklanmalarını istedi. Diğer 15 şüphelinin ise serbest bırakılmasına karar verdi.
Ergenekon davalarında da görev yapan Savcı Muammer Akkaş, daha sonra 25 Aralık soruşturmasında görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle meslekten ihraç edildi. Hakkında dava açıldı.

2 KİŞİ TUTUKLANDI
Hakim karşısına çıkan Halil İbrahim Erol ile İbrahim Halilullah Turan, ruhsatsız silah bulundurduğu gerekçesiyle tutuklandı. Tutuklanmaları istenen diğer grup üyeleri Numan Bülent Ergenç, Güray Sezmen ve Cem Yakışkan ise yurtdışı yasağı konularak, 50 bin lira kefaletle serbest bırakıldı.

"HÜKÜMETİ DEVİRMEKLE" SUÇLANAN ŞÜPHELİLER İÇİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
15 ay sonra soruşturmayı tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral, olaylara karıştığı iddiasıyla 35 kişi hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı. Yine bu 35 kişiden 32'si için ise hem "Terör örgütü kurmak ve yönetmek" hem de "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek" suçlamaları ile "Görevi yaptırmamak için direnme", "Gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" gibi suçlamalardan da 2 yıl ile 50 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmalarını istedi.

"AMAÇ AĞAÇLARIN KESİLMESİNİ ENGELEMEK DEĞİL..."
İddianamede 35 şüphelinin eylemlerindeki asıl amacın Taksim (Gezi) Parkı'na alışveriş merkezi yapılması için ağaçların kesilmesini engellemek olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasal olarak kurulmuş hükümetini gayriyasal yollardan devirmeyi amaçladıkları, ülkede kaos ve otorite boşluğu oluşturmaya çalıştıkları öne sürüldü.

İDDİANAMEDE 'ARAP BAHARI' BENZETMESİ
İddianamenin bir bölümünde, “Yabancı basın mensupları tarafından olay yerlerinde elde edilecek görüntüleri dünya medya kuruluşlarına servis yaparak kamuoyunda 'Arap Baharı' diye adlandırılan bir kısım Ortadoğu ülkelerindeki yönetim değişikliklerini çağrıştırır şekilde imaj oluşturup Türkiye Cumhuriyeti'nin yasal olarak kurulan hükümetini yasal olmayan yöntemlerle ortadan kaldırmayı amaçladıkları belirlenmiştir" ifadelerine yer verildi. 15 ay sonra tamamlanan iddianame 13 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11 Eylül 2014 günü kabul edildi.

İDDİANAMEYE TEPKİ
İddianamedeki suçlama karşısında şaşkına dönen Çarşı Grubu üyeleri yaptıkları basın açıklamasında, "Uygarlık tarihinde bir ülkede anayasal düzeni bozmaya ve darbe yapmaya teşebbüsten yargılanan ilk taraftar grubu, 'Çarşı' olarak karşınızdayız" diyerek tepkilerini dile getirmişlerdi.

"ÇARŞI" HAKİM KARŞISINDA
İddinameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmayı 16 Aralık 2014 tarihinde yaptı. Yargılanan Çarşı Grubu üyelerine destek olmak için aralarında rakip takım taraftarlarının da bulunduğu çok sayıda kişi sabahın erken saatlerinde davanın görüldüğü Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplandı. Adliye önünde Çarşı pankartları açan taraftarlar, "Çarşı vicdandır, yargılanamaz" sloganları attı.

"DARBE YAPACAK GÜCÜMÜZ OLSAYDI BEŞİKTAŞ'I ŞAMPİYON YAPARDIK"
Çok sayıda milletvekilinin de izlediği duruşmada sanıklardan Cem Yakışkan'ın yaptığı savunma sosyal medyanın en çok konuşulanları arasına girdi. Mahkeme Başkanı'nın "Darbe yapmaya çalıştınız mı?" şeklindeki sorusuna Cem Yakışkan, "Darbe yapabilecek gücümüz olsaydı Çarşı grubu olarak Beşiktaş'ı şampiyon yapardık. Darbeyi, 1980'de gördüm. Ne demek olduğunu biliyorum. Bizim darbe ile siyasetle işimiz yok. Çarşı'yı terör ve suç örgütü olarak göstermek en hafif ifadeyle haksızlıktır. Çarşı bir simgedir, korunması gereken bir değerdir. Çarşı her türlü hukuka aykırılığa dolayısıyla darbeye de karşıdır" cevabını verdi.

MAHKEMENİN BAŞKANI VE ÜYESİ DEĞİŞTİ
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Şubat 2015'te yayınlanan kararname ile 'Çarşı Davası'na bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı ve üyesi değiştirildi. Mahkeme Başkanı Metin Tamirci 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görevlendirilirken, bu mahkemenin üye hakimi Fatma Altun Şahin de 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne üye yapıldı. Başkan Tamirci'nin yerine bir dönem Beşiktaş Adliyesi'nde özel yetkili hakim olarak da görev yapan 11. Asliye Ceza Hakimi Ahmet Civelek başkan olarak görevlendirildi. 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bir diğer özelliği ise, kamuoyunda 'şike davası' olarak bilinen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanığın yargılandığı (beraatle sonuçlandı) 'futbolda şike' davasına bakmasıydı.

"POLİSE YARDIMCI OLMAMIZ İSTENDİ"
Sonraki duruşmalarda da suçlamaları kabul etmeyen bazı sanıklar ifadelerinde, Beşiktaş'taki olayları yatıştırmak ve Beşiktaş taraftarını olaylardan uzaklaştırmaları için bazı polis müdürlerinin kendileriyle Etiler'deki Polis Meslek Yüksek Okulu'nda toplantı yaptıklarını anlattılar. Sanıklardan Ayhan Güner, Spor Büro müdürüyle odasında bizzat görüştüğünü, müdürün kendisinden Beşiktaş'taki olayların yatıştırılması için oradaki polislere yardımcı olmasını istediğini söyledi.

Güner, "Beşiktaş tribünün de abi olduğum için beni sayarlar. Bu nedenle 5-6 gün boyunca olayların yatıştırılmasında polise yardımcı olduk. Bize daha sonra çay, kahve ısmarladılar. Çok büyük bir iş başardınız dediler. Ancak sanık olarak mahkemeye çıktık" diye konuştu.

Sanıklardan Yusuf Demirci, "Beni emniyet müdürü zorla tatilden getirtti. Diğer arkadaşlar gibi spor müdürünün odasında ben de vardım. 'Beşiktaş taraftarını olaylardan çıkartmamızı, çıkartılmadığı takdirde işin bize patlayacağını' söylediler" diye konuştu.

SAVCI BERAAT İSTEDİ
Tanıklar dinlendi, ifadeler tamamlandı. Dosya, mütalaasını açıklaması için duruşma Savcısı Abdullah Mirza Coşkun'a gönderildi. Duruşma Savcısı Abdullah Mirza Coşkun önceki celse mütalaasını açıkladı. Savcı, tüm sanıkların, "Hükümeti devirmeye teşebbüs" "Terör örgütü kurmak ve yönetmek, üyesi olmak" ve "Direnme" suçlarından beraatlerine karar verilmesini talep etti.

DURUŞMA SAVCISI: DARBE YOK, ÖRGÜT YOK, DELİL YOK
Savcı Coşkun, mütalaasında şu ifadelere yer verdi; "Sanıkların Taksim Gezi Parkı projesine karşı düzenlenen gösterilere katılarak İstanbul ve Ankara'daki Başbakanlık çalışma ofisini işgal etmek isteyerek sürdürdükleri eylemlerde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapamaz hale getirmeye çalıştıkları iddia edilmişse de sanıkların atılı suçu uygun vasıtalarla işleyerek amaca ulaşmaya yetecek plan ve organizasyon dahilinde görev paylaşımlı, hiyerarşik yapıda bir eylem şeması ile ve birbirleriyle önceden tasarlanan şekilde hareket ettiklerine dair suçun maddi ve sanıkların kasıtlarının bu suça yöneldiğine dair manevi unsurlarını oluşturmaya yeterli, kesin ve somut olgular bulunmadığından bu suçtan tüm sanıklar hakkında ayrı ayrı beraatlerine..."

"YASADIŞI GÖSTERİ SUÇUNDAN CEZALANDIRILSINLAR"
Savcı, "Gezi olaylarının yaşandığı gün" sanıkların işlediği suçun "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" olduğunu savunup sanıkların en çok 3'er yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istedi. Bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi...