Zam furyasına bakliyat ürünleri de katıldı
Döviz kurlarındaki artışın faturası, indirim marketlerine de zam olarak yansıdı. Hafta başında açıklanan yeni listeyle, bu marketlerdeki 700 ürünün 385’inin fiyatı ortalama yüzde 30 arttı. Bakliyat fiyatları, döviz kuru yüksekliği, banka faizlerinin artması gibi etkenlerden dolayı geçen aya göre yüzde 10-15 civarında... Zammın yıllık enflasyonu 5.5 puan artırması bekleniyor.
Türk Lirası'nın yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 40 değer kaybetmesinin ardından hammadde ve girdi fiyatlarının artmasını gerekçe gösteren üreticiler, iğneden ipliğe her şeye zam yapmaya başladı. İndirim marketlerine bile hafta başında ürünlerin yarıdan fazlasına zam yapıldığını gösteren listeler gönderildi. Marketlerdeki yaklaşık 700 ürünün 385'ine en az yüzde 11 oranında zam yapıldı. Market çalışanları zam oranının ortalama yüzde 30 olduğunu söylediler.
Sözcü'den Nuray Tarhan'ın haberine göre; Halkın genellikle gıda alışverişini yapmayı tercih ettiği Eminönü'nde de fiyatlarda yavaş yavaş kıpırdanma başladı. Peynir fiyatlarına yaklaşık yüzde 12 zam gelirken, esnaf zeytin ve pastırma-sucuk-salam gibi kahvaltılık ürünlere de önümüzdeki günlerde en az bu oranda zam sinyali aldıklarını belirttiler.
Uzmanlar, Türkiye İstatistik Kurumu'nun enflasyon sepetinde yer alan gıda ürünlerinin fiyatlarının başta BİM olmak üzere indirim marketlerinden alındığını belirterek, zammın 3 Eylül'de açıklanacak olan ağustos ayı enflasyonuna da yansıyacağına dikkat çekiyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, sadece ağustos ayında Türk Lirası'nın değer kaybının yüzde 35.4 olduğuna dikkat çekerek, “Kurdaki artışın geçişkenlik katsayısı yüzde 15. Yani dövizdeki artış nedeniyle yapılan zammın eylül enflasyonuna etkisi 5.5 puan olacaktır. Böylece temmuzda yüzde 15.85 olarak gerçekleşen yıllık enflasyonun yüzde 20'yi geçeceği aşikar. Üzerine elektrik ve doğalgaz zamlarını da koyunca enflasyonun her ay katlanarak artacağı ortada” dedi.
FATURAYI HALK ÖDÜYOR
Hükümetin suçu Amerikan yaptırımlarına atarak kurtulmaya çalıştığı döviz krizine dönüşen sürecin aslında tek adam rejimiyle başladığına dikkat çeken Öztrak, şunları söyledi:
“Seçimden önce millete ekonomiye acil önlem getireceklerini söylediler ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı atamasını bile liyakata göre yapmadılar. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışılır hale getirdiler. Bu serbest düşüşü artık hükümetin önlemesi gerekiyor. Bir an önce milletin önüne acil ve orta vedeli önlemleri içeren bir program koymaları lazım. Eğer bu yapılmazsa ucu kaçar. Faturası yine halka çıkar. Yaptıkları yanlışları artık Trump'a fatura etmekten vazgeçmeliler. Ekonomide yaşanılan şeyler sıcak parayla şişirme ve borca batırma politikasının sonucudur. Sadece şirketlerin kur farkından doğan zararları şimdiden 600 milyar lirayı buldu.”
ENFLASYON NE OLACAK?
Uzmanlar, Türkiye İstatistik Kurumu'nun enflasyon sepetinde yer alan gıda ürünlerinin fiyatlarının başta BİM olmak üzere indirim marketlerinden alındığını belirterek, zammın 3 Eylül'de açıklanacak olan ağustos ayı enflasyonuna da yansıyacağına dikkat çekiyor.
KIRTASİYEDE FİYATLAR % 100 ARTTI
Okulların açılmasına yaklaşık 15 gün kala kırtasiye ürünlerine de yüzde 100'ün üzerine zam geldi. Kırtasiye alışverişinin gözde mekanlarından olan Beşiktaş'taki kırtasiyeciler, döviz kurundaki artış nedeniyle kağıt maliyetlerinin yükselmesini gerekçe gösteren toptancıların, bayramdan sonra birçok ürünün fiyatını yüzde 100'ün üzerinde artırdığını söyledi. Yeni düzenlemeyle, 40 yapraklı defterin fiyatı yüzde 87.5 artışla 4 liradan 7.5 liraya çıkarken, 12'li boya kaleminin fiyatı yüzde 133 artışla 15 liradan 35 liraya yükseldi. 30 liradan 75 liraya çıkan test kitabındaki fiyat artışı ise yüzde 150'ye ulaştı. Kurşun kalemin fiyatı yüzde 300 artışla 50 kuruştan 2 liraya, silginin fiyatı da yüzde 166 artışla 3 liradan 8 liraya yükseldi.
Dünya gazetesinden İmam Güneş’in haberine; göre dövizdeki artışın ardından ithal ürünlerde yaşanan fiyat artışına yerli üretici ‘dengeleme’ adına artış gerçekleştirdi.
Ürünlerde geçen aya oranla fiyatlarda yüzde 10-15 bandında artış görülüyor. Kur kaygısı satışları azaltırken, banka faizlerinin yükselmesinin ardından vadeli alımlara da aylık yüzde 2-3 seviyesinde faiz uygulanıyor. Tedarik zincirinde yaşanan fiyat artışının ardından tedarik sağlayan firmalar yüksek maliyet baskısı altında kaldı.
“Enflasyonla mücadele ederken enflasyon artıyor”
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, banka faizlerinin yukarı çıkmasının ardından peşin ve vadeli alımlar arasında makasın giderek açıldığını söyledi. Vadeli satışlardaki yüksek faizden dolayı peşin alımın daha çok tercih edildiğini belirten Reis, sadece hammadde değil, ürün alımlarında da bu durumun yaşandığını aktardı. Kırmızı mercimeğin kilogramının peşin alımda 3.35 TL, vadeli alımda ise 3.60 TL olduğu bilgisini veren Reis, “Enflasyon rakamının yukarı doğru çıkmaması için mücadele ediyoruz ama bu durum enflasyonu daha da artırıyor” dedi.
İthal edilen ürünlerde fiyat artışı yokmuş gibi davranıldığını vurgulayan Reis, şöyle devam etti:
“Döviz cinsinden ithal ettiğiniz ürünü, bugünün kurunda TL olarak satıyorsunuz. Tabii ki fiyat artışı olur. Bu durumdan kaynaklı yerli üretici de zam yapıyor. İthal ürün ile yerli ürün arasında korelasyon var. Ürün fiyatlarında 1-2 ay önceye göre ciddi bir fark var. Tedarikçiler, fiyat garantisi veremiyorlar, bu da bizleri zor durumda bırakıyor.”
“Vadeli alım vadeli satışı gerektiriyor”
Gaziantepli üretici bir firmanın yetkilisi de, fiyatların geçen aya göre yüzde 15-20 civarında arttığını vurguladı. Banka faizin yükselmesinin ardından maliyetlerin de arttığına değinen yetkili, şunları söyledi:
“Bu durum vadeli satışlara da yansıyor. Vadeli alımlar vadeli satışları gerektiriyor. Aylık yüzde 1.5-2 civarında bir faiz uygulanıyor. Sözleşme yapıldığında fiyat garantisi veriliyor ancak sözleşme yoksa fiyatta değişim olabiliyor. Fiyatların yukarı çıkması sadece Türkiye’deki durumla alakalı değil, dünya gıda fiyatları da arttı. Yerli ürünlerde de artış var. İthal üründe zam olunca yerli ürünlere de yansıyor. Kur baskısından dolayı kimse satış yapamıyor. Fiyatların zamanla dengeleneceğini düşünüyorum.”
"Yerli ürün yerinde sayıyor"
Özsarı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özsarı, elektrik, akaryakıt, doğalgaz zamlarının ardından oluşan maliyetten kaynaklı fiyatlarda yüzde 10’luk bir zam olduğunu kaydetti. İthal ürünlerde döviz etkisiyle fiyat artışı olduğunun, yerli üründe ise dengeleme yapılmadığının altını çizen Özsarı, “Yerli ürün neredeyse yerinde sayıyor. Sadece elektriğe, benzine yapılan zamların maliyeti var. Fiyatlarında geçen yıla göre düşüş olan ürünler de var” diye konuştu.
"Bankalar kredi vermiyor"
Peşin satış ile vadeli satış arasında uçurum olduğuna değinen Özsarı, şu açıklamalarda bulundu:
“Makas giderek açıldı. Bankalar kredi vermeye çekiniyor. Piyasada nakit sıkıntısı var. Peşin satmak bizim için daha avantajlı. Vadeli satışlarda sadece bankanın bize uyguladığı faizi yansıtıyoruz. O da yüzde aylık yüzde 3 civarında. Satışlarda fiyat garantisi vermemiz pek mümkün değil. Çünkü TMO bile bize fiyat garantisi veremiyor. Her gün farklı olaylar oluyor. Yarın ne olacağı belli değil. Bu durumda biz vatandaşlar olarak nasıl fiyat garantisi verelim!”
En Çok Okunan Haberler
- Özgür Özel'den grev çağrısı!
- 'Asgari ücret' yanıtı sonrası gözaltına alındı
- 2025 yılının asgari ücreti belli oldu!
- Erdoğan'dan açlık sınırına sadakat!
- Açıklanan asgari ücrete tepki yağdı!
- ORC Araştırma 2024'ün son anketini açıkladı
- Oytun Erbaş'ın 'asgari ücret' yorumu pes dedirtti
- AKP’nin 2025 planı ne?
- ‘Gelecek-Saadet’ grubuna yeni çözüm!
- Bakan Işıkhan asgari ücreti böyle duyurdu!