‘Unutmadım’ sloganları
Cumhuriyet 1915’in 100. yıldönümünde Erivan’da.
5 bin 137 metreye erişen zirvesiyle bulutlarla kaplı Ağrı’ya doğusundan bakıyoruz günlerdir. Ancak doğusundan görebilirsiniz, güneş batıdan batarken ‘gölgesiyle’ nasıl kapladığını Ararat’ın bu küçük ülkeyi.
Bu üçüncü seferim Ermenistan’a. İlki 1995’te savaşın ardından derin tahribat ve travmayı insan yüzlerinde görmüştüm. İkinci seferim 2010’da Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin hemen ardından gerçekleşti. 3.5 milyonluk küçük ülke canlanmış, hayal olsa da komşuyla normalleşme umutları doğmuştu. Bu kez sonuncusu ve ‘olağanüstü’ bir döneme rast geldi. 1915’in 100. yıldönümüne...
100 kez çalınan çan
Dört gündür Hırant Dink Vakfı’nın davetlisi olarak Erivan’dayız. Sivil toplum kuruluşları, medya, akademisyenler, değişim programlarına katılan gençlerle buluştuk. İnsanların düşüncelerini ve hissiyatlarını anlamaya çalıştık. Dün de önce Erivan’a tepeden bakan ‘Soykırım Müzesi’ndeki anmaların ardından Vagharshapat kentinde bulunan 4’üncü asırdan kalma Eçmiadzin kilisesinde 19.15’te 100’üncü yıl anısına 100 kez çalınan ve dünyada katedral ve kiliselerin izlediği çanların çalındığı töreni izledik. Apostolik Kilisesi’nin ruhani lider Karekin II’nin yönettiği ayinle tarihte ilk kez 1.5 milyon kurban topluca kutsandı. Akşam yoğun yağmura rağmen Türkiye’de hatırı sayılır hayranı bulunan System of a Down rock grubu ve solisti Serj Tankiyan Erivan Cumhuriyet Meydanı’nda bir konser verdi.
'Masum kurban Türkler anılmalı’ ‘Ermeni Soykırımı’ Müzesi ve Enstitüsü’nün müdürü Hayk Demoyan’a göre 2009’da imzalanan protokoller öldü. Türkiye’de bazı zenginlerin bunları el konulmuş Ermeni mallarına borçlu olduklarını söylüyor. Günümüzde mülk meselesinin mahkemeler yoluyla çözümlenebileceği görüşünde. Demoyan ‘Ermeni soykırımı’ karşısında direnişte ve intikam saldırılarında pek çok Türkün de öldüğünü belirtiyor, “Tüm masum kurbanlar anılmalı” diye ekliyor. |
Çiçekler, billboard’lar..
100. yıldönümünün ayrı bir anlamı var burada. Erivan’ın dört yanına ‘unutma beni’ çiçekleri ekilmiş. ‘Soykırım’ teması tüm bilboardlarda. Fes ve bıyıklı bir sembolün yanında Hitler’in ünlü saç ve bıyığı yer alıyor. Diaspora Erivan’a akmış, oteller dolu. Anmalar, beş kıtadan Ermenileri ‘Unutmadım ve talep ediyorum’ sloganı altında birleştiriyor.
28 yaşındaki Ruben ve 27 yaşındaki eşi Zaruhi 4 yaşındaki oğulları Mikhail’i de getirmişler. “Bu olayın parçası olmasını istedik” diyorlar. Ruben, “Türklerden saygı ve adalet bekliyoruz”, eşi Zaruhi ise “Özür dilenmezse iyi komşu olamayız. Bir gün Türkler bunu anlayacak” görüşünü dile getiriyorlar.
Genç Ermenilerin algısını ‘soykırım’ belirliyor. 16 yaşındaki Hasmik, “Dünyada herkes soykırımı öğrenmeli çünkü bu korkunç bir olay” diyor. Türkiye insanına karşı hissiyatı sorunca, “Hiçbir kötü düşüncem yok. Aradan 100 yıl geçmiş. Ama yapılanlar inkâr edilmemeli” diye ekliyor. 20 yaşındaki Inga, “Kurban ulus olarak kalmak istemiyoruz” görüşünde. 19 yaşındaki Maro, “Ulusumuzun acısının dindirilmesi için bir şeyler yapılması gerekiyor. Türkiye hükümeti bir yerden başlamalı” vurgusu yapıyor.
Erivan Üniversitesi öğrencisi 18 yaşındaki Agapi ise Çanakkale’deki törenler için “Başka ülkelerin dikkatlerini başka tarafa çevirmeye çalışıyorlar. Bu çok kötü” deyip ekliyor: “Türkiye hükümeti yaşananları kabul etmeli, tazminat ödemeli ve topraklarımızı geri vermeli.”
Ana trend tazminat
Amerikan Üniversitesi’nden bir akademisyen, Ermenistan kamuoyunda giderek ‘hasarın tazmini’ seslerinin ana trend olduğuna dikkat çekip “24 Nisan’ın ardından bu trend güçlenecek” diyor. Ermeni milliyetçi solunun temsilcisi Taşnak Sutyun bu yolda bazı projelere girişmiş. Amerika’da Worchester Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma 43 milyar dolarlık bir tazminat hesabı ortaya koymuş.
Anadolu’nun asli unsurlarından birisinin sökülüp atılması sürecinin açtığı yaralar derin... Bu yaralara kıyısından köşesinden tanıklık ederken, kapanmasının yolu yordamı ‘isimlendirmeden’ mi geçiyor, bilmiyorum. Ermenilerse bunu ‘siyasi, tarihi ve ahlaki bir hakikat’ olarak görüyorlar.
Müzede Samast fotoğrafları 100. yıldönümü törenlerinde ‘Ermeni Soykırımı Müzesi’nin genişletilmiş halinin açılışı yapıldı. 90 bin parçanın yer aldığı en büyük müzeyi dolaşmak 2.5 saat sürüyor. Türk gazetecileri müze ve enstitünün müdürü Hayk Demoyan gezdiriyor. Müzenin ilk kısmı 18. yüzyılda yaşamış Piskopos Gomidas’ın (ünlü Ermeni kahramanından çok önce) kafasının kesilerek öldürülmesini sergileyen görüntülerle ve Ermenistan’ı gösteren 1803- 1804 tarihli Osmanlı haritası ile başlıyor. 1909 tarihli Konya Ermeni Kız koleji, Diyarbakır’daki erkek kolejinin öğrencilerinin resimleri var. Adana olayları için ‘soykırım’ başlığı açılmış. 1-4 Nisan ile 12-14 Nisan tarihlerinde Adana ve Kilikya’da 30 bin Ermeni’nin öldürülmesi, kadınların tecavüzlere uğramasını, kendi çocuklarını yemeye zorlanmasını tasvir eden gravürler yerleştirilmiş. Demoyan, Talat Paşa’nın Danimarkalı gazeteciye verdiği röportajda ‘Ermeni halkını kırmak zorunda olduklarını’ söylediği ‘Ya biz ya onlar’ diye özetlenebilecek sözlerini aktarıyor. Ermenilerin ‘ihaneti’ tezine “Rus ordusunda o dönemde 8 bin Ermeni vardı. Osmanlı ordusunda 100 bin” diyerek meydan okuyor. Müzeyi dolaşırken Talat Paşa’nın sürekli kullandığı anlatılan telgraf makinesinin sesleri işitiliyor. Müze tehcirin korkunç fotoğraflarıyla donatılmış. Alman subaylarının yasak olmasına rağmen çektikleri fotoğraflar... Bunlar arasında ‘Hasan Amca’ diye tanınan Türk’ün Suriye’de 1915’te çektiği açlıktan eşek leşi yiyen kadınların fotoğrafları da var. Tarihle yüzleşmeyi amaçlayan müze Hrant Dink’in öldürülmesi sonrası Türkiye’de yapılan gösteriler ve Ogün Samast’ın fotoğraflarıyla sona eriyor. |
En Çok Okunan Haberler
- Sanıklar tek tek ifade verdi
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı
- Belediyelerden hastane adımı
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- ‘Yediniz, içtiniz, geldiniz’
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Konserve ton balığında cıva tespit edildi
- Galatasaray, Tottenham'ı sahadan sildi!
- Tuncer Bakırhan hakkında soruşturma