GÖRÜŞ Moskova ile zorlu gündem
Son dönemde “yakın müttefik” gibi hareket etmeye başlayan Türkiye ile Rusya’nın ilişkileri açısından 2019 “hareketli” geçmeye aday görünüyor.
2015 yılında yaşanan “uçak krizi”nin ardından hasarı onarma sürecine giren iki ülke 2018 boyunca pek çok alanda bu yönde adımlar atmaya devam etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yıl boyunca 20’ye yakın telefon görüşmesi yapması bile ilişkilerin boyutunu göstermesi açısından çarpıcı bir veri.
ABD hamlesi dengeyi bozabilir
İki lideri 19 Kasım’da İstanbul’da buluşturan Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin deniz kısmının tamamlanması töreni enerji alanındaki işbirliğinin uzun dönemde devam edeceğinin yeni bir kanıtı oldu. İki ülkenin birlikte asıl çalıştığı saha ise 2011 yılından bu yana iç savaşın yaşandığı Suriye oldu. Astana’da geçen yıl başlayan süreçle Türkiye ve Rusya, İran’ın da katılımıyla ülkedeki en güçlü “dış cephe”yi oluşturdu. Ancak, 2018’in son günlerinde ABD’den Ankara-Moskova hattındaki dengeleri bozabilecek iki hamle geldi.
Bunlardan ilki ABD’nin Suriye’den çekilme kararı alması, ikincisi ise Türkiye’ye muhtemel Patriot füzeleri satışı için “yeşil ışık” yakılmasıydı. Karar hem ABD’nin Suriye’deki gerçek niyeti hem de Türkiye boyutu açısından Moskova’da kaşların kalkmasına yol açtı. Hatta, Moskova’daki bazı çevrelerde Türkiye’nin ABD’nin Suriye’de terkettiği rolünü üstlenmek isteyebileceği yorumları yapıldı. Peki, bu gelişme Türk-Rus ilişkilerini etkiler mi? Bu soruya kestirmeden “evet” ya da “hayır” diye yanıt vermek zor. Bir yandan, pek çok boyutu bulunan Türk-Rus ilişkilerinin geldiği nokta tarafların ipleri bir anda koparıp atmasına kolay kolay izin vermiyor, üstelik iki ülke şimdiye kadar Suriye’de kendileri için tatmin edici bir ortaklık yaptı. Çekilme kararıyla Moskova’ya karşı ABD kozunu oynama şansını kaybeden Ankara’nın “sahadaki patron” Rusya’yı karşısına alması zayıf bir ihtimal. Diğer yandan, Türk-Rus iş birliğinin merkezindeki Suriye meselesinin yeniden görüş ayrılığının kaynağına dönüşmesi olasılığı bulunuyor. Türk ve Suriye güçlerinin karşı karşıya gelmesi tehlikesi bir yana, en kısa sürede siyasi sürecin başlamasını sağlamaya çalışan Moskova er ya da geç ülkedeki Türk askeri varlığının son bulmasını gündeme getirecek. Bu potansiyel sorunun alt başlıklarından biri ise Rusya’nın Suriye’deki Kürtlerle bundan sonra nasıl bir ilişki kuracağı ve onlara nasıl rol vereceği.
S-400 meselesine gelince… ABD’den Patriot satın alma olasılığının güçlenmesinden Türkiye’nin ön ödemesini de yaptığı Rus S-400 füzelerinden vazgeçeceği sonucunu çıkarmamak gerekiyor. Ankara’nın önümüzdeki 12 aydan az bir süre içinde teslim almaya hazırlandığı füzelerden son dakikada “u dönüşü” yapmasının ilişkilerde ciddi bir hasara yol açma tehlikesi bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin Rus füzeleri kararından dönmemesi şaşırtıcı sayılmamalı. Ama alındıktan sonra füzelerin kullanılıp kullanılmayacağını şu anda belki de hiç kimse bilmiyor.
En Çok Okunan Haberler
- Gözaltına alınan Kadir İpek hakkında yeni gelişme
- Nedir bu Emevi Camisi takıntısı?
- 'Asgari ücret' tepkisi nedeniyle tutuklandı
- 'Senin ne kadar acınacak bir hale geldiğinin...'
- Boykot çağrısı yaptı!
- Suriye’de Aleviler sokağa çıktı
- Emekli ve memura ne kadar zam yapılacak?
- Müebbet hapse çarptırılan 31 er tahliye edildi
- Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
- Davutoğlu'nun 'hazırım' çıkışına yanıt verdi