Gıdada zehirli gerçekler: Sahte zirai ilaçlar

Güngör, Türkiye’de ekonomik öneme sahip 70’in üzerinde kültür bitkisi yetiştirildiğini, bu bitkilerin içinde 500 civarında hastalık etmenli, zararlı ve yabancı ot türü bulunduğunu belirterek, “Bu nedenle birim alandan elde edilen verimin ve kalitenin arttırılması için kullanılması gereken girdilerin başında tarım ilacı gelmektedir.  Zirai ilaç tüketimi dünyada yıllık 3,5 milyon ton, Türkiye’de ise 60 bin tondur. Ancak bu alanda mücadele edilmesi gereken çok önemli sorunlar var” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bakanlık 6 yıl önce reçete sistemini uygulamaya soktu ama bu alanda büyük sahtekarlıklar yaşanıyor. Bakanlığın izin verdiği ilaçlar bundan 30 yıl önce ruhsat almış ilaçlar. Ziraat mühendislerinin de bu ilaçları, izin verilen dozajda yazma yetkisi var. Ama bu 30 yılda ilacın etkinliği düşmüş tabii. Dolayısıyla çiftçi için bu doz yeterli gelmiyor, o da böceklenmeyi engellemek için arazisini iki katı büyük gösteriyor ki fazla dozaj yazılsın. Sonuçta reçeteye yazılan ilacın dozajını, gösterdiği araziden yarı yarıya bir alana kullanıyor.

Bir diğer sorun da fasulye, ıspanak, nar, maydanoz gibi ürünlerde Bakanlık tarafından tavsiye edilen zirai ilacın bulunmaması. Bu gibi ürünlerde ciddi tavsiye eksikliği mevcut.

Bir başka hayati sorun da Bakanlık’ın denetim eksikliği. Şu an Bakanlık ne ilaç bayilerini ne de çiftçiyi denetliyor.”

Çin malı ilaçlar, internetten siparişler

Özden, Türkiye’deki yerli firmaların zirai ilaçlarının yüzde 98’inin Çin’den geldiğine dikkat çekerek, “Yerli zirai ilaçların yüzde 98’i Çin’den geliyor. Ben bu konuda yalnızca şu yorumu yapmak istiyorum: Eşinize bir takım elbise alacaksınız. İyi bir markadan aldığınızda biliyorsunuz garantili ama fiyatı pahalı. Ama bir de 10 liralık ceket var. Gerisini siz düşünün” ifadelerini kullandı. Son dönemde özellikle internetten zirai ilaç satışında büyük bir artış olduğuna dikkat çeken Güngör, “Bugünlerdene idüğü belirsiz ilaçların internette satışı arttı. İlaçlar ucuz ama içinde ne var belli değil” dedi. Sahte ve kaçak ilaçların da önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Güngör, Bugün Türkiye’de sahte ve kaçak zirai ilaçların piyasa değerinin 2 milyon avroya ulaştığını belirterek, şöyle devam etti:

“Kaçak ilaç piyasası arttı ama bu alanda sağlığa etki eden şöyle bir durum var: Türkiye’deki zirai ilaç ile Suriye, Irak ya da İran’dan kaçak gelen ilacın dozajı ve formülasyonu farklı. Ucuz ama içeriği çok daha sert olduğu için ürüne çok zarar veriyor, kimi zaman ürünü yakıyor. Bir de sahte ilaçlar var tabii, hem dışardan gelen hem de içerde üretilen. Bunlar da orijinal ambalaj görüntüsünde olsa da içinde farklı sıvılar oluyor. Sahte olduğu ancak tahlilde anlaşılıyor.”

Türkiye’de zirai ilaç kullanımında bölgelere göre dağılımda yüzde 32 Akdeniz başı çekerken, yüzde 18 Ege, yüzde 17 İç Anadolu, yüzde 17 Marmara, yüzde 12 Güneydoğu Anadolu, yüzde 3 Karadeniz, yüzde 1 ise Doğu Anadolu Bölgesi geliyor.