Zam pazarlığında ‘Geç teklif’ taktiği

Hükümetin toplamda 5 milyonu aşkın memur ve memur emeklisinin toplu sözleşme görüşmelerinde zam teklifini bayramdan sonra 16 Ağustos’a bırakması nedeniyle, pazarlık da sadece 4 gün sürecek. 20 Ağustos’ta görüşmeler bitecek, hakem süreci başlayacak.

Memur toplu sözleşme görüşmelerinde önceki günkü ilk oturumun ardından görüşme takvimi de oluşturuldu. Takvime göre bir sonraki toplantı 9 Ağustos’ta yapılacak. O zamana kadar komisyonlar çalışmalarını sürdürecek. 9 Ağustos toplantısında komisyon raporları görüşülecek. Ancak hükümet zam teklifini vermeyecek. Kurban Bayramı nedeniyle görüşmelere ara verilecek. 15 Ağustos’ta yine toplantı olacak. Hükümet zam teklifini 16 Ağustos’ta masaya getirecek. Sonrasında tarafların zam pazarlığı için geriye sadece 4 gün kalıyor. Çünkü takvim gereği 20 Ağustos’ta müzakereler sonuçlanacak. Eğer anlaşma sağlanamazsa 21 Ağustos’ta hakeme başvuru süreci başlayacak. Başvuru için de 3 gün süre var. Hakeme götürme yetkisi ise bakanlık ve Memur-Sen’de bulunuyor.
Memur-Sen hakeme geç başvuru yapacak olsa bile, bakanlığın hemen 21 Ağustos’ta hakeme başvuru hakkı bulunuyor. Hakem kurulu da son kararını 28 Ağustos’a kadar vermek zorunda. Hakemin vereceği karar kesin olacak.

Toplu sözleşme masasında yer alan KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, hükümetten 9 Ağustos’ta zam teklifini sunmasını istediklerini söyledi. Gürbüz hükümetin işçilere yaptığı yüzde 6+4’lük zam teklifini anımsatarak, “Memur-Sen 2020 için yüzde 8+7 istedi. Makas küçük tutulmuş. Umarım yüzde 6+4’lük bir zammı kabul etmezler” dedi. Gürbüz, doğal gaza yeni zam geldiğini, iki ay sonra yeniden gelmeyeceğinin de garantisi olmadığına işaret ederek, “Başka zamlar da gelecektir. Bu nedenle zam pazarlığının da buna göre yapılması gerekiyor” dedi.

KESK’e destek
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Toplu sözleşme görüşmelerine polis şiddetinin gölgesi düşmüştür” dedi. KESK üyelerine yönelik gözaltı ve yaralanmalarla sonuçlanan polis müdahalesinin insanca yaşama hakkını hedef aldığını belirten Çerkezoğlu, “Toplu iş sözleşmesi sürecinde taleplerini etkili biçimde dile getirmek isteyen emekçilerin karşısına işverenin ‘şiddet aygıtları’ ile çıkması bu süreci baştan sakatlamakta” diye konuştu.