İşçi ve memur zam bekliyor

Hükümetle Türk-İş arasında 200 bin kamu işçisini kapsayan sözleşme görüşmelerinde henüz anlaşma sağlanamadı. 1 Ağustos’ta memur konfederasyonlarıyla 3.2 milyon memur ile 2 milyon memur emeklisinin 2020-2021 yıllarında alacakları zam oranlarının belirleneceği toplusözleşme görüşmeleri başlayacak.

Heyet başkanlığını yapan Memur-Sen 2020 için yüzde 3 refah payı, taban aylığa 200 TL zam ve yüzde 8+7 artış talep etti. 2021 için de yüzde 2 refah payı, yüzde 6+6 zam istedi. 6’şar aylık enflasyonun, yüzdelik zamları aşması halinde de enflasyon farkı ödenecek. Türkiye Kamu-Sen, 2020’nin tamamı için kümülatif yüzde 24.6 artış ve taban aylığa seyyanen 600 TL net zam, 2021’de yüzde 20.14 zam istedi. Enflasyon farkının TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini talep etti.

KESK, 2020’de maaşlarda yüzde 38 artış yapılmasını, maaş ve yardım kalemlerindeki artış taleplerinin kabulü halinde de 2021 yılı için 2020 yılında gerçekleşen enflasyon +3 puan refah payı verilmesini istedi. 

Dayanışma aidatı listede

Hükümet 200 bin kamu işçisine bu yıl için yüzde 5+4, 3 bin 500 liranın altındaki ücretlere de 60 lira zam teklif etmiş ancak Türk-İş kabul etmemişti. Hükümetin memur sözleşmesinde toplamda 5.2 milyon kişiyi ilgilendirdiği için kapsamın çok daha geniş olması nedeniyle daha düşük bir teklif vermesi bekleniyor. Taleplerini hükümete sunan Memur-Sen’e bağlı sendikalar “dayanışma aidatını” listelerine ekledi. Hükümet tarafından da kabul edilmesi halinde başka sendikalara üye memurlar sözleşmeden yararlanabilmek için bir aidat, herhangi bir sendikaya üye olmayan memurlar ise sendika aidatının iki katı tutarında bu sendikalara dayanışma aidatı ödemek zorunda kalacak.

Hükümetin Türk-İş ile yürüttüğü 200 bin kamu işçisini kapsayan görüşmelerde ise yeni bir gelişme yok. Ancak anlaşma sağlanamaması halinde ağustosun ortasından itibaren yasa gereği sendikalar greve çıkmaya başlayacak. Hükümetin önce memur sözleşmesini imzalayacağı, ardından işçilerle yeniden masaya oturacağı değerlendirmesi yapılıyor. Grev kararlarının hükümet tarafından ertelenebileceği, sözleşmelerin yüksek hakem kuruluna gidebileceğine dikkat çekiliyor. Hakem kararı kesin nitelik taşıyor. Ancak grevin ertelenmesi “yasaklama” anlamına geldiği için hükümetin Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda zor durumda kalacağı da belirtiliyor.