Erdoğan'a direniş
Son dönemde art arda yaşanan gelişmeler, Erdoğan’ın planlarını zora zoktu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesi ve bizzat şikayetiyle tutuklanan, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki “tutukluluk” hali, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararıyla sona ererken, muhaliflerine dönük sindirme politikaları, Kürt sorunu, dış politika, başkanlık hayali ile ilgili açıklama ve uygulamaları, AKP içinden bile direnişle karşılaştı. Erdoğan, anayasa masasının dağılması ve parti içi muhalefet nedeniyle “başkanlık” hayalini bir kez daha ötelemek zorunda kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı son dönemde zorlayan kararlar ve parti içinde yaşanan önemli gelişmeler şöyle:
CASUSLUKLA SUÇLADI, AYM 'GAZETECİLİK' DEDİ:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “MİT Tırları ile Suriyeli muhaliflere silah ve mühimmat taşındığını” belgeleyen haberleri nedeniyle gazetemizin Can Dündar’ı, “”Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu” sözleriyle açıkça tehdit etti. 1 Kasım seçimlerinden AKP’nin tek başına iktidar çıkmasının hemen ardından bizzat Cumhurbaşakanı Tayyip Erdoğan’ın “şikayeti”yle, yargı “harekete” geçti. Can Dündar ve yine MİT Tırları haberinin devamı niteliğindeki, “Jandarma da Var dedi” başlıklı haberi nedeniyle Erdem Gül tutuklandı. Erdoğan’ın yargıç atamalarında etkin olduğu Sulh Ceza Mahkemeleri, yapılan tahliye istemleri ve itirazları reddetti. Ancak Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Bireysel başvuruyu 17 Şubat’ta gündemine alan AYM 1. Bölüm dosyayı 17 üyeli AYM Genel Kurulu’na havale etti. Bu süreçte özellikle Saray’a yakın medya organlarında, gazetecilik tarihinde görülmeyen şekilde, Dündar ve Gül’e karşı “itibarsızlaştırma” kampanyası başladı ve kaldıkları “yüksek güvenlikli” nitelikteki Silivri Cezaevi’nin koşullarını bile “Dubleks’te kalıyorlar” ifadeleriyle manşetlerine taşıdı. Etkileme çabalarına karşın AYM, yapılan faaliyeti “gazetecilik” olarak gördü ve “hak ihlali” kararı verdi.
AKP İÇİNDEN BİLE FARKLI SESLER YÜKSELDİ:
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarına, başta Davutoğlu olmak üzere aralarında Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un da bulunduğu isimler “tutuksuz yargılanmalılar” tepkisi gösterdi. Ancak parti içindeki Saray’a yakın isimlerden ise “gazetecilik suçundan tutuklu gazeteci bulunmadığı” açıklaması geldi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Türkiye’de şu anda cezaevlerinde tutuklu ya da hükümlü bulunan gazeteciler var. Soruşturma aşamasındaki iddialara baktığımda haber yaptığı iddiasıyla soruşturmaya tabi tutulan bir gazeteci yok Türkiye’de” diyen isimler arasında yer aldı.
Ancak AYM’nin kararı, Bozdağ’ın bu sözlerini çürüttü. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan AYM’nin önceki günkü kararını “sevinçle” karşıladıklarını, ancak mahkeme kararları üzerinden AKP’nin ve iktidarın itham edilmesini doğru bulmadığını dile getirdi. Turan’ın bu açıklamaları bile sosyal medyada “kırmızı çizgisi Erdoğan” olan aktroller tarafından tehditvari “kaydettik” paylaşımlarına yol açtı.
KEMİK KADRONUN YENİ AKP ARAYIŞI:
Erdoğan’ın, “tek adam” gibi hareket etmesi ve özellikle “çözüm süreci”, özelde Suriye ve genelde dış politika ve muhalif kesimlere dönük baskıcı uygulamaları AKP’nin kuruluşundaki “kemik kadroda” yer alan isimlerin de isyanına yol açtı. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürt sorunu konusunda “çözüm süreci” yaklaşımından “güvenlikçi” politikalara dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert sözlerle eleştirip, “Dolmabahçe’yi Erdoğan biliyordu” açıklamalarıyla Saray’ın şimşeklerini üzerine çekti. Eski Bakanlar Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Nihat Ergün’ün de bulunduğu isimler de Erdoğan’ın artık “o zat” diye hitap ettiği Arınç’a destek veren isimler arasında yer aldı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile temas halinde olduğu belirtilen muhalifler, şimdilik “yeni parti” değil, AKP içinde kalarak “Yeni AKP” hareketi başlattı.
Gül’ün, Saray’dan gelen davet üzerine Erdoğan’la yaptığı görüşme de gerilimi düşüremedi. Saray’a yakın kesimler ise muhalifleri “FETÖ’cülükle” suçlayarak karşılık verdi. Bu tartışmalar sürerken, AKP’deki asıl kavganın Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında yaşandığı konuşuluyor. Erdoğan’ın yakın çevresine Davutoğlu’nu, 12 Eylül 2015 tarihindeki kongrede değiştirtirmediğine pişman olduğu kulislere yansıdı.
BAŞKANLIK HESAPLARI YİNE TUTMADI:
7 Haziran seçimlerinde “başkanlık” hesapları tutmayan Erdoğan, 1 Kasım seçimleri sonrasında, başkanlık yolunu açacak anayasa değişikliği için Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu devreye soktu. Davutoğlu, muhalefeti “yeni anayasa” gerekçesiyle masaya oturtmayı başarırken Erdoğan da “başkanlık sisteminin faydalarını” anlatmak için “sahaya inme” kararı aldı. Ancak Anayasa Uzlaşma Komisyonu 3. toplantısında dağıldı. Davutoğlu, muhalefeti yeniden masaya çağırmasına karşın, CHP’nin tavrında geri adım atmaması ve MHP ile HDP’nin de “4 partili uzlaşma komisyonu” yaklaşımı nedeniyle masanın toplanması zor görünüyor. Saray ve AKP’nin son seçenek olarak “erken seçim” kartını açabileceği kulislerde konuşuluyor.
CERATTEPE DİRENDİ, KAZANDI:
Artvin Cerattepe’de Erdoğan’a yakın olduğu belirtilen ve 17/25 Aralık sürecinde “milletin a... koyacağız” ifadeleri internete düşen işadamı Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Cengiz İnşaat’ın “maden işletme” girişimi halkın direnişi ile karşılaştı. Halk geri adım atmadı,Başbakan Davutoğlu devreye girdi. Davutoğlu, “yargı kararı sonuçlanana” kadar Cerattepe’de maden arama çalışmaları durduruldu.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 6 asker şehit olmuştu
- ‘Bir an önce ilan etmelerini bekliyoruz’