Ülke tarihinin en büyük ikinci davası... Müslüman Kardeşler üyelerine ceza yağdı!

Middle East Eye haberine göre, çarşamba günü Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarihinde ikinci en büyük davada 43 Emirati müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Abu Dabi Temyiz Mahkemesi, devletin terör örgütü olarak tanımladığı Müslüman Kardeşler'in liderleri ve üyeleri olarak tanımlanan sanıkları mahkûm etti.

Ancak hak savunucuları, BAE'nin COP28 zirvesine ev sahipliği yaptığı dönemde başlayan bu toplu davanın, siyasi amaçlı olduğunu ve adil yargılama ihlalleriyle dolu olduğunu savunuyor.

Cenevre merkezli MENA Hak Grubu'ndan Alexis Thiry, "Bu dava, terörizmle mücadele kisvesi altında eleştirel seslerin nasıl susturulduğunu gösteriyor" dedi ve mahkumiyetlerin temyizde bozulmasını umduklarını belirtti.

NE OLMUŞTU?

Davanın sanıklarının çoğu, on yıl önce BAE'nin en büyük toplu davasında mahkûm edilmişti. "BAE94" olarak bilinen bu davada, demokratik reformlar talep eden 94 kişi, hükümeti devirmeye teşebbüs etmekle suçlanmıştı.

Sanıkların birçoğu cezalarını tamamlamış olmalarına rağmen, tartışmalı rehabilitasyon merkezlerinde tutulurken geçen yıl yeni suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Human Rights Watch'dan Joey Shea, "Bu aşırı uzun cezalar, adaletin alay konusu haline gelmesini sağlıyor ve BAE'nin sivil toplumuna bir darbe daha indiriyor" dedi.

Emirlik Detainees Advocacy Centre (EDAC) tarafından verilen bilgiye göre, Ras Al-Khaimah'taki hükûmet ailesinin üst düzey bir üyesi olan Sultan bin Kayed Al Qasimi ve akademisyen-aktivist Mohammed Abdul Razzaq al-Siddiq de müebbet hapis cezası alanlar arasında.

WAM, beş kişinin 15 yıl hapis, beş kişinin 10 yıl hapis cezası aldığını, bir kişinin beraat ettiğini ve 24 kişinin davalarının düştüğünü bildirdi.

YEDİ DAKİKALIK DURUŞMA

Çarşamba günü, aileler duruşmayı mahkeme salonunda başka bir odadaki bir televizyondan izledi. Duruşmada yargıç bazı sanıklara isimleriyle, bazılarına ise sadece numaralarıyla hitap etti ve karar yedi dakika sürdü.

Jenan al-Marzooqi, bu davanın adil yargılama unsurlarından yoksun olduğunu ve 2013'teki ilk davadan daha ağır ihlaller içerdiğini söyledi: "Duruşma boyunca ciddi bir gizlilik vardı. Suçlamaları ve sanıkların isimlerini mahkeme oturumları başladıktan sonra öğrendik."