Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Alaturka Başkanlık

15 Kasım 2012 Perşembe

Son günlerde, Başbakan’dan başlayarak herkesin, dilinde başkanlıkveya yarı başkanlık”, daha doğru deyişiyle de başkancısistem olduğuna göre, istesek de istemesek de daha bir süre bu konuyu tartışacağız demektir.

\n

Geçen gün Başbakan gazetecilerle konuşurken başkanlıkta Türk sisteminden söz etmiş, sistemin illa ABDdeki gibi olmasının zorunlu olmadığını söylemiş, Sanayi ve Teknaloji Bakanı Nihat Ergün de Anayasa değişmese bile yarı başkanlık sistemi olacakdemiş.

\n

Öyle anlaşılıyor ki alaturka (bize özgü) parlamentarizmden alaturka başkanlık seçimine yatay bir geçiş yapacağız.

\n

Ve hem Nihat Ergünün hem de Başbakanın aynı yönde sözlerinden anlaşıldığına göre de bu gerekli anayasa değişikliği olmasa da gerçekleşecek; yani hem alaturka hem de uysa da, uymasa da mantığına uygun olacak.

\n

İşin özünde ise fazla bir şey değişmeyecek. Yani parlamenter giysili tek adam rejimi, başbakanlık ya da başbakancırejim, bütün yetkilerin aynı kişinin elinde toplandığı yarı başkanlık”, doğru deyişiyle başkancı rejime dönüşecek.

\n

***

\n

Başkanlık rejimleri kuvvetler ayrılığının bütün mekanizmalarının net ve kusursuz işlediği bir sistemdir ki katıksız uygulaması ABDde mevcuttur.

\n

Onun dışında kurumların birbirlerine karşı durumlarının net çizgilerle belirlenmediği sistemlere yarı başkanlıkdiyenler olduğu gibi bir kısım hukukçular da bunu, doğurduğu sonuçlardan hareketlebaşkancıolarak nitelerler.

\n

Burada altı çizilmesi gereken husus, başkancısistemlerde sistemin başındaki kişilerin, kurumların işlevleri ve konumları net bir şekilde belirlenmediğinden uygulamada, ABDdeki başkandan daha fazla erk sahibi olduğudur.

\n

Latin Amerika diktatörlüklerinde görülen bu sistemin, uygulamadaki sonucu, bizdeki parlamentarizm kılığındakibaşbakancısisteminkiyle aynıdır.

\n

Bizim başbakancı sistemimizin bugünkü yapısı şudur:

\n

Çoğunluk partisinin demir yumruklu başkanı, başbakan olarak yürütmenin başıdır.

\n

Aynı zat, partisinin milletvekillerini saptadığından ve o parti yasamada çoğunlukta olduğundan aynı zamanda, yasamanın da, hukuken başkanı olmasa da fiilen bütün denetimini elinde tutmaktadır.

\n

Aynı zat, aynı şekilde, 12 Eylül 2010 referandumunun sağladığı imkânlarla HSYK ve yüksek yargıyı da kontrolü altına aldığından her üç erkin iplerini de elde tutmaktadır.

\n

İştealaturka parlamentarizmveya alaturka başbakancıdenen sistem budur.

\n

***

\n

Tayyip Bey’in isteğiyle, onun istediğini istediği gibi yapabilmesini temin için,başbakancısistemden, başkancısisteme kişisel bir geçiş Erdoğanın her üç erki de tekelinde tutmayı sürdürmesini amaçladığından ve ne parlamenter ne de prezidansiyel demokrasinin ilkelerine uymadığından, keyfi bir nitelik taşıyacaktır.

\n

Demokrasilerde kişilerin çıkar veya keyifleri için yapılan değişikliklere keyfi denir.

\n

Bu değişimin, Tayyip Beyin kişisel statüsünü belirlemekten başka gerekçesi yoktur...

\n

Başkanlık (kaldı ki burada rejim başkanlık da değil, başkancı) sistemlerini savunanların en büyük kozları bu yöntemle koalisyon istikrarsızlıklarına son verileceği savıdır.

\n

Oysa görüyorsunuz, Türkiyede bugün sorun koalisyon ortamının doğurduğu istikrarsızlık değildir.

\n

Sakın, bu sözlerimden Türkiyede istikrarlı demokrasi varanlamı çıkarılmasın!

\n

Var olan istikrar değil, bütün erkleri tekelinde tutan, her konuyu kendine göre düzenleyen otoriter, totaliter bir sistemdir.

\n

Bu durumda alaturka başbakancılıktan, alaturka başkanlığa geçelim mi, geçmeyelim mi tartışmasıkırk katır mı, kırk satır mıikilemi arasında kolan vurmaya benziyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları