Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Açıklamanın Düşündürdükleri
Geçen hafta, ülkenin doğusundaki ve batısındaki çarpıcı olayların arasında Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın açıklamaları bence gereken ilgiyi görmedi. Tarihsel ve toplumsal anlamları üzerinde pek bir yorum yapılmadı.
\nBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhuriyet kurulurken, “eski rejimin” egemen sınıflarının, özellikle Müslüman entelijensiyanın (ruhban sınıfın) iktidar kaynaklarını kurutmayı amaçlayan devrim yasalarını artık kaldırmak gerektiğini açıkladı. Aile bakanıyla Diyanet İşleri’nin yaptığı toplantıyla ilgili bir soru üzerine “Diyanet bu toplumun çimentosudur” dedi.
\nBozdağ’a göre, şapka, kılık kıyafet yasalarının, Osmanlı dönemine ilişkin hiyerarşiyi belirten efendi, bey, paşa, hacı hafız, hazretleri gibi unvanları kaldıran, bu unvanların önemli bir kısmının yaşam alanı olan tekke ve zaviyeleri kapatan yasaların artık kaldırılması gerekiyor. Kısacası, Bozdağ, toplumun simgesel evreninde, iktidarın, toplumsal hiyerarşilerin tanımlandığı alanlarda bir yeniden yapılanma öneriyor.
\nBozdağ’ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı (buna nüfus planlama bakanı da diyebiliriz) ile Diyanet İşleri yetkililerinin bir araya gelmesine ilişkin, “Diyanet bu ülkenin çimentosudur” açıklaması, egemen ideolojinin yerinde olması gereken “şeyi” din olarak gördüğünü, bunun nüfus planlamasını da kapsayacağını vurguluyor.
\nBu açıklama, aynı zamanda bu ideolojinin egemenliğinde oluşmaya başlayan simgesel evrende, “bütünlük” ve “istikrar” görüntüsünün, Sünni Müslümanlığın dışındaki din ve inanışların, ulusal, etnik kimliklerin, hatta cinsel pratiklerin bastırılmasıyla, susturulmasıyla sağlanacağını gösteriyor. Bu sürecin totaliter bir topluma açıldığını görebilirsek, idam konusunun yeniden açılması üzerinde daha kolay düşünebiliriz. Yargıtay’ın kararına bağlı olarak, bekâr, yetişkin insanların bile cinsel yaşamlarının haram ve zina kavramlarıyla konuşulmaya başlanması da bu resme tümüyle uyuyor.
\nYeni bir tarihsel blok ve hegemonya üzerine...
\nOsmanlı toplumunun egemen sınıfının, çok özel konumundan dolayı, kuşaklar boyu kendini yeniden üreterek bugüne kadar varlığını sürdürmeye devam eden bir fraksiyonu, Müslüman entelijensiya, 2000’li yılların başında “iç ve dış dinamiklerin örtüşmesi” olarak tanımlanan bir “durum” içinde, liberal entelijensiyanın da katkılarıyla yeni bir “tarihsel blok” kurmaya başlayarak devletin yönetimini ele geçirdi.
\nBu entelijensiya şimdi devletin olanaklarını da kullanıyor, kendini egemen (kapitalist) sınıfın içinde hegemonik fraksiyon olarak kurma yönünde yeni adımlar atarak ilerliyor.
\nBu entelijensiya, bir tür (dini-ahlaki) bilginin üretiminin, yeniden üretiminin, bu bilginin dolaşım kanallarıyla araçlarının, kendi tekelinde bulunmasını var oluşunun önkoşulu, toplumsal ekonomik artığa, kapitalist birikim süreçlerine ulaşmasının aracı olduğunu biliyor. Hızla bir kapitalist sınıf fraksiyonuna dönüşmekte olan bu tabaka (entelijensiya) kendini hegemonik sınıf fraksiyonu olarak kurma sürecini iki yönden ilerletiyor.
\nBirincisi, tekeline almaya çalıştığı bu özel bilginin, toplumun simgesel evrenini, tüm farklı söylemleri (ulusal kimlik, etnik-dini aidiyetlerden komünizme kadar) dışarı atarak doldurması, ait olduğu hakikat rejiminin egemen olması için, devletin disiplin ve cezalandırma araçlarının (yargı ve güvenlik güçleri) kontrolünü elinde topluyor. Aynı anda devletin ideolojik aygıtlarının denetimini ele geçirmeye başlıyor, kendi tekelindeki bilgiyi üretmeye daha yatkın yeni ideolojik aygıtlar (tekke, zaviye, hiyerarşik unvanlar) kurmaya hazırlanıyor.
\nİkincisi, mikro düzeyde, bu “yeni düzene” uygun yeni bireyin üretilmesi sürecini, nüfusun yeniden üretimini (nüfus politikası), bunun alacağı biçimleri (aile-cinsel pratikler, tercihler), bedenin estetiğini (giysi, görünüm) mekânda ve zamanda yerini (ibadet saatleri, yerleri ve ritüelleri) denetleyen, yeniden şekillendiren bir biyopolitik rejimini egemen kılarak yönetmeye çalışıyor.
\nBu süreç, toplumsal ilerlemenin, eleştirel aklın ufkunu kapatıyor, özgürlüklerin konuşulmasına olanak veren kavramları silmeye başlıyor. Örneğin, idama karşı çıkmak için “insan haklarına” dayanma çabaları, idamı onaylayan dini hakikat rejimi içinde, anlamsız bir gürültüye dönüşüyor.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısına ilk yanıt
- İşte en yakın deprem riski olan yerler!
- Bu zamdan 10 milyon yurttaş etkilenecek
- Hakim, savcı eşini Ağır Ceza Başkanı’yla yakaladı
- İki jandarmanın davası görüldü
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!
- DEM Parti’den açıklama!
- CHP'li isimden Cevizoğlu'nun sözlerine tepki
- Çakıcı, Hrant Dink'in katiliyle görüştü!
- Kan donduran ifade: ‘Annem yanarken gülüyordu’