Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir Avuç Gökyüzü

13 Kasım 2012 Salı

11 Kasım Pazar, Mustafa Balbayın yazısının başlığı Gökyüzünün Bin Tonu...idi.

\n

Daha yazıya dalmadan, kulaklarımda Verlainein dizeleri çınlamaya başladı: Gök damın üstünde,

\n

Öylesine mavi, öylesine dingin

\n

1874’te mahkûmiyetini çekmekte olduğu Belçikanın Mons Hapishanesinde, yoğun bir iç hesaplaşma dönemi sırasında yazmış bu şiiri Verlaine.

\n

Daha sonra, Gustave Courbetnin Neuilly Hapishanesinde 1872de yaptığı kendi portresi canlandı gözümde.

\n

Cumhuriyetçi - sosyalist fikirleri dolayısıyla İmparator III. Napolyonun verdiği nişanı reddeden Courbet, imparator devrildikten sonra bile olsa bunu pahalıya ödeyecek, Vendome anıtının yıkılmasının sorumlusu olarak, 1872de altı ay hapis cezasına çarptırılacaktır (ayrıca anıtın yeniden yapılmasının parası da ona ödetilecektir).

\n

O resimde de Courbet piposunu tüttürerek dışarıyı, gökyüzünü seyretmektedir, bir avuç gökyüzünde sınırsız bir özgürlük izlenimi bulmak umuduyla.

\n

Sonra, dostum Melih Tümerin bir bahar günü Sağmalcılar Hapishanesi avlusundan gökyüzünü seyrederken, gördüğü uçurtmadan heyecanlanıp yazdıkları geliyor aklıma.

\n

***

\n

73. doğum günümün ertesi sabahı, kendi hücresinden bize ufuklar açan Balbayın sözcükleriyle bir avuç gökyüzü ile özgürlük hasretini gidermeye çalıştığım günleri yaşıyorum bir kez daha.

\n

Hücresinden beri, bize gökyüzünün mevsimlere göre değişen renk cümbüşünü, bin tonunuyaşatan Mustafa Balbay yazısının sonuna doğru bir ara şöyle diyor:

\n

Durdum... Etrafıma baktım. Havalandırmanın eni 5, boyu 14 adım, duvarın yüksekliği 7 metre kadar...

\n

Bir avuç gökyüzü, ah o tüm içeridekilerin özgürlük tutkusu, özgürlük türküsü!..

\n

Bir süre dalıp gidiyorum.

\n

Sonra bir silkiniyor, günün haberlerine geçiyorum.

\n

Başbakan Erdoğanın uçakta gazetecilere verdiği demece ilişiyor gözüm.

\n

Bir yerde Başbakan hapishaneler konusuna değinmiş ve demiş ki:

\n

- Cezaevleriyle ilgili yaptığımız iyileştirmeler var. Mesela belli şartlar altında mahkûmların eşleriyle bir araya gelmesini mümkün kılmayı hedefliyoruz.

\n

Tekrar dönüyorum Balbayın yazısına:

\n

- ...Havalandırmanın eni 5, boyu 14 adım, duvarın yüksekliği 7 metre kadar.

\n

Balbayın 6 m2 hücresi, küçük havalandırmasını düşünüp mırıldanıyorum:

\n

- Alay mı ediyor bu adam?

\n

***

\n

Ve meslektaşları beton tecrithanelerde çürütülürken, hiçbir gazeteci akıl edemiyor mu, bu sözler üzerine Başbakana onların içinde yaşadıkları koşulları hatırlatmayı?

\n

Kimse şunları söyleyemiyor mu:

\n

- Beyefendi; bırakın eşleriyle bir araya gelmeyi, artık hapistekilerin göz teması bile suç sayılıyor, hiç değilse insanca bakışı esirgemeseniz onlardan...

\n

- Beyefendi, 12 Eylülün kimi hapishanelerindeki koşulları sağlasanız içeridekilere...

\n

Kimse yanılmasın! Burada 12 Eylül hapishanelerinin veya mahkemelerinin övgüsünü yapmıyorum. Faşizmin ne mahkemesinin ne de hapishanesinin övgüsü olur.

\n

Söylemek istediğim, onlarındaha iyioldukları değildaha az kötüoldukları.

\n

Türkiyenin egemeni olacaksın, ülkede hapishanelerde göz teması suç sayılacak; aydınlar, yazarlar tabutluktan hallice tecrithanelerde çürüyecek, sonra, Mahkûmların eşleriyle bir araya gelmesini mümkün kılmayı hedefliyoruz diyeceksin!..

\n

Gerçekten bizimle alay mı ediyor bu adam!?

\n

Ama her önüne konanı yiyenler çoğunlukta olunca basında her türlü alay hak edilir ve yarın da katillere tanınan kimi ayrıcalıklar, düşünenlere tanınmayınca, Biz onları mahkûmlara vaat ettik; dikkat ederseniz tutuklular için bir şey söylememiştikdenilir.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları