Hikmet Çetinkaya

Hayatın O Daracık Boşluğu...

04 Kasım 2012 Pazar

\n

Yüzümü güneşe çevirdim, sabahın çiçeklenmiş aydınlığında yıllar önceye dönüp tarihin sayfalarını çevirmeye başladım.

\n

Çepeçevre ışıklar takınmış, bataklıkların unutkanlığı kuşanmış o yıllarda fotoğraflar gördüm, yokoluşların çerçevesinde.

\n

De Andradenin dizeleri çınlıyordu sabahın ilk saatlerinde.

\n

Direnmek boşuna

\n

Ya da canına kıymak.

\n

Öldürme kendini, öldürme

\n

Düğün şenliklerine sakla kendini

\n

Ne zaman yapılacağını

\n

Ya da yapılıp yapılmayacağını

\n

Kimsenin bilmediği düğün şenliklerine.

\n

Düğün şenliklerini yaşamadan öldürdüler benim ülkemin insanlarını.

\n

Yazarlarını, bilim insanlarını, aydınları, gençleri...

\n

Kimilerini pusu kurarak silahla, kimilerini bombayla...

\n

Nice acılar, kıyımlar...

\n

O ölümlerin, suikastların, bombaların, katliamların, faili belli olan faili meçhul cinayetlerin arkasına gizlenen patronların, güçlerin sisler içinde kaybolup gidişini.

\n

Susurlukun neden aydınlatılmadığına tanık oldum.

\n

Kim vermişti Uğur Mumcu içinvuremrini? Eşref Bitlis Paşanın uçağı niçin düşürülmüştü?

\n

***

\n

Tarihin sayfalarını karıştırırken, üstelik Turgut Özalın ortada bir kanıt yokken, zehirlenerek öldürüldüğünü söyleyenleri, Sivas katliamını yapanları düşünüyorum.

\n

Kaybolan onca zamana bakınca o fotoğraflarda kimler var görüyorum.

\n

Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy...

\n

1991’e geldiğimizde Diyarbakırda Vedat Aydın...

\n

Kimler alıyor Vedat Aydını evinden?

\n

O yıl Diyarbakır Emniyet Müdürü, İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdürü kim?..

\n

Yıl 1992 sonbaharı...

\n

Musa Anter...

\n

Katiller belli, kaçıranlar belli.

\n

Ne oldu?

\n

Uğur Mumcunun aracına bombalı tuzak kurulması...

\n

Yüz binlerin Ankarayı doldurduğu o cenaze töreni ve yağmur...

\n

Tetikçiler belki bulundu ama büyük patron nerede?..

\n

1993 Özalın ölümü... Cem Ersever cinayeti... Sivas katliamı...

\n

Mehmet Sincarın Batmanda sokak ortasında, ensesine sıkılan kurşunla katledilmesi.

\n

Cem Erseverin Ankarada, Savaş Buldan, Behçet Cantürkün Adapazarı, Sapanca, İzmit üçgeninde öldürülmeleri...

\n

***

\n

1993, hem Sivas katliamı hem Türk ve Kürt aydınlarına, siyasetçilerine, bilim insanlarına yönelik, ölümle sonuçlanan eylemler yılı değil midir?

\n

İsterseniz 90lı yılların başında, alırsınız o fotoğrafları ve birer birer bakarsınız.

\n

Hiram Abastan Medet Serhata kadar... Musa Anterden Uğur Mumcuya... Ahmet Taner Kışlalıdan 2002 yılında öldürülen Necip Hablemitoğluna...

\n

Yıl 2006dır...

\n

Cinayet üssü Trabzon...

\n

Rahip Santoro, Hrant Dink cinayetleri ve Malatyada Zirve Yayınevi katliamı.

\n

Elbet arada yazmadıklarım var...

\n

Hangi amansız ve bilinmez bir içgüdü bu kanlı tuzakları hazırladı?

\n

Devletimiz bunu hiç açıklamadı, üstünü örttü.

\n

1994 yılında hazırlanan, ancak TBMM Genel Kuruluna nedense getirilmeyen Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu niçin topluma unutturuldu?

\n

Bunları sormak toplumun hakkı!

\n

Elbet bu eylemlerin içinde olanları devlet biliyor bilmesine...

\n

Bildiği için VIP cezaevleri hazırlıyor bizim ileri demokrasiyi dillerinden düşürmeyen siyasal erkimiz.

\n

***

\n

Bir kuşak katliamlarla büyüdü, acıları, hüzünleri yaşadı...

\n

1990 yılında doğanlar bugün 22 yaşında...

\n

Üst üste yığılmış bunca ölüler...

\n

Geride gözü yaşlı analar, babalar, çocuklar ve eşler!

\n

Onlar nice acılar, nice isyanlar içinde...

\n

Hayatın daracık boşluğu önünde, tepeden tırnağa yanıyorlar...

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları