Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tiyatroda farklı renkler
PARİS SONBAHAR FESTİVALİ DOLUDİZGİN...
\n41. Paris Sonbahar Festivali, kentin sanatsal etkinliğini daha da geniş bir yelpazeye yayan bir etkinlik. Kuruluş yıllarını anımsıyorum: Fransızların fazla “Fransız kalmasını” önlemek, dünya kültürlerine açılması içindi. Oysa bence daha o tarihte bile, kendi ülkelerinde engellerle karşılaşan sanatçıların Mekke’siydi Paris. Bakınız: Peter Brook, Mehmet Ulusoy vb…
\nParis Sonbahar Festivali, ülkenin ünlü kurumu “Theatre de la Ville” (Şehir Tiyatrosu) ve genç sanat yönetmeni Emmanuel Demarcy Mota’ya teslim edildiğinden beri daha da renklenmiş. (Mota’nın sağ kolu, ikinci kuşak bir Türk: Alpar Ok.) Paris günlerime sığdırabildiğim üç tiyatro olayından biri Şehir Tiyatrosu’nda izlediğim “Dağ, Giysisini Değiştirdiğinde” adlı prodüksiyondu.
\nMüzik-tiyatro buluşmaları
\nİstanbul Tiyatro Festivali izleyicisi Heiner Goebbels’i bilir. Müzikle tiyatroyu buluşturan beste J.J. Rousseau’dan Gertrude Stein’a çeşitli metinleri, Brahms’tan Goebbels bestelerine çeşitli müzikleri bir araya getiren bu görsel/işitsel şölen, değişimi anlatıyordu: Mevsimlerin geçişi, dönemlerin geçişi, şarkıların geçişi… Kâh gizemli gerilimli sahneler, kâh ilginç koreografiler... Ön planda hep kız çocuğu sesleri; koronun ritmi ve şarkıları…
\nAçılış sahnesi en çarpıcı olandı: 30 genç kız, birbirine iyice sokulmuş (sığınmış) minicik adımlarla kimi zaman yüzlerini elleriyle kapatarak sahneyi bir uçtan ötekine kat ederken, güven verici bir ses “Beni dinle, her şey iyi olacak” tümcesini tekrarlıyordu. Bir anda Bosna ve tüm savaşlardaki toplu tecavüzler aklıma yerleşti! Zaten Heiner Goebbels’e göre, her izleyici kendi çağrışımlarını ve yorumlarını getirmeliydi tüm bu kopuk sahnelere…
\nMüzik tiyatro buluşması, Theatre de Chaillot’da izlediğim “Noéplanete” adlı oyunda da vardı. Dünyanın sonunun geldiğine inanılan bir gezegendeyiz; insanlar kurtarıcı arıyor… Bu konuyu Macar yönetmen Arpad Schilling, bir grup genç oyuncu, müzisyen, akrobat ve “sokaktaki adam”la çalışmış… Araya sirk ve sinema ögeleri katmış. Şimdi çok moda bir akım olan, “sokaktaki adam”ı da sahneye çıkarıp kendi günlük yaşamını anlattırarak bir oyun kurmuştu. Tiyatro tadı vermekten uzaktı.
\nPinter’ın \t\t\t‘Eve Dönüş’ü\t
\nİşte dört dörtlük muhteşem bir oyun: Harold Pinter’dan “Eve Dönüş”, Odeon Tiyatrosu’nda kapalı gişe oynuyordu.
\nUluslararası arenada sayısız başarıya imza atmış İsviçreli yönetmen Luc Bondy, Pinter’in oyununu, bütün ironisi, diyalektik anlayışı ve de (oh nihayet!) feminist söylemini ortaya çıkararak yorumlamıştı. Pinter’ın “en rahatsız edici” diye bilinen oyununu Luc Bondy hem çok dinamik hem de soru sorduran biçimde sahnelemişti. Muhteşem oyuncular, Bruno Ganz (Baba), Fransız tiyatrosunun iki genç yeteneği Micha Lescot (Lenny) ve rolünün tüm hakkını veren güzeller güzeli Emmanuelle Seigner (Ruth) eşsiz bir tiyatro tadı almamızı garantiliyordu.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!
- Ünlü markanın adı bir kez daha listede!
- CHP'den duruşma sonrası ilk açıklama