Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tartışma Türleri
BAYRAMLAR ve kutlamalar bitti, tartışmalar bitmedi. Üstelik, taa İstiklal Harbi’ni kimin başlattığını tartışmaya kadar giderek. Sanki büyük sonucun hakkını vermek için o tartışma pek anlamlıymış gibi.
\nOysa, yaşananlar tartışmaların sonucunu kendiliğinden belirliyor.
\nÖrneğin, yıllar yılı “milli bayramlar resmi törenlerle mi kutlansın, yoksa halk yığınlarının kendiliğinden ve bildiğince kutlamasına mı bırakılsın” diye bir tartışma vardı; önceki gün, neredeyse provasını yaparcasına bir gerçek yaşandı ve çözüm kendiliğinden ortaya çıktı. Anlaşıldı ki, bundan böyle milli bayramlarda bir yanda resmi erkânın ve kurumların katılımıyla törenlerde çelenk konup saygı duruşları yapılacak, öte yanda halk, genciyle yaşlısıyla, içinden nasıl geliyorsa öyle kutlayacak bayramı.
\nİçinden hiçbir şey gelmiyorsa, kutlanacak bir durumun olmadığı yine kendiliğinden anlaşılmış olacak. Bu basit ders için ille insanların üstüne biber gazı püskürtülüp basınçlı su sıkılması mı gerekirdi?
\nPeki, doğru dürüst tartıştıktan sonra uygulamaya geçmek ve elde edilen sonuçları sürekli değerlendirmek diye bir başka yöntem de yok mudur? Osmanlı padişahlığında bile Meşrutiyet’ten önce “meşveret” diye bir usül vardı ve bilenlere sorup danışmadan bir işe girişilmezdi.
\nCumhuriyetin tarihi özellikle ulusal eğitim politikası bakımından bu yöntemin ilginç örnekleriyle doludur. İstiklal Harbi’nin en gergin günlerinde de olsa “muallim”leri toplamakla başlayıp sonrasında sık sık “milli şûralar” düzenleyerek eğitim sorunlarını çözmek fena mı olmuştur? Buna karşılık, zihinleri pek berrak olmayan üç-beş politikacının eğitim uzmanlarına sormak zahmetine bile katlanmadan oluşturup devlet zoruyla ailelere dayatılan “dört artı dört”lü ilk ve ortaöğretim “reform”uyla nereye varılacağı belli mi?
\nTartışarak bir karar üzerinde düşünce birliği sağlamak başkadır, tartışmış olmak için tartışmak başka. Devlet ve hükümet kararlarının ve kurmay çalışmalarının yapılandırılması ilk kategoriye girdiği için ciddi ön çalışma ister; televizyon kanallarının gece yarısına doğru başlayıp sabaha karşı biten bazı tartışmaları ise, dışarıda çok içip eve geç gelenlerin yarı açık zihinlerini bir süre daha meşgul etmeye yarar.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!