Hikmet Çetinkaya

Bir Kopuşun Öyküsü...

30 Ekim 2012 Salı

Demokrasi!

\n

Özgürlük!

\n

Adalette eşitlik!

\n

Hukukun üstünlüğü!

\n

Temel hak ve özgürlükler!

\n

Ankarada dün yaşananları, Türkiyenin son on yılda nereden nereye geldiğini, ellerinde Türk bayrağı taşıyan, türküler, şarkılar söyleyerek Ulusta Birinci Meclisin önünde toplanan halkımıza yapılan engellemelerle gördük.

\n

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 89. yıldönümünde bir karnaval coşkusu vardı üstelik.

\n

Emekçiler, yurtseverler, çocuklar, cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkan halk.

\n

Cumhuriyet değerlerini önemsemeyen bir siyasal iktidar çeşitli gerekçelerle bu yürüyüşü yasaklamıştı.

\n

***

\n

Kimse kıvırmasın!

\n

CHP milletvekillerine biber gazı sıkan polis, halkın üzerine tazyikli su sıkıyordu.

\n

Biber gazı ve tazyikli su!

\n

İkisi bir arada...

\n

Kimi kentlerden Ankaraya otobüsler kaldırılmıyordu.

\n

Tüm engellemelere karşın on binler on binlerle buluştu, Anıtkabire, Atalarının yanına gitti demokrasi, cumhuriyet ve özgürlük sevdalıları.

\n

Benim cumhuriyet değerlerinin ne olduğunu bilmeyenlere bir çift sözüm var:

\n

Eğer cumhuriyet olmasaydı şimdi siz o koltuklarda oturamayacaktınız.

\n

Aydınlanma Devrimi, çağdaşlıktır, tam bağımsızlıktır...

\n

Demokrasiye ve özgürlüğe açılan bir penceredir.

\n

Bugün cezaevlerinde 50. günü dolduran açlık grevleri var.

\n

Aydınlar, gazeteciler, bilim insanları, üniversiteli gençler zindanda yatıyor.

\n

***

\n

Açlık grevlerine bir insan hakları savunucusu olarak karşıyım.

\n

PKK ve onun maşaları bu genç bedenleri ölüme götürür.

\n

Kanla beslenenler, bunu yapar...

\n

Ama devlet yapmaz ve bunu önlemek için elinden geleni yapar.

\n

Bir tutuklunun anadilinde savunma yapması ülkenin tümlüğünü bozmaz.

\n

KCK davası siyasi olduğuna göre bunun ne gibi sakıncası olur?

\n

Ölümlerin önüne geçmek, bu ülkede yaşayan her yurtseverin, solcunun, devrimcinin de görevidir.

\n

Ölümlere dur demek gerekir.

\n

Ben açlık grevlerini bilirim.

\n

Sonu ölüme gider, dışarıdan onları ölüme götürmek için gizli ve açık destek verenler olur, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş gibi:

\n

Gerekirse biz arkadaşlarımızla birlikte ölürüz!

\n

Genç bedenleri ölmeye yatırıp desteklemek!

\n

Nerede insani duygular? Nerede vicdan?

\n

Keşke biraz yakın tarihimizi okuyup, Türkiyenin 89. yıl öncesini öğrenebilselerdi.

\n

Yaşamazdık bunları, yaşamaz!

\n

***

\n

Hüzünlü bir günün ortasında yaşamazdık bunları, yaşamazdık derken, bir yeraltı ırmağının solgunluğunu, bir gölge uçurumunu, ölümleri, acıları, şehitlerimizi, ölen gençlerimizi, anaları, babaları, faili belli olan meçhul cinayetleri düşünüyorum.

\n

Aklıma Türkan Saylan geliyor, ışıklar içinde yatsın:

\n

Ne darbe ne şeriat!

\n

Nice özlemler, tutkular, acılar, sevdalar...

\n

Dağlardan şehit haberleri, zindanlardan mektuplar...

\n

Cumhuriyetimizin 89. yıldönümünü bile çok gördüler, yasakladılar halkımıza.

\n

Halk o zincirleri kırdı!

\n

***

\n

Yasaklarla büyüdük, yasaklarla yaşlanıyoruz...

\n

Tiyatro yasak, kitap yasak!

\n

Geldik 2012 yılının 29 Ekimine...

\n

Cumhuriyet Bayramımızı kutlamak yasak.

\n

Soğuğun meşalesi alev alev çocuklarımızın gözlerinde ve dudaklarında.

\n

Vadilerde, sularda, mavi bir derinlikte, ağaçların dallarında...

\n

Nerede paylaşım, kardeşlik, özgürlük, demokrasi, barış, insan sevgisi!

\n

Toprak yüzümü aydınlatıyordu bir gece önce... Toprak soluyordu...

\n

Sözcüklerle anlatılmıyordu hayat.

\n

Sessizliğin sesi olanların çığlığı duyulmuyordu...

\n

Bir kopuşun öyküsüydü bu!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları