Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mektup (14.10.2012)

14 Ekim 2012 Pazar
\n

\n

\n\n\n

Sevgili,\n

\n

Ölümünün ikinci yılında İlhan Selçuk ile ilgili ikinci kitap da yayımlandı.\n

\n

Gençlik yıllarından arkadaşı Orhan Karaveliden sonra, son yıllarda hem İlhan Abinin hem de ailenin yakını olmuş olan Cumhuriyet gazetesi mensubu Miyase İlknur, ikinci kitabın yazarı. \n

\n

İlhan Abi675 sayfalık hacimli bir çalışma. İlhan Abinin yaşamının önemli bölümlerini yansıtan, kitapta birçok da mektup var, okumanızı tavsiye ederim.\n

\n

Çok değişik duygularla okudum mektupları. Kimi zaman okurken İlhan Selçuk, Handan Selçuk gözlerimin önünde canlandı, üç gün boyunca geçmiş ile şimdiki zamanı iç içe yaşadım. Sanki mektupların sahipleriyle göz gözel gelmişim hissine kapıldım. Kimi zaman bakıştık, kimi zaman gözlerimizi kaçırdık birbirimizden, zaman zaman ürperdim. Zaman zaman, hakkım olmadan mahremiyetlerine giriyormuş duygusu içinde oldum, utandım, irkildim.\n

\n

İlhan Selçuku yakından tanımış bir kişi olarak, söylediklerini ve yazdıklarını dinlerken ve okurken vurgulara, eslere, noktalamalara dikkat etmek gerektiğini bilirdim ve mektupları okurken de öyle yaptım.\n

\n

***\n

\n

Mektuplardan birini okurken birden kafama dank etti: Mektup tarih olmuştu artık.\n

\n

Artık telgraf da çıktı hayatımızdan. Şimdi telefonla haberleşiyoruz. \n

\n

Evini sırtında taşıyan kaplumbağa gibi, telefonumuzu yanımızda taşıyoruz. Pek yakında, telefonlar vücudumuzun bir uzantası, parçası haline gelecekler. Eskiden telefonla konuşurken karşımızdaki kişiye nerede olduğunu sormazdık, çünkü bilirdik ki, o ahizenin bağlı olduğu adrestedir. Şimdi ise muhatabımız her yerde olabiliyor. Yine cep telefonu gibi henüz vücudumuzun uzantısı olmamışsa bile olması yakın olan bilgisayar ile haberleşiyoruz. Artık e-posta var hayatımızda, mektup yok.\n

\n

Kısacası mektup çıktı yaşamımızdan. Oysa bir zamanlar hayatımızın önemli bir parçasıydı.\n

\n

Aynı zamanda edebi bir tür olan mektup zamanın hızına ayak uyduramadığından yaşamımızdan çıktı. \n

\n

Ama özellikle bizim gibi azgelişmiş, demokratikleşememiş ülkelerde, yaşımımızın bir alanında hâlâ önemli bir yer tutuyor mektup.\n

\n

***\n

\n

Esareti hâlâ aşamamış toplumlarda, hapisteki insanlar zincirleri mektuplarla kırıyorlar, demir parmaklıklar ardından, özlemlerini, tutkularını, dirençlerini, sevgilerini özgürlük kuşları gibi salıyorlar dünyaya.\n

\n

Mektubun tarihe karıştığı 21. yüzyılda, belki de Türk edebiyatında bir bölüm oluşturacakSilivri mektupları”. \n

\n

Onlar en güç koşullarda teslim olmayan, insanlık onurlarından zerre yitirmeden yaşayanların bize gönderdikleri, tarihe kayıt düştükleri özgürlük kuşları, destanları olacaklar.\n

\n

Sağmalcılar mektuplarını ve mektupçusunu, Erdal Atabek Görülmüştüründe ölümsüzleştirmişti.\n

\n

Bakalım Silivri mektuplarını ve mektupçularını kim ya da kimler ölümsüzleştirecek?\n

\n

Bize mektuplarıyla, yazılarıyla, kitaplarıyla, köşe yazılarıyla, zindanlarından özgürlük mesajları gönderen bütün dostlara Selam olsun!diyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları