Hikmet Çetinkaya

Savaşın Dili Yoktur...

09 Ekim 2012 Salı

Kabadayılık, herkesi küçümsemek, sırtını ABDye dayayıp, NATO güçlerine öpücük gönderip, savaş çığlıkları atıp bağırıp çağırmak:

Asarız, keseriz, biz Osmanlının torunlarıyız...

Afganistanda NATO güçleri asıp kesiyor zaten...

Yoksul, terk edilmiş, acımasızlığın ortasında boğulmuş bir halkın çocukları, kadınları, erkekleri sözde kazayla öldürülüyor.

Orada yaşananlar kimin umurunda!

Umutlarını yitirmiş Afgan halkı bir yandan NATO güçlerinin, öte yandan Talibanın kıskacında yaşam savaşı veriyor.

Katır sırtında dağda bayırda bir şeyler arayan, odun toplayan kadınlar, çocuklar bombalarla paramparça olmuş bedenleriyle, kanlarıyla kurak toprakları suluyor.

Öte yanda Esadın savaş uçakları kendi halkını, kadın, erkek, çocuk, isyancı demeden vuruyor.

Sesin çıkmıyor Afganistanda yaşananlara...

Neden?

Çünkü sen de oradasın!

Yani bizler de o kirli savaşın içindeyiz...

Ne adına?

Demokrasi ve özgürlükler...

***

Azgelişmişliği, sömürü düzenini, neoliberal ekonomik politikaları içine sindirmişsin, sendikaları hizaya getirmişsin, medya patronlarına yakarım canını demişsin, muhalif basına hadlerini bildirdim demişsin, sonra kürsüye çıkıp kükremişsin:

Esadı uyarıyorum, sabrımızı taşırmasın!

Dış politika kahvede pişti oynamaya benzemez...

Yakın tarihimize bir bakın, demir topuklu leydimizin bile arkasında birkaç kişi kalmış partisinden.

Bir gün gelir tarihle yüzleşirsiniz.

Kimseyi ezip geçemezsiniz, onu ayaklarınızın altında çiğneyemezsiniz.

Suriyeye kafa tutmak kolay...

Orada bir iç savaş var!

Hiç canınızı sıkmayın, ABD Suriyeye girmeyi göze alamaz, seni taşeron olarak kullanır, sen de bunu zaten yapamazsın.

Suriyede Esad rejiminin arkasında kimler var?

İran var, Lübnan Hizbullahı var, Rusya var Rusya...

Yöre halkının gazını almaktan başka bir şey değildi tezkere...

Bir bak oraya neler oluyor, sömürü düzeni nasıl işliyor...

Akçakale ve Hatay yöresinin insanları neler söylüyor:

Karşıdaki köylerde, kasabalarda bizim akrabalarımız, hısımlarımız var... Oraya atılan her bomba içimizi acıtıyor... Biz savaş değil barış istiyoruz...

***

İsrail sesini soluğunu çıkarmıyor.

Çünkü, işine gelmiyor, halkının güvenliğini düşünüyor.

İşin içine girerse Lübnan Hizbullahının ülkesini vuracağını biliyor.

İsrail senden özür bile dilememiş Mavi Marmara baskınında insanlarımızın alçakça öldürülmesinde...

Susmuşsun!

Gazzeyi vururken, orada bebeler hastalanıp ölürken, bombalanırken insanlar susmuşsun...

Sadece van münit o kadar!

Gerisi hikâye!

Yoksul halklar ezilip yok edilmek istenir.

Vahşi kapitalizmin gülen yüzü küreselleşme yoksul halkların emeğini çalmak, onları köleleştirmek için çıkarılmıştır.

Emperyalizm ezer, böler ve yönetir...

Halkları ayakta tutan, kendi tarihleri ve kültürleridir...

***

Bugün Ortadoğuda, Filistinde, Lübnanda, Afganistanda yaşanan kanlı olaylar, zulüm, baskı, kan bu yüzdendir.

Iraktan ABD zor kaçtı...

Irakta mezhep, Libyada aşiret savaşları sürüyor, her gün onlarca insan ölüyor.

Tüm yaşananlar İsrailin güvenliği için...

***

Bugün yaşadığımız coğrafyada savaş çığırtkanlığı yapanlar önce kendi yakın tarihimizi, sonra dünya tarihi okumalı.

Kan akıtılarak bir yere gidilmiyor.

Savaşın dili yoktur!

Kanı kanla temizleyemezsiniz...

Yaşamın derinliğinde kopmuş bacaklar, kollar görmek istiyorsanız Afganistanla ilgili belgeselleri izlemenizi salık veririm.

O kadınları ve çocukları...

Savaş bir yıkımdır, dünyanın neresinde olursa olsun!..

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları