Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kaygılıyım, Kaygılı...
\n\n\n
Kıyıda balıkçı tekneleri, yüzlerini güneşe vermiş insanlar, bomboş çay bahçeleri ve kahveler...
\nBir yalnızlığı ve hüznü yaşıyor kıyı kasabaları.
\nHayat akıp gidiyor...
\nKendi düşüncelerimiz, toplumun geldiği çizgi, kafa karışıklığı, cehaletin batağında çırpınıp duran bir toplum düşünün isterseniz.
\nİsterseniz gecenin yıldızlarını, gün doğumunu, batımını...
\nToprağın ve yıldızların kokusuna hasret, bunca acıyı küçük sevinçlerle yenmeye çalışıyor.
\nDeplasmanda Orduspor’a yenilen Galatasaray taraftarları üzüntülü.
\nSevinen Orduspor ve seyircisi...
\nKaradeniz çırpınırken, Tunceli’de, Şırnak’ta, Yüksekova’da yaşayan insanlarımız, Akçakale’de havan topu mermisiyle vurulan bir sokak, toz bulutu, kaçışan çocuklar ve kadınlar.
\nŞafağın yolunu açan bir gecenin içinde son otuz yılı düşünürken yüreğimde bir acı var.
\nIslık çalan bir çocuğun gelecekle ilgili düşleri, sınır boylarında nöbet tutan, çatışmaya giden Mehmet’ler, analar, babalar ve kardeşler...
\nAklıma takılan bir dize...
\nIngeborg Bachmann’ın dizeleri, sesimizin ve soluğumuzun kesildiği saatlerde:
\n“Açılmıştı limanlar artık. Bindik gemilere / yelkenler fora, düşler fırlatılmış küpeşteden / dizlerimizde zincirler, bir gülüş saçlarımızda / kavuştu diye küreklerimiz suya tanrıdan önce.”
\nKaranlık gözlerimiz belki dışarıda sessiz fırtınaya takılıyor.
\nUmutlarımız yitiyor bir sonbahar gecesinde.
\n***
\nSadece bununla da kalmıyor...
\nBalyoz davasında verilen karar, AKP iktidarının, özellikle polis ve yargı eliyle Türkiye’de adaleti katlettiğinin en somut örneğidir.
\nEşit bir yargılama olmamış, suçluyla suçsuz aynı torbaya konulmuş, ülkemizde yargının siyasal iktidar tarafından yönlendirildiğini ortaya çıkarmıştır.
\nHukuk ve adaletten söz edilemez artık!
\nErgenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, KCK, Odatv davalarında evrensel hukuk çiğnenmiştir.
\nBir sonbahar akşamı, o şiddetli fırtına yerini sessiz bir çığlığa bırakıyor.
\nÖzel yetkili mahkemeler, hukuku bir kenara bırakıp siyasal bakış açısıyla karar veren mahkemelere dönüşmüştür.
\nAKP iktidarı, yargı-polis vesayeti altında yeni bir rejim oluşturuyor.
\nİki egemen gücün savaşında, olan halkımıza oluyor...
\nFaili meçhul cinayetler, katliamlar, köy yakmalar, JİTEM’in uygulamaları, Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi unutturulmak isteniyor.
\nBugün ne Doğan Öz, ne Uğur Mumcu, ne Musa Anter cinayetleri aydınlatılmış, salt tetikçileri bulunmuştur.
\n1993’teki Sivas katliamını unutturanlarla 1 Mayıs katliamını unutturan egemen güçlerin yeni kuşak temsilcilerinin, bir güç savaşı içinde olduklarını görmemek için enayi olmak gerekir.
\nYine bugün polis ve yargı eliyle toplum baskı altına alınmıştır.
\nMedyayı yanına alan siyasal irade, kanlı terör eylemlerini unutturmak için de aynı yöntemi deniyor.
\n***
\n2002-2005 yılları arasında bir askeri darbe düşünülmüş, ancak yapılamamıştır.
\nBu gerçeği elbet biliyor kimi gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler ve işadamları.
\nYapılmamış bir darbenin yargısı yapılıyor...
\nBunlar yapılırken torbanın içine önüne gelen atılıyor, suçluyla suçsuz ayırt edilmiyor, “Fuhuş ve Casusluk” davasıyla Deniz Kuvvetleri’nde ayıklama başlıyor.
\nErgenekon ve Balyoz’da aynı şey...
\nElbet darbeyle ve darbecilerle hesaplaşılır...
\nBu yapılırken adalette eşitlik ilkesi göz ardı edilemez...
\nAdil yargılama ayaklar altına alınıp çiğnenmez.
\nBugün açılan bu tür davalar simgeseldir...
\nTıpkı 12 Eylül’le hesaplaşmak gibi...
\nSolcular, sosyalistler, devrimciler her zaman askeri vesayete ve darbeye karşı çıkmıştır.
\nUnutmayın, darbeler sermayenin ve emperyalizmin isteği doğrultusunda yapılır.
\nEgemen sınıflar darbe istemiyor...
\nAKP, kendini daha güçlü kılmak için bir yol arıyordu ve buldu.
\n***
\nHavada bir toprak kokusu var...
\nYaşamın derinliğinde olup bitenlere bakıyorum...
\nAKP kongresine Cumhuriyet ve 6 medya kuruluşunun alınmaması...
\nDemokrasi ve özgürlükler...
\nBu konuyu bugün yazacaktım...
\nCumhuriyet Vakfı adına gazetemizin imtiyaz sahibi Orhan Erinç dün başyazısında her şeyi açık seçik yazdı...
\nYazmama gerek kalmadı...
\nSon sözüm:
\nKaygılıyım, kaygılı...
\nDüzeltme: 4 Eylül 2011’de yayımlanan yazımda kullandığım “Eylül’dü, Dalından kopan yaprakların” dizeleriyle başlayan şiir Cemal Süreya’nın değil, şair Zafer Akkaş’ındır. Düzeltir, özür dilerim.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!