Mümtaz Soysal

Adelet ve Politika

24 Eylül 2012 Pazartesi
\n

BALYOZ davasının bu aşamadaki sonuçları kamu vicdanında adalet güvenini sarsmışa benziyor. Bu sarsışın yargıçlar, savcılar ve avukatlar olarak adalet mekanizmasında yer alan hukukçuların eğitiliş, yetiştiriliş, atanış ve göreve getiriliş yöntemlerini de tartışma konusu yapması kaçınılmazlaşmıştır. Konu, yüksek düzeydeki bütün kamu görevlileri açısından da önemli olmakla birlikte, kamu vicdanıyla ilgili olarak daha çok adaletin tecellisi alanında güncellik kazandı.

\n

Bu yüksek düzey, aynı zamanda, kısmen ve dolaylı biçimde de olsa, parlamentoyu ve devlet başkanını da yargı sürecinde etkili ve sorumlu duruma sokan bir düzeydir. Nasıl olur, güçler ayrılığı yok mudiyeceksiniz ama şöyle bir düşünün: Siyasal sistemimiz yargı organlarının oluşumunda ve uygulanan kuralların yasalaşmasında öne çıkarak baş rolü oynamıyor mu? Gerçi bu durumun nedenlerini düşününce zincirini hukukçuları yetiştiren fakültelere kadar indirip konuyu büsbütün dağıtmak da işten değildir. Öyle olmaması için yargıyı eleştirirken konudaki siyasal özden fazla uzaklaşılmamalı.

\n

Evet, devlet sistemimizde maaşlı kamu görevlisi savcılar ve yargıçlar ile yine bir türlü maaşlı ama seçimden çıkma politikacılar ve hele iktidardakiler arasındaki ilişki hayli ilginçtir.

\n

Genel olarak, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da seçilmişlerileatanmışlararasında yapay bir çelişki ya da sorun yaratılmış ve bunu gidermenin çaresi de yargının oluşturulup işletilmesinde seçilmişlerin etkisini artırmakta aranmıştır.

\n

Ama pratikte sadece iktidardaki seçilmişlerin etkisini.

\n

Güçler ayrılığı ilkesine pek aldırış etmeden, savunulmasını da muhalefete bırakarak.

\n

Böyle olduğu içindir ki anayasa son değişiklikleriyleparlamentoya vecumhurbaşkanına mahkeme üyelerinin seçilmesi ve atanmasında dolaylı biçimde etkili olabilme olabilme olanakları sağlayan maddelerle dolduruldu. İktidar bol bol kullansın diye.

\n

Zaten, üye sayısı hayli çoğaltılıp seçilme ve çalışma yöntemleri değiştirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da Adalet Bakanı ile müsteşarının başkanlığına emanet edilmiş oldu. Yapılacak atamalar iktidarın tercihleriyle olabildiğince uyumlu olsun diye.

\n

Bütün o çabalardan sonra, durum ve sorun budur; eleştiri oklarını yalnız yargıya yöneltmek yetmiyor.

\n

Eskiler olsaydı, Çelebi böyle olur bizde hukuk dediğinderlerdi.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları