Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cüret
BİR ülke. Öyle bir ülke ki, dünyanın en kritik noktasındadır ve tarihlerin, savaşların, devrimlerin birbirine karıştığı o yumağı çözerek anlamını sezmek ya da kaynaklarının zenginliğini fark etmek bile hiç değilse birazcık bilgi gerektirir.
\nBir halk. Öyle bir halk ki, uzun tarih yolculuğu boyunca geçtiği yerlerden ve tanıştığı kavimlerden süzülerek edinilmiş bir bilgeliğin sahibidir. Bilgeliği engin bir bilim ve teknoloji üstünlüğüne dönüştürmek de iyi düşünülmüş bir ulusal eğitim stratejisi ister.
\nBir ulus. Öyle bir ulus ki, mensup olduğu kavminin son kalıntılarını yok edilmekten koruyup bir kurtuluş savaşının verdiği bilinçle yoğurarak sağlam bir devletin temelini hazırlayabilmiştir.
\nBir devlet. Öyle bir devlet ki, insanlığın yüzyıllar boyunca düşünce akımları ve devrimler sayesinde bulduğu en demokratik ve işlek yönetim biçimi olan ulusal bir cumhuriyet olarak kurulmuştur.
\nBöyle bir ülke, halk, ulus, devlet ve Cumhuriyet birikimine yakışıyor mu şu günlerin “dört artı”lar rezaleti? Böyle anlamlı bir birikimden dünyaya örnek olacak, yabancıların gıpta edeceği, vatandaşların da severek benimseyip evlatlarına sunmaktan gurur duyacakları bir ulusal eğitim atılımı beklenmez miydi?
\nNe yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal eğitim politikasını şimdi belirlemekte olanlar o alanda iyi yetişmiş, görgü ve deneyim edinmiş birer Cevat Dursunoğlu, İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Âli Yücel miydiler ki bir “reform”a kalkışma cüretini bulabildiler?
\nSon toplanan Milli Eğitim Şûrası’na kimlerin niçin çağırıldığı, kararların nasıl alındığı doğru dürüst tartışılmadı. Cumhuriyet tarihinin en önemli sistem değişikliğinin ayrıntıları, ortaokul ve liseleri de kapsayacak biçimde aşama aşama, ancak şu günlerde açıklanıyor.
\nSorun, sadece okula başlama yaşını erkene almaktan ibaret değil. Kaldı ki, o bile yeterince izah edilmedi: Sayın Bakan, beş yaşında okula başlatmanın “Kürt çocuklara Türkçe öğretmek için” olduğunu ve PKK’nin bu nedenle “reform”a karşı çıktığını söyledi. Ama “Laikçi” dediklerinin karşı çıkış nedenlerinden söz etmedi; oysa temel nedeni en iyi o biliyor: İlköğretimden başlayarak oradan ortaöğretime sıçrayıp yükseköğretim öncesini baştan aşağı “imam hatip”leştirmek.
\nAma bütün kabahati AKP’ye ve yandaşlarına yıkmak da yanlış: Cumhuriyetçiler, “sivil toplum siyasetçiliği” oynamaktan vakit bulup da gerçek iktidar mücadelesi için doğru ve etkili yoldan siyasal partileşmeyi göze almaya pek yanaşmadılar.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!