Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Büyükelçiler Belleği
BELLEK, yeri ya da zamanı gelsin gelmesin, olur olmaz anılar anlatmak için değildir. Kör bile, değneğini sağlam adım atabilmek için beller. Diplomatlar yetiştirilirken de en çok okutulan konu siyasi tarihtir; çünkü bilgelikleri de meslekte edindikleri deneyimden gelir.
\nÖyle olduğu içindir ki, emekli olmuş başarılı büyükelçilerin söylediklerini dinlemek ve yazdıklarını okumak gerekir.
\nRastlantı bu ya, dünkü Cumhuriyet’te emekliliklerine karşın gençliklerini sürdüren iki diplomatımızın da sağduyulu yazıları vardı.
\nTaner Baytok, kendi görev dönemi öncesine bile uzanıp Suriye ve Irak sınırlarımızın niçin böyle çizildiğini anlatarak bugüne geliyor. Lozan’da İngiliz Heyeti Başkanı kurt Lord Curzon, Revandiz ve Süleymaniye dahil “çıplak Kürdistan dağları” karşılığında Kerkük’le Musul’un kendilerine bırakılmasını savunmuş ve o günkü konjonktürün içli dışlı sıkışıklığında başarılı da olmuş.
\nŞimdi, Ankara’nın yardımıyla Suriye Cumhuriyeti’nin cenaze namazı hazırlanırken, tereke payı olarak safça Kerkük ve Musul’un Türkiye’ye bırakılacağı mı umulmaktadır? Baytok sorar gibi: Sınırın doğuya dönük büyükçe bölümüne Kürt aşiretleri yerleştirilmesine “dost”larımızın ses çıkarmayışı “Büyük Kürdistan” tasarımının ilk işareti olamaz mı? Batılılar arası yeni bir Sykes-Picot uzlaşması mı?
\nTuncer Topuz, emekli diplomatlarımızın çoğuna katılıp yıllarca “müttefik” bildiklerimizin Ankara’yla tek bir konuda nasıl uğraştığınıı bilerek yazıya şöyle, başlıyor: “Kıbrıs Rum Yönetimi AB egemen güçleri tarafından da adeta Türkiye’ye karşı nispet yaparcasına desteklenmek suretiyle AB dönem başkanlığına yürümüştür.”
\nDiplomasi metinlerini yazmakta titizliğe alışmış bir görevli bu tümcedeki “nispet yaparcasına” ibaresinin nereye yönelik olması üzerinde düşünmemiş olamaz. Nispet, elbet ve ne yazık ki, hem Türkiye’ye, hem de dost düşman başka birçok yere yöneliktir.
\nSözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başına seçilen Hristofyas’ın hem Ortodoks hem Komünist Parti lideri olduğu düşünülürse, Yunanlar ve Rumlarla içli dışlı yaşayan “dost komşumuz” Rusya’nın da “Kıbrıs gönüldaşları” safına katılmış olduğu artık görmezden gelinemez.
\nPeki, Ankara’nın bu ortamda KKTC’yi yönetenlere dönerek “Müflis ekonomili Rumlarla birleşme görüşmelerini tam kesip kendi işinize bakın” diyemeyişi ve hele bir de “Avrupa Birliği Bakanı” atayıp ordan oraya koşturtması neyin nesidir?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!