Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Doğrunun Güçlüğü
AJANLARIN, yabancı devletlere paralı parasız hizmet verenlerin, halkları karşılıklı kışkırtıp seyrederek keyif çatanların, kiralanmış kalemlerin, kısacası kendi insanlarına değil de başkalarının çıkarlarına hizmet edenlerin kol gezdiği toplumlarda doğru bir ulusal dış politika belirleyip sürdürmek çok zordur.
\nTabii, “doğru ulusal dış politika”dan hem ülkenizle halkınızın çıkarlarını kollamayı, hem de insanlığın evrensel değerlerine uygun davranmayı anlıyorsanız.
\nBu açıdan “Arap Baharı” dizisi ışığında Suriye sorununa bakınca Ankara dış politikasının doğru olduğunu söylemek de zor.
\nŞimdiye kadar Afrika’nın kuzeyindeki Müslüman toplumlarda uygulanan standart kalıp şu oldu: Önce, ajanlar eliyle toplumda huzursuzluk yaratan olaylar; şurada burada patlamalar, kim vurduya gelen insanlar. Sonra, huzursuzluk çıkardığı çok belli kişilere ya da odaklara halktan gelen tepkiler, resmi önlemler, genellikle ölçüsü kaçırılan yaptırımlar. Ardından, yaptırımlara direniş, baskıya karşı kuvvet, şiddete karşı dehşet.
\nTerör böyle gelince, büyük dış projelerin sahipleri daha fazla beklemez: İnsan haklarından söz ediş, uluslararası mekanizmaların devreye sokuluşu, tek başına sorumluluk almak istemeyen devletlerin başkalarını ateşe sürmesi, maşalara sıkışıp kalan kestanelerin yanması.
\nBu sürecin yarattığı dış politikanın bazı toplumlarda insanların zavallı muhtaçlığı ya da bilinçsiz hırsı yüzünden benimsenmiş olması bizim de aynı zilleti paylaşmamızı gerektirmez. Ülkeyi yönetenler, ulusun onuru ve yolları tıkanan ekonominin sağlığı adına mutlaka bir çare bulup bu yanlış, yakışıksız ve dipsiz politikayı bırakmalıdır.
\nDönüş, olanaksız da sayılmaz.
\nBaşkanlık seçimi öncesindeki ABD’nin başını denizaşırı yeni bir savaşla belaya sokmaktaki sakatlık sadık müttefik ağzıyla Washington’a anlatılamaz mı? Rusya, İran ve Mısır, bölgeye sükûn ve huzur gelmesini istemezler mi? “Suriye’nin Dostu” geçinenler bir başka Müslüman ülkedeki kargaşanın sürüp gitmesinden memnun olacak kadar da mı ikiyüzlüdürler? Ankara, bölgenin ortak sağduyusunu temsil edercesine önayak olarak Şam’la görüşüp seçkin iyi niyetlilerden oluşacak bir konferans öneremez mi?
\nTürkiye, Davutoğlu’nun sözünü ettiği “derinlik”te de mi karaya oturup beklemeye mahkûm kalmalıdır?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı