Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özkök'ün Tanıklığı ve Gazeteciliğim
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün 2-3 Ağustos’taki 2 günlük Silivri tanıklığını iki
\n\n\nyazıyla paylaşmak istiyorum.
\nİlki gazeteciliğimle ilgili...
\nAKP iktidarının ilk aylarındaki hükümet-asker ilişkilerinin fotoğraflarından biri, benim imzamla yayımlanan 23 Mayıs 2003 tarihli, “Genç Subaylar Tedirgin” başlıklı haberdi.
\nHaber ana hatlarıyla şu unsurları içeriyordu:
\n- Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Or. Özkök 20 Mayıs 2003’te 1.5 saat Başbakanlık binasında baş başa görüştü.
\n- Görüşmede Özkök, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hükümet üyelerinin kimi demeçlerinden ve bazı uygulamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
\n- Özkök, genç subaylar arasında da bir tedirginlik olduğunu, sonuçta tüm kurumda bir rahatsızlık bulunduğunu Başbakan’a iletti.
\nHaberin tam metni, Cumhuriyet gazetesinin artık daha kolay ulaşılabilen arşivinde var. Haberin öncesiyle sonrasıyla öyküsünü de Silivri Toplama Kampı-Zulümhane kitabında yazdım.
\n***
\nBu haber yayımlandığı günden bu yana tartışılıyor.
\nNe ölçüde doğru?
\nSpekülasyon amaçlı mı?
\nBelli bir planın parçası mı?
\nİddianame diliyle sormak gerekirse, kaos ortamı yaratmayı mı amaçlıyor?
\nHaberin birebir iki muhatabı vardı: Erdoğan ve Özkök.
\nHaberin ilk yayımlandığı sıcak günlerde, Erdoğan, “Cumhuriyet nelerle uğraşıyor” demekle yetindi. Özkök ise 26 Mayıs 2003’te, haberin yayımlanmasından 3 gün sonra 12 gazeteciyi karargâha davet ederek bir basın toplantısı düzenledi. Davet edilenden biri de bendim. Özkök’ün o günkü değerlendirmeleri Cumhuriyet dahil, tüm gazetelerin manşetinden yayımlandı. Özkök haberi ne tam yalanladı ne tam doğruladı, “Bir rahatsızlık varsa bu hepimizdedir” dedi.
\nHaber, Ergenekon iddianamesinde de bana yönelik suçlamaların delili olarak gösterildi. Gerek hâkimler gerekse savcılar, haberin “doğruluğunu”, “amacını”, “kaynağını” çok didiklediler, sık sık tekrara kaçan sorular yönelttiler.
\nÖzkök’ün mahkemedeki tanıklığı, her şey bir yana, haberin doğruluğu bakımından çok önemliydi.
\nÖzkök, mahkeme heyetinin buna ilişkin sorusuna şu karşılığı verdi:
\n“Başbakan’la baş başa görüştüm. Ben Başbakan’a genç subaylar tedirgin değil demedim. Aksine tedirginlik olduğunu anlattım... Balbay’ı birinci sınıf bir gazeteci olarak görüyordum. Düşüncelerim hâlâ da devam ediyor.”
\nÖzkök’ün sözlerini tutanaklardan aynen aktarmayı düşündüm. Ancak yazıyı kaleme alırken tutanaklar henüz çıkmamıştı.
\nBaşta vurguladığım gibi; bugün, yayımlandığında çok tartışılan o manşetle ilgili gelinen noktayı paylaşmak istiyorum.
\nHaberin iki muhatabından biri olan Özkök, 9 yıl sonra net bir ifadeyle içeriğini doğruladı.
\nAKP’nin iktidara gelişinin ilk aylarının henüz bütün çıplaklığıyla yazılmadığını düşünüyorum. Özkök’ün daha ifadesinin başında yaptığı şu değerlendirme, genel durumu özetlemeye yetiyordu:
\n“Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelince hepimiz tedirgin olduk. Acaba bir geriye gidiş olur mu, endişesi içine girdik...”
\nBen de bu süreci olabildiğince yakından, bütün boyutlarıyla, bir gazeteci olarak izlemeye çalıştım.
\n***
\nGeçen günlerde dünyaca ünlü gazeteci Christiane Amanpour’la yapılan söyleşinin kısa bir çevirisi yayımlandı. Mesleğini anlatırken şöyle diyordu:
\n“Gazetecilik denge kurma değil, doğruyu anlatma işidir.”
\nHer gazetecinin kendine göre mesleğini yapma yöntemleri vardır. Ama doğru bir tanedir. O olağanüstü yoğun dönemde kimi bilgi yanlışlıkları olduğunda, muhataplardan açıklama geldiğinde bunu yayımlamaktan da kaçınmadım.
\nGeçen hafta Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atom bombası atılışının 67. yılıydı. 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’da 260 bin kişi öldü.
\nBunlardan yaklaşık 20 bini patlama sonrası hemen bölgeye gelen sağlık elemanı, kamu personeli ve gazeteciydi.
\nGazeteci, mesleğinin getirdiği riskler gereği pek çok tehlike ile karşı karşıya kalabiliyor. Örneğin Türkiye’de gazetecilerin terör saldırısı sonucu öldürülmesi neredeyse “meslek hastalığı” denecek kadar sık yaşanan bir şeydir. Ben de özgürlükte böyle bir olasılığı hep gündemimde tutuyordum.
\nKaderin cilvesine bakın ki; terör saldırısı yerine “terörist” ilan edilerek yok edilmek isteniyoruz.
\n“Teröristliğimizin” delili de doğruluğu kanıtlanmış haberler!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!