Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Derin Çatışma: Gül - RTEYeniden Silivri TutsaklarıOsmanlı: İkinci Bölüşüm

31 Temmuz 2012 Salı
\n

Gül - Erdoğan arasındaki çekişme - temel sorun çözülmüş değil. Bu köşe, aralarındaki derin çelişkiye 8 aydır işaret ediyor. Erdoğan, Gülün açıkça ve gizlice kuyusunu kazıp durdu. Önce Cumhurbaşkanlığına yeniden seçimini yasayla engelledi, bu yasa iptal oldu. Gülün basın danışmanı Ahmet Sever, Ruşen Çakıra bütün açıklığıyla anlatıyor: Gül, Başbakanla çatışma görüntüsü vermemeye çalıştı. Yani çekişmeyi dışavurmuyor, diyor..

\n

Sever, Gül yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olabilir derken yasal hakkını dile getiriyor. Bence olmaz. Erdoğan orayı istiyor. Gül, Başbakanlıkın yolunun kendisine açılmasını, vefanın ötesinde bir kurucu hakkı olarak görüyor. Başbakan ise yöneteceği bir kişi ve hükümet istiyor. Ama o kişi Gül değil!

\n

Yazmıştım, Ahmet Sever de bilir: Gül, bulunduğu makamlardan aldığı güçle, Erdoğan ile eşit düzeydedir. Gül, RTEnin bugünkü yetkilerle Çankayaya çıkmasını, hükümetin de kendisine bırakılmasını, yani bir rol takası istiyor.

\n

Bu çatışmanın çözülmesi zor. RTEnin tek şansı, eğer mutlaka Çankayayı istiyorsa, Gülden daha büyük yetkilerle Köşke çıkmak! Deveye hendek atlatacak yani.

\n

***

\n

Melike Demirağın Silivre tutukluları için mahkemede olağanüstü bir durum yaratarak Arkadaşşarkısını söylemesi, toplumdaki dönüşümün güçlü işaretlerinden biri; bu seslerin güçlenerek dalga dalga yayılması gerekir. Silivri tutukluları için toplumun duyarlığı artıyor. Onların içeriden yükseltecekleri yeni sesler yankılanacak ve destek bulacaktır. CHP?

\n

Ahmet Şıka hazırlanan iddianame bir kez daha gösteriyor ki özel yetkili mahkemeler olgusunun hukukla, yasalarla, insan hak ve özgürlükleriyle, anayasa ile bir ilişkisi bulunmuyor. Bunlar tamamen, iktidar ortaklarının en büyük keyfi silahları olmuştur. Oralara da iktidarın bu politikasını yeminli uygulayacaklar getirilmiştir.

\n

ÖYMlerin 2006 yılında, bu amaçla oluşturulmuş olmaları, iktidarın taa o zamandan nasıl bir Türkiye tasarladıklarının kanıtı olarak görülmelidir: Susturma, intikam, gençliği yargılama, en masum protestoyu, karşı koymaları bile ezme... Suskun bir toplum! Ki 2006 yılında, bugün imdaaat diye bağıran insanlar, AKP için en özgürlükçü parti, solculardan da demokrat ve ilerici diyerek benliklerini iktidara teslim etmişlerdi!!! Hey gidi günler!

\n

***

\n

Antalyadaki Lozan ve Suriye konuşmasından: Ortadoğuda bugün yaşananlar aslında Osmanlı İmparatorluğunun yeniden ve ikinci kez bölüşümü, paylaşımıdır! Osmanlı İmparatorluğu ne bitmez tükenmez bir imparatorlukmuş. 1918’de Osmanlı çökmüş, çökertilmiş, parçalanmış, içinden onlarca ulus devlet ortaya çıkmış. Bugün ise bu devletler içinde yeniden bir bölüşüm yaşanıyor. Türkiye dahil...

\n

Şimdi gelin Davutoğlunun stratejik derinlik görüşünün gerçeklikle ne büyük bir çelişki içinde olduğunu görün: Osmanlının bakiyesidir oraları, bizim tarihsel kültürel uzantımız oralardadır. Bu mirası canlandırabiliriz... vb

\n

Uluslar, paşa, bey, ağa istememiş, devlet olmuş. Türkiye onlara ağalık sunacak! Emperyalizm üstelik onları yeniden biçimlendirip haritalandırırken, içlerinden yeni ülkeler yaratırken... Davutoğlu politikasının en büyük açmazı, ulusal devlet çağını iyi analiz edememiş olması ve emperyalizmin Ortadoğu üzerinde yüzyıllık planı programını iyice görmemiş olmasıdır.

\n

Davutoğlu politikası ve anlayışı tamamen çökmüştür, Suriyede batağa saplanmıştır ve eldeki kazdan da olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Tabii Başbakan da... Bunun temel nedeni, ABD -Batı çıkarlarıyla- politikalarıyla Türkiyeyi tam özdeşleştirmiş olmalarıdır.

\n

Emperyalistlerin politikalarını uygulamak, tarih boyunca, Türkiyeye hiçbir şey kazandırmamıştır! Tarihi bile doğru dürüst analiz edememiş ve bugün için özgün çıkarsamalar yapamamış bir sığ düşünce - politikanın acısını yaşıyor ülke!

\n

Birer inanmış, yani siyasi Müslümanolarak, Batının İslam politikalarının tarihini bu kadar okuyamamış bir iktidar olabilir mi? Her zaman ve durmadan, böl parçala, işbirlikçileriyle yönet, sömürge ve yarı-sömürge olarak elinde tut, gelişmelerini engelle, kadim İslami kalıpların içine itele ki oradan asla ve asla çıkamasınlar Sürekli denetim altında tut, onlara her zaman siyasetini ve malını sat.

\n

Batı ile işbirliği halinde İslam ülkelerini parçalayıp şekillendirmek, ne büyük ayıpİktidarın kalemleri nasıl da bu parçalanmaya alet oluyor! Bırakın laik kılıklı kafasızları, Amerikan-Batı politikasının sürekli şakşakçılarını...

\n

***

\n

Günler nelere gebe...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları