Orhan Birgit
Orhan Birgit obirgit@e-kolay.net Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bayramımızı Olsun Bize Bırakın

24 Temmuz 2012 Salı
\n

İkinci Meşrutiyetle birlikte, gazeteler üzerinde uygulanmakta olan sansürün kalktığı 24 Temmuz 1908’in yıldönümlerini bizler yıllardan beri Gazeteciler Bayramı olarak kutlarız.

\n

Ama nedense bir yanılgı içinde olduğumuzu da düşünmek istemeyiz.

\n

Zira 104 yıl öncenin matbuatından resmi sansürü kaldıran Padişah Fermanı, isim ve biçim değiştirmiş olarak, sık sık kapımızı çalmıştır.

\n

Ama hakkını vermek için söyleyeyim: Nefes aldığımız kısa süreler de olmuştur.

\n

14 Mayıs 1950 seçimleri ile çok partili parlamentoya adım atıldığı zaman, kısa bir dönem de olsa gazeteciler özgürlüğün tadını tatmışlar, sonra o tadışlar yeni ve çağdaş padişahların buyrukları ile burunlarından getirilmiştir.

\n

Devlet eliyle dağıtılan resmi ilanların, siyasi iktidara yandaş gazetelere destek amaçlı olarak kullanılması, baskı için gerekli kâğıdın muhalif basından esirgenmesi gibi uygulamalar birbirini izlemiştir.

\n

Bu baskılara direnerek, hâlâ ifade özgürlüğünü sınırsız olarak kullanmakta ısrar eden meslektaşlarımız için birbiri ardınca açılan davalar sonunda başkentte Ulucanlar, İstanbulda Sultanahmet cezaevleri Hüseyin Cahit Yalçın, Metin Toker, Yusuf Ziya Ademhan, Ratıp Tahir Burak, Şahap Balcıoğlu gibi meslektaşlarımıza ev sahipliği yapmıştır.

\n

27 Mayıs 1960ı gerçekleştiren dönemin Silahlı Kuvvetleri, gazetecileri de cezaevlerinden çıkarmış; ancak kısa bir süre sonra mesela İlhami Soysal, gözdağı verilmek amacıyla bir albayın görevlendirdiği askerler tarafından kaçırılmıştır.

\n

12 Mart darbesi, İlhan Selçuku, Çetin Altanı tutuklamakla yetinmemiş; işkence uygulatmaktan da geri kalmamıştır. Turhan Selçuk gözaltına alınmış ve tartaklanmıştır.

\n

12 Eylül cuntasının bu alandaki sabıkası ayrı bir yazı konusu olacak kadar zengin örnekler içermektedir.

\n

Sözü dolandırmadan, eveleyip gevelemeden söyleyelim; 92 meslektaşımızın Silivri, Diyarbakır cezaevlerinde yıllardır tutuklu bulundukları günümüzde Özgür Basından söz edilebilir mi?

\n

Sevgili İlhanı, İçişleri Bakanlığının emrindeki polislerle alacakaranlıkta evini basma eyleminin neden olduğu travma sonucunda ilahların keyfi için kurban vermedik mi?

\n

27 Temmuzda Silivrideki mahpusluğu tam beş yılı dolduracağı halde duruşmasına bir türlü başlanmayan Ergun Poyrazın, yayımladığı Musanın Çocukları adlı bir kitap nedeni ile Başbakana hakaret suçlaması ile tutuklanıp, zindanda unutulduğundan kaçımızın haberi var?

\n

Soner Yalçın, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Mehmet Perinçek, Silivride Balyoz, Ergenekon, Odatv davaları nedeni ile tutuklu olarak yıllar dolduruyorlar!

\n

Savcılar, kimi beş, kimi en az dört yıldır tutuklanmış olan arkadaşlarımız hakkında hâlâ yeterli delil ve kanıt toplayamadı ise kabahat kimindir? Yerleri yurtları belli olan meslektaşlarımız demir parmaklıklar arkasındayken, bir bakıyorsunuz asıl görevi medyaya verilen kamu ilanlarına aracı olmak için 195 sayılı kanun ile kurulan Basın İlan Kurumu adlı bir kamu kuruluşu, 24 Temmuz nedeni ile etkinlikler düzenlemeye kalkışıyor.

\n

Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç ve İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahini içeren söyleşiler düzenliyor. Sahura kadar sürecek eğlenceler yaptığınıBu Bayram Marmara Kıraathanesindeyizbaşlıklı bir davet duyurusu ile ilan ediyor!

\n

1961’de Türkiye Gazete Sahipleri Sendikasının temsilcisi olarak 195 sayılı yasayı hazırlayan dört kişilik ekipte görev yapmış olan bir gazeteci olarak sözü edilen yasa ile oluşturulan ve dört yıla yakın bir süre Yönetim Kurulu Başkanlığını da üstlendiğim Basın İlan Kurumuna böyle bir misyon verildiğini anımsamıyorum.

\n

Genel kurulunda Cumhurbaşkanlığının, Başbakanlığın, Adalet, Şehircilik ve İmar, Gümrük ve Ticaret, İçişleri, Kültür ve Turizm, Maliye, Milli Savunma Bakanlıklarının, Basın Yayın Genel Müdürlüğünün, TRTnin toplam 12 temsilcisinin yer aldığı bu kamu kurumunun görevleri arasında hiçbir zaman mesleğimiz ile ilişkilerde, gazetecilere borç para vermek, sosyal gereksinimler gereği tatil köyü oluşturmak dışında bir işlev yer almadı.

\n

Ne zaman ki siyasi iktidar, medyaya otosansür uygulama telkinleri, yayımlanmayan gazeteyi toplama gibi acayip denilecek kararlar almayı âdet haline getirdi... O alışkanlık giderek hoşlanılmayan meslektaşlarımıza terör örgütü oluşturmak türünden davalar açtırılarak tutuklamalarla sürdürüldü.

\n

Siyasal iktidarın öteki yüzünün devreye girmesi gibi bir yöntemler dizisi uygulanmaya başlanıldı. Yönetim Kurulu Başkanlığını günümüzde Vakıflar Genel Müdürünün üstlendiği Basın İlan Kurumunun başında, CVsinde spor yazarlığı da bulunan Sayın Mehmet Atalay var.

\n

Sayın Atalayın kişiliğine hiçbir itirazım yok. Ama başında bulunduğu kamu kurumunun asıl işlevi medyada resmi ilan ve reklamların dağıtımını sağlamak olduğu için, mesleğimizin özel günlerinde bize öncülük etme isteği gibi hassas bir görevden uzak olmasını düşünürüm.

\n

Nasıl, tutuklu meslektaşlarımıza bugün gerçekleştirmeyi düşündüğüm cezaevi ziyareti için katılma özgürlüğüne sahip değil ise, bıraksın üç gün üç gece Fehmi Korunun da solist olarak katılacağı fasıl etkinlikleri ile sözdeÖzgür Basının 24 Temmuzunu kutlamayı.

\n

22 Temmuz Pazar akşamüstü İstanbul Valiliği önünde başlayan bir konvoy buluşmasını üç gün üç gece sürdüren etkinlikleri üstlenen böyle bir kamu kurumu, olsa olsa Kuzey Kore medyasında bu türlü törenlerde bakanların konuşmalarına ev sahipliği yapar.

\n

Keşke vaktim olsaydı da Sayın Arınçın, hele hele İçişleri Bakanı İdris Şahinin yaptığı söyleşileri izleyip şu anda Balbayın, Sonerin, Barışların, baba oğul Perinçeklerin, hele hele kendisini duruşma yargıçlarına potansiyel sanık olarak tanıtan Yalçın Küçükün demir parmaklıklar arkasında geçirdikleri Gazetecilere Özgürlük Bayramı için parlak görüşlerini öğrenebilseydim.

\n

Sansürün çeşidini kullanıp, 2012 medyasında korku yayarak otosansürü uygulayanlar, o uygulamalara destek çıkanlar...

\n

24 Temmuzu olsun bize bırakın. Alıştığımız şekilde Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin geleneksel gecesinde bu yıl da bir araya gelip halleşelim.

\n

Gölge etmeyin. Başka ihsan istemiyoruz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları