Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Füsun Erbulak'la Silivri Sahnesinde...

23 Temmuz 2012 Pazartesi
\n

\n

Haziran ayı başında Füsun Erbulaktan bir mektup aldım. 27 Mayısta yazılmış mektup özetle şöyleydi:

\n\n\n

Çok değerli Mustafa Balbay,\n

\n

Belki beni hatırlarsınız. Selim İlerinin müthiş deyişiyle, 1988 yılında aramızdan kurtulmuşolan Altan Erbulakın eşiyim. Şehir Tiyatrolarında çalışan ve tiyatrolara yapılanlara karşı direnen Sevinç Erbulakın annesiyim. Artık 68 yaşındayım. Tiyatro ve yazın hayatıyla vedalaşmıştım. Yıldız Kenter hocanın duruşmalarınıza gelmesi, sizlerle ilgili her yerde beyanat vermesi gözümün açılmasına neden oldu. Kendi adıma utanç duymama da neden oldu...\n

\n

Yaşananlar beni daha bir Atatürkçü yaptı.\n

\n

Tiyatro turnelerine yeniden başladım. Yalan İçinde Yalanadlı bir vodville.\n

\n

Bugünkü yazınızı okuyunca size mektup yazmaya karar verdim. Kızımla ziyaretinize de geleceğim. Görüştürürler mi bilemiyorum. Belki de çıkmış olursunuz...\n

\n

***\n

\n

Füsun Hanım mütevazı davranıp, belki beni hatırlarsınızdiye başlamış.\n

\n

Kendisine cevaben yazdığım mektupta da dile getirdim. Erbulaklarla 1980li yılların başında, gazeteciliğimin ilk yıllarında, İzmir Fuarında yüz yüze de görüşmüştüm.\n

\n

Tıpkı İzmir Fuarına oyunlarını sergilemek için geldiklerinde Levent Kırcayla, Ferhan Şensoyla yaptığımız röportajlar gibi Altan Erbulakla da birkaç kez konuşmuştum. Altan Erbulak, Kordonun enfes balkonu pasaport kahvesini çok severdi. Bir kere birlikte oturmuştuk. Ağaç sandalyede çay içip simit mi ne yemiştik. Belki de kumruydu ya da boyoz.\n

\n

Füsun Hanım kızı Sevinç Erbulakla birlikte 9 Temmuz Pazartesi günü duruşma salonu konuğumuzdu.\n

\n

Sanatçı duyarlılığından hiçbir şey yitirmemişti. Bir yandan gülümseyerek iyi bir iklim oluşturmaya çalışıyordu, bir yandan da Silivri gerçeğiyle yüz yüze gelmenin getirdiği şaşkınlıkla olup biteni anlamaya çalışıyordu.\n

\n

Sevinç Erbulak da genel duyarsızlıktan yakınıyordu ama, tek başına da kalsa başta Şehir Tiyatrolarına yönelik kuşatma olmak üzere, toplumsal duyarlılık gerektiren her konuda yerini almaya hazır bir duruşu vardı.\n

\n

Füsun Hanım 9 Temmuzda başlayan hafta içinde iki gün duruşmaları izledi. Öğleden önce başka, öğleden sonra başka bir seyrediyordu dava. Haftanın ikinci yarısında ise tamamen değişik bir hava hâkimdi.\n

\n

Somutlaştırarak paylaşmak gerekirse o hafta Ecevitin sağlık durumu ile başladı, Genelkurmay karargâhının bilgisayarlarının ne zaman ve nasıl temizlendiği tartışmasıyla devam etti, yıllar önceki Özdemir Sabancı cinayetini Ergenekon davasına bağlama arayışlarıyla noktalandı.\n

\n

Altını çizelim; bu, sadece bir haftalık tanıklar yelpazesinin iddialar dizisiydi. Haftanın önemli tanığı Can Dündarın düşüncelerini, bildiklerini açıkça ve dik bir duruşla dile getirmesi, düşüncelerine katılan katılmayan tüm sanıkların takdirini kazandı.\n

\n

***\n

\n

Duruşma salonuna gelenlere sıklıkla şunu söylüyorum, olabildiğince bağırıp sesimi duyurmaya çalışarak:\n

\n

Sadece nezle, grip değil, ruh hali de bulaşıcıdır. Biz burada karamsarlığa, hüzne yüz vermiyoruz. Moralimizi yüksek tutuyoruz. Siz de öyle yapın. Buraya kahırla, can sıkıntısıyla gelmeyin. Silivride bulunmanın da bir yurtseverlik görevi haline geldiğini düşünen insanlarla buluştuğunuzu unutmayın. Bugünler öyle ya da böyle geçecek, asıl olan ayakta durmak. Özgürlüğe hazır olmak...\n

\n

Erbulaklarla da bunu paylaştım. Silivride herkesin gözü önünde, kimsenin bir şey anlamayacağı, anlamaya çalışanın içinden çıkamayacağı, içinden çıkanın bu kadarına pes diyeceği bir yargılama yaşanıyor.\n

\n

Bugünkü tablo böyle ama, Silivri sahnesi birkaç perdeyle bitecek gibi değil. Gerçek, zamanın çocuğudur. Zamanla bütün gerçekler açığa çıkacak. Zaten çıkmaya başladı bile.\n

\n

Bütün mesele toplumun ve başta sanatçılar olmak üzere duyarlı kesimlerin Silivri sahnesine bakmasında, baktığını görmesinde.\n

\n

Noktayı Füsun Erbulakın mektubuyla koyalım. Yalan İçinde Yalan adlı bir oyunla yeniden tiyatro turnelerine başladığına ilişkin satırları okurken, gülümseyip mırıldanmadan edemedim.\n

\n

- Yoksa Silivriyi mi oynuyor?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları