Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yetti, Hayır!Öyle Demek İstemedim...
\n\n\n
Hasan Cemal, geçen haftaki yazılarından birinde AKP’nin yalnız kendine demokrat olduğundan, “iktidar özgürlüğü”nü demokrasi sandığından söz ederek, sanatla, müzikle iç içe yaşayan bir arkadaşından alıntı yaptı:
\n“Her gün her yerden eşit bir şekilde ince ince özgürlüklerimizin elimizden alındığını düşünüyorum. O kadar iyi yapılıyor ki bu. Günü gününe hesaplanmış... Hissim bu. Maalesef benim gibi hep hoşgörü peşinde olan ve devamlı olarak içindeki eşitlik ve özgürlük hissini büyütmeye çalışanlar ise yapayalnız. Kendimi kolumdan bir yere çekiştirilir gibi hissediyorum. Hiçbir yere ait olamama hissi yükseliyor içimde. Çekip gitmek istiyorum.”
\nAynı Hasan Cemal, 12 Eylül 2010 referandumu öncesi 3 Eylül 2010’da “Yargı demokratikleşmeden demokrasi gelmez!” başlık yazısını da şöyle bitirmişti:
\n“12 Eylül’de oylanacak anayasa paketinde yer alan HSYK değişikliği -eksiklerine rağmen- yerinde bir adımdır. Kısacası: Yetmez ama evet!”
\nHasan Cemal ve arkadaşları, “çekip gitmekte” özgürler hiç kuşkusuz.
\nBiz hiçbir yere gitme niyetinde değiliz. Burada, yurdumuzdayız. Yalnız filan da hissetmiyoruz kendimizi. “Yetti artık, AKP diktatoryasına hayır” demeyi sürdüreceğiz.
\n\n\n\n
Oda Seçimi
\n\n\n\n
Kurultaydan birkaç gün önceydi. Seçime az kala partiye iliştirilmiş milletvekillerinden biri, CHP Genel Merkezi’ne gitti. Üst katlara çıktı ve kendisine bir genel başkan yardımcılığı odası seçti.
\nDurumdan genel başkanın da haberi oldu ve o kadın milletvekili, PM listesine giremedi.
\n\n\n\n
\n\n\n
Prof. Dr. Sencer Ayata’nın söyledikleri, savundukları medyada “CHP ANAP’lılaşıyor” diye değerlendirilince açıklama yapma gereği duydu:
\n“Ben, ANAP’ı anımsatacak eğilimlerden söz etmedim. Sosyal demokrat partilerde görüldüğü gibi sosyal demokrasi merkezde olur, sosyalist sol bulunur, bir diğer kanat anlamında sosyal liberaller de yer bulur. Yanlış yorumlanan sosyal liberaller kavramı oldu. Ki liberal kavramı bizde yanlış biçimde farklı yorumlanıyor. Daha çok ekonomik anlamıyla kullanılıyor. Liberal denilince vahşi kapitalizm uygulaması anlaşılıyor. Oysa benim ifade ettiğim o değil. Aksine bu ifade, özgürlük, özgürlükçülük anlamındadır. Siyasal, sosyal alanda özgürlükçü yaklaşımın esas alınmasıdır.”
\nHerkes bilir ki, bu memlekette “liberal” dediğin zaman özgürlükçü filan anlaşılmaz. Sağcı, piyasacı, bireyci anlaşılır. Liberalin başına sosyal koyarsanız, “toplumcu bireyci” olur ki, bu da öküz altında buzağı aramak gibi bir şeydir.
\nMadem Ayata “liberal”den özgürlükçülüğü anlıyor, niye “özgürlükçü” demiyor da, “liberal” diyor. Çünkü “liberal” demekteki asıl amaç, merkez sağ ile elim sende oynamak.
\nSencer Ayata’nın tutumu kanıksandı artık. Önce bir görüş ortaya atıyor. Tepki çekince de, “Ben onu demek istemedim” diyor, ama hiç de inandırıcı olmuyor.
\nTürbana özgürlük tutumunda da benzer bir yol izlemiş, söylediklerini sonradan yalanlamak istemiş, ama akıllarda CHP kanadında “türbana evet” denmesini sağlayan isim olarak akıllara kazınmıştı.
\n\n\n\n
Vefa
\n\n\n\n
CHP kurultayında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun örgütten sorumlu Nihat Matkap’ın yerine Adnan Keskin’i getireceği duyulmuştu. Bir partili, Nihat Matkap’ın örgütü dönüştürmek için kestaneleri ateşten alan kişi olduğunu anımsattı ve Kılıçdaroğlu’nun vefasızlığından söz açıp parti yönetiminde sürekli değişiklik yaptığından yakındı. Kılıçdaroğlu’nun bu eleştiriye yanıtı kısaydı:
\n“İki yılda müthiş değişimlere imza attık. Kimsenin hayal bile edemeyeceği değişimlere. O doğal bir şey.”
\n\n\nÜç İsim
\n\n\n\n
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay sürecinde daha çok üç isimle fotoğraf vermeyi yeğledi. Faruk Loğoğlu, Faik Öztrak ve Sezgin Tanrıkulu.
\nBiri, AKP döneminde bir süre Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği görevini üstlenmişti. Diğeri Ecevit’in başbakanlığı sırasında ABD’nin Türkiye’ye atadığı Kemal Derviş’in döneminde Hazine Müsteşarlığı yapmıştı. Sonuncusu da 1997 Robert Kennedy İnsan Hakları Ödülü’ne uygun görülmüştü.
\n\n\nOlmadı,
\nGömlek Verelim
\n\n\n\n
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultaya doğru Samsun Milletvekili Haluk Koç’u aradı ve grup başkanvekilliğini önerdi. Koç, grup başkanvekilliklerinin şu anda dolu olduğunu, yeni bir seçim için grubun onayı gerektiğini aktardı. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekillerinden Emine Ülker Tarhan’ı hukuktan sorumlu genel başkan yardımcılığı için düşündüğünü, tüm milletvekillerinin kurultay nedeniyle Ankara’da olacağını, böylece grubun toplanıp karar verebileceğini söyledi.
\nHaluk Koç, “Nasıl uygun görürseniz” dedi.
\nAradan birkaç gün geçti. Kılıçdaroğlu, bu kez Haluk Koç’a, kurultayda Parti Meclisi üyeliği için başvuru yapmasını önerdi.
\nAnlaşılmıştı ki, Kılıçdaroğlu, Haluk Koç’a grup başkanvekilliği önermeden önce Emine Ülker Tarhan ile görüşmemişti. Tarhan, grup başkanvekilliğinden ayrılmayı düşünmediğini dile getirince de, Koç’a PM üyeliği uygun görülmüştü.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Kılıçdaroğlu mahkemeye davet etti!