Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fransa Büyükelçisine Açık Mektup
Sayın Büyükelçi,
\nBu mektup için bilgisayar başına oturmadan önce tereddüt ettim. Gazete sayfalarından şimdiye kadar hiçbir büyükelçiye seslenmemiştim ama Fransa ile ilişkilerde kritik bir dönüm noktasında olabileceğimiz düşüncesi, bazı konuları yeniden birlikte gözden geçirmek amacıyla beni bu satırları yazmaya yöneltti.
\nSayın Büyükelçi, ilişkilerimiz öyle büyük bir irtifa kaybı yaşadı ki; “14 Temmuz” kutlamaları için dahi artık “Palais de France”ın önünden geçmek istemez hale gelmiştik. Türkiye-Fransa ilişkilerine önem veren çok sayıda “Frankofon aydın” bile Fransız büyükelçiliğinden ayaklarını kesmişti. Eminim en çok bunun siz farkındasınızdır.
\nÖnümüzdeki “14 Temmuz”un, bizzat sizin ilişkilerde esen “ılık meltem” sözleriyle ifade ettiğiniz yeni dönem ruhuna uygun şekilde kutlanması dostane temennimdir.
\nAncak yeni dönemin “yeni bir ruhla” şekillendirilebilmesi için geçmişin, kısa da olsa, hasar tespitini yaparak söze girmeliyiz.
\nSarkozy’nin diplomatik gelenekleri çiğneyen düşmanca politikaları, üzerimizde bir günden diğerine unutulmayacak izler bıraktı. Fransa’ya olan güveni sarstı ve derin bir “inandırıcılık problemi” yarattı.
\nDün dünle gitti
\nSabık Fransa cumhurbaşkanının ayrıca Türkiye-Avrupa ilişkilerini sabote etmek için verdiği özel mesai sade; Türkiye’yi, Fransa’ya yabancılaştırmakla kalmadı tüm Avrupa’dan uzaklaştırdı. Sizin de yakından takip etmiş olacağınız gibi, “AB üyeliğine verilen destek” müzakerelerin açıldığı 2005 tarihinden bu yana -rekor düzeylerdeki- “yüzde 80” oranından çok gerilere düştü.
\nBu durum, Avrupa’nın Türkiye üzerinde “soft power” denilen “yumuşak gücünü” yitirmesine yol açtı.
\nTürkler üzerinde “AB etkisinin” dolayısıyla eskisi gibi telaffuz edildiği anda iştah açan bir havuç etkisi yaratmasını beklemek pek gerçekçi değil.
\nUtku Çakırözer’in köşesinde dün okuduğumuz gibi; “Fransa’daki yeni yönetimin Türkiye’nin AB üyeliğine olumlu bakması”, bu konudaki “mevcut olumsuz atmosferi değiştirmek istemesi”, “Fransa’nın tutumunun bundan sonra Türkiye’nin lehinde olacak olması” iyi şeyler.
\nAncak aynı zamanda; “Fransa’nın resmi görüşü bundan sonra Sarkozy öncesindeki Chirac dönemi kararlarına dönecektir” şeklinde bir cümleniz dikkat çekiyor.
\nBunun Türkiye-AB ilişkileri için umut vaat eden bir milat olabileceğine dair kuşkularım var...
\nTürkiye’nin AB üyeliği için “referandum” yapılması gerekliliği şartını Chirac getirmişti. Başka adaylara uygulanmayan bu koşulu Chirac, Türkiye’ye dayatabilmek için Fransa’da kanunları değiştirmiş; bu yeni engelin Türkiye’nin adaylığını yokuşa sürmekle eşanlama geldiği, tüm uzmanlarca kabul edilmişti.
\nAB üyeliği babında bu nedenle size “Sarkozy değil Chirac verelim!” demek; bizdeki yaygın deyişle “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek!” oluyor.
\nTürkiye-AB ilişkilerinde “yeni bir sayfa” açmaktan söz edilecekse artık başka şeyler söylemek lazım Sayın Büyükelçi.
\nSiz de bilirsiniz Mevlana’nın ünlü sözüdür: “Dün dünle gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım!” Aynı fikri “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz!” özdeyişiyle de ifade edebiliriz.
\nNe Türkiye ne Avrupa, Chirac’ın bıraktığı yerde Sayın Büyükelçi…
\nBildik, tanıdık, bayat… AB söylemlerine hiçbir şey olmamış ve yaşanmamış gibi kalınan yerden dönüp devam edemeyiz…
\nBeş yıl öncesinden devam edelim derseniz bu yalnız “statüko ante”ye dönüş olur ki 2012 Türkiyesi’nde hiçbir heyecan yaratmaz.
\nİtibar tesisi ‘değerlerle’ olur
\nAnkara ile muhtemelen. aranızı düzeltip ekonomik ilişkileri tekrar rayına sokabilirsiniz.
\nAvrupa’nın yaşadığı ağır kriz şartlarında şüphesiz ki bu sizin için önemlidir.
\nÖncelik taşıyan “iki dosyadan biri olduğunu söylediğiniz” Ermeni dosyasında keza Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Paris yolunda ucunu çıtlattığı “açılımlarla” ilerleme kaydedebilirsiniz. Ancak Türk halkının “kalbini ve beynini” -diğer deyişle Fransa’nın itibarının “yeniden tesisini”- eski ezberleri bozmadan kazanamazsınız.
\nİtibar ve güvenilirlik, bugünün dünyasında ne denli önemli? Onu siz ölçün. Ama kendi hesabıma bu değerlerin ben Fransa gibi bir ülke için hâlâ önem taşıdığını düşünmek istiyorum.
\nYeni cumhurbaşkanınız seçildiğinde karşımızda yeni bir Fransa göreceğimize dair içimde bir umut ışığı belirmişti.
\nHollande’ın cumhurbaşkanı olur olmaz yaptığı ilk konuşmada “Ben laikliği savunacağım ve ırkçılıkla mücadele edeceğim. Fransa tüm halklara saygı gösterecek, özgürlükler ve ezilenlerin onurunu, kadın haklarını hep koruyacak” şeklindeki sözleri; çok ülkeye olduğu gibi geçmişte Türkiye Cumhuriyeti’ne de ışık tutmuş olan “değerler Fransası” ile yeniden buluşabileceğimiz düşüncesini uyandırmıştı.
\nÇakırözer’in köşesinde yer alan mesajlarınızda, önümüzdeki “yeni dönemi” tanımlarken “Türkiye’nin demokrasisi, özgürlükleri en önemli mesele olacaktır” şeklinde bir ifade kullanıyorsunuz. Hollande’ın yeni başlangıç çizgisi paralelinde olan bu tespit ilgimi çekti...
\nTürkiye ile ilişkilerdeki aslan payı; iş dünyasının ihalelerine değil; umarım gerçekten de “demokrasi ve özgürlük” değerlerine biçilen öneme ve değere ayrılır. Verdiğiniz mesajlarda en vurucu olduğunu düşündüğüm bu sözlerinizin güçlü şekilde hayata geçmesi temennisiyle...
\nSaygılarımla.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!