Hikmet Çetinkaya

Savaş Değil Barış... (30.06.2012)

30 Haziran 2012 Cumartesi
\n

Suriye sınırında askeri birliklerimiz yığınak yaparken, isabet ve tahrip gücü yüksek füzeler yerleştiriliyor.

\n

Herkes birbirine soruyor bu nedenle:

\n

Türkiyeyle Suriye arasında bir savaş çıkar mı?”

\n

Bana kalırsa böyle bir olasılık yok...

\n

Başbakan Erdoğan, Suriye halkı bizim kardeşimiz, sorun Esad rejimidir, çünkü kendi insanını öldürüyorderken, Şamın yanıtı gecikmiyor:

\n

Ankarayla Türk halkının bize bakışı farklı!”

\n

Suriye Devlet Başkanı Esad İran televizyonu aracılığıyla veriyor bu mesajı...

\n

Rusya, İran ve Suriye...

\n

Suriyede baskıcı bir rejim olmadığını savunan yok!

\n

Burada önemli nokta, Türkiyenin Suriye konusunda takındığı tavır.

\n

Rusların Doğu Akdenizin Lazkiye Limanında üç savaş gemisinin bulunduğu bir gerçek...

\n

Rusya açık açık söyledi:

\n

Suriyeyi koruruz...

\n

Esad üç gün önce açıkladı:

\n

Suriye Libya değildir!

\n

Durum böyleyken Ankaranın izlediği dış politika nasıl olmalıydı?

\n

ABD-İsrail çıkarları doğrultusunda değil, kendi çıkarları doğrultusunda.

\n

***

\n

Rusya, Çin ve İran, Esad rejiminin arkasında neden duruyor?

\n

Libyada yanıldı Rusya ve Çin...

\n

Önce Sarkozy havadan vurdu Libyayı, ardından NATO uçakları...

\n

Aşiretler arasındaki savaş, kardeş kanının dökülmesinde Müslüman Kardeşlerin rolü büyüktü.

\n

Daha düne değin başta ABD ve İngiltere olmak üzere öteki AB ülkelerinin terör örgütüolarak tanımladığı Müslüman Kardeşler, vahşi kapitalizme ve emperyal güçlere teslim olduğunu açıkladıktan sonra durum değişmişti.

\n

Kahirenin Tahrir Alanında yakılan sözde demokrasi ve özgürlükateşine, Mısırlı aydınlar, demokratlar, solcular, sendikacılar ve libaraller de destek vermiş, Hüsnü Mübareki devirmişlerdi.

\n

ABDye 30 yıl hizmet eden, her dediğini emriniz olurdiye yerine getiren, Gazzeye giriş ve çıkışları, gıda, ilaç yardımlarını engelleyen Mübarek rejimi değil miydi?

\n

Şimdilerde Mübarekin durumu belli, yeni cumhurbaşkanının da...

\n

Mısırda işlem tamam... İpler şimdilik ordunun elinde ama yarın ne olur bilemem...

\n

Mısırdaki aydınlar, sendikacılar, solcular ve liberaller ise şaşkınlık içinde:

\n

Biz ne yaptık?

\n

***

\n

Başbakan Erdoğan, her zaman olduğu gibi esip gürlüyor, kendisi gibi düşünmeyen gazetecileri ağır dille suçluyor.

\n

Elbet Türkiye büyük bir ülke!

\n

Hiç kimse Türkiyeyi test etmeye kalkışmasın...

\n

Ankara ise bugüne değin yaşanan olayları unutmasın!

\n

Esip gürlemekle, Davosta van münitçekmekle büyük ve güçlü Türkiye yaratılmaz.

\n

Cüneyt Arcayürek dün yazdı yaşadığımız olayları, ben de bir kez daha kalın çizgilerle altını çizeyim:

\n

3 Temmuz 2003 yılında Kuzey Irakta Türk askerlerinin başına ABD çuval geçirirken AKP hükümeti ne yaptı?

\n

Mavi Marmara gemisi Gazzeye yardım götürmeye kalkınca İsrail Ankarayı uyarmadı mı?

\n

Uyardı...

\n

Gönderme!

\n

Magusada gemiyi bekleyen milletvekilleri son anda binmedi...

\n

Mavi Marmara yoluna devam etti...

\n

İsrail deniz komandoları Gazzeye giden gemiye uluslararası sularda saldırdı, 9 kişi yaşamını yitirdi...

\n

O zaman!

\n

Erdoğan yine esip gürledi...

\n

Sonuç?

\n

Sıfıra sıfır, elde var sıfır!

\n

Türkiye, 2003 yılından beri test ediliyor ABD, İsrail ve Suriye tarafından.

\n

***

\n

Bu gerçekleri yazmak Başbakan Erdoğanın hiç hoşuna gitmiyor, gazetecileri neredeyse vatan hainiolmakla suçluyor.

\n

Türkiye güçlülüğünü kanıtlamak istiyorsa savaştan yana değil barıştan yana olmalıdır.

\n

Müslüman Kardeşleri eğitip, botlarla Samandağından Suriyeye sabah gönderip akşam geri getirmekle değil...

\n

Suriyeden Türkiyeye kaçan yaklaşık 30 bin kişinin arasında kimlerin olduğunu biliyor muyuz?

\n

Yazıma noktayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrakın şu açıklamasıyla koyuyorum:

\n

İrana iki ayda 51.5 ton altın ihraç etmişiz. Mayıs ayında İrana ihracatımızın yüzde 82si altın. Bu normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu açıklamalıdır!

\n

Bence de!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları