Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cezaevinde Her İnsan Bir Eşyadır...
Yıllarca yazdık, söyledik ama anlatamadık. İlk açıklamalara bakılırsa, Şanlıurfa Cezaevi’nde meydana gelen
\n\n\nyangınlar da iktidarın anlayışını değiştirmeye yetmeyecek.
\nAdalet Bakanı, Şanlıurfa’da olanları açıklamak yerine, medyada çıkan yangın gerekçelerinin doğru olmadığını açıklamaya çalışıyor.
\nGerçek ne?
\nCezaevinde her insan bir eşya!
\nSadece tutuklu ve hükümlüler değil, cezaevi çalışanları da buna dahil.
\nBırakıldığı yerde tutulması gereken, sorunları mevzuatlara uydurulan birer demirbaş.
\nAnkara’nın genel bakışı böyle olunca, zaman zaman başlatılan kimi insani çabalar da kaybolup gidiyor.
\n***
\nHer şeyden önce devlet tutuklu ile hükümlüyü birbirinden ayırmıyor. Yargılaması devam etmekte olan tutuklularla hakkındaki karar kesinleşmiş olan hükümlüler Şanlıurfa’da olduğu gibi bir arada.
\nCezaevleri yönetmeliğinde de hükümlülerin hakları sıralandıktan sonra en alta şu madde yazılmış:
\n“Bu haklardan tutuklular da yararlanır.”
\nKimi cezaevlerinin yöneticileri herhangi bir hak isteminde bulunan tutukluya bu maddeyi anımsatıp şöyle diyor:
\n“Sizin haklarınızla ilgili açık bir madde yok. İstesek bunu da vermeyiz.”
\nBu maddenin altında da söz konusu hakların nasıl kullandırılacağı şöyle özetlenmiş:
\n“Güvenlik ve cezaevi koşulları elverdiği ölçüde!”
\nBu iki gerekçeyle dileyen yönetim hiçbir hakkı kullandırmaz, Ankara katında da başı ağrımaz.
\nTemel bakış değişikliği ne olabilir?
\nUygar dünyada tutukluluk çok seyrek ve çok somut durumlarda uygulanan bir önlem. Bunu Türkiye çok tartışıyor; geçelim. Hükümlülerle ilgili şöyle bir ilkesel anlayış var:
\nUzun süreli hapis cezası alan kişiler cezaevi gözlem kurulunun kontrolünde oluyorlar. Diyelim ki bir hükümlünün cezasını tamamlamasına daha 5 yıl var ama, toplumun içinde yer alacak noktaya gelmiş. Kurul, o kişinin tahliye edilmesini kararlaştırabiliyor.
\nTürkiye’de ise cezaevine konan kişi, koğuştaki genel iklim neyse ona teslim oluyor. Ya da kendi kendine daha da bilenip çıkınca yeniden suç işlemeye yatkın hale geliyor.
\nGeçen yıl başka cezaevine nakledilen bir hükümlü, koğuşun çöpünü almaya geldiğinde sıklıkla şunu söylüyordu:
\n“Abi ben tahliye olunca dışarıda kaç gün kalacağım belli olmaz. Çünkü görmem gereken birkaç hesap var.”
\nÖteki cezaevlerinden de pek çok mektup alıyorum. Her cezaevinin kendine göre farklı durumu var. Biri ötekinden iyi ya da kötü diye değerlendirilecek bir durum yok. Zira genel anlayış aynı.
\nAncak Silivri’nin kendine göre farklılıkları var. Kamuoyunda bilinen davalardan yargılananlarla öteki tutuklu ve hükümlüleri değil aynı koğuşa koymak, çok kısa sürelerle yan yana dahi getirmek istemiyorlar. Bizler tecrit edilerek ayrıca cezalandırıldığımız yetmiyormuş gibi, öteki mahpuslar arasında zaman zaman şu tür dedikodular yayılabiliyor:
\n“Onlar daha rahat koşullarda...”
\nBereket, yemek dağıtmaya gelen mahpuslar gerçeği görüyor.
\nCezaevlerinde yargıya karşı büyük bir inançsızlık var. Bu psikoloji içerideki bütün olumsuzlukları ikiye katlıyor.
\nBakanlık yetkililerinin sık kullandığı sözlerden biri şu:
\nKapasite arttırımı...
\nKamuoyu bunu ek bina ve benzer adımlarla daha çok kişiye yer açılması olarak algılayabilir.
\nGerçek şu:
\nBüyük koğuşlardan oda sistemine geçildiğinde AB standartları gözetilmiş, her odada bir kişi kalacak şekilde 7 oda, bir ortak yaşam alanı olan koğuşlar yapılmış. Bakmışlar ki bu yetmeyecek, her odaya ayrıca ikişer katlı ranzalar konmuş. Böylece ortalama 300’er kişilik cezaevlerine 1000’er kişi doldurulmuş.
\n***
\nCezaevlerindeki “eşyalardan” biri de infaz koruma memurları. Onlar da mahpuslardan çok farklı olmadıklarını anlatmak için emekli oluncaya dek geçecek görev süresine dikkat çekip, “Biz de 35 yıla mahkûmuz” diyorlar.
\nMeslek yıpranma payları yok. Cezaevindeki düzeni sağlamada, “Siz aynı zamanda güvenlik görevlisisiniz” diyorlar ama, bunun gereği olan hakları vermiyorlar.
\nOnlar da 24 saat kamera gözetimi altındalar. En küçük kural ihlalinde soruşturma yiyorlar.
\nBu satırları yazarken Şanlıurfa Cezaevi’nde 300 kadar eşya alınmış, aileleri nerededir, nasıl ziyarete gelirler diye bakılmadan, Adıyaman, Mardin, İzmir cezaevlerine götürülmekteydi...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!