Balyoz davası kördüğüme döndü
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasının başka bir mahkemeye gönderilmesine karar verildi.
Balyoz Planı davasına giren Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaplan, ''Sanık ve avukatların dosyadaki belgelere, iddianamedeki iddialara karşı herhangi bir savunma yapamayacağı anlaşıldığından yargılamayı uzattıkları anlaşılmaktadır'' dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, bugünkü yargılamada daha fazla ilerlenemeyeceğini belirterek, savcılık makamından sanık beyanlarına ve taleplere karşı görüşünü sordu.
Savcı Hüseyin Kaplan da, mahkemede devam eden davanın hızlı sürüp diğer yargılamalara göre hızlı sonuçlanmasını, mütalaa aşamasına gelip mütalaanın verilmesini, mütalaa verildikten sonra sanık ve avukatlar tarafından karar verilmesini engellemek veya aleyhte karar çıkacağı düşüncesiyle yargılamanın uzatılmak istendiğini söyledi.
Kaplan'ın ''Sanık ve avukatların dosyadaki belgelere, iddianamedeki iddialara karşı herhangi bir savunma yapamayacağı anlaşıldığından yargılamayı uzattıkları anlaşılmaktadır'' sözlerine sanıklar ve avukatlar arasından tepki sesleri yükseldi.
Savcı Kaplan ise, durum tespiti yaptığını ifade ederek, susmalarını istedi.
Avukatların CMK'daki 188/1 maddesinde bulunan yargılamanın devamı için zorunlu müdafi hakkını kötüye kullanarak, duruşmayı terk ettiklerini belirten Kaplan, şunları kaydetti:
''Yargılamanın devamı için avukat görevlendirmekle yetkili İstanbul Barosu, davaya avukat göndermemiştir. Avukatlık kanunu gereği vekalet alan bir avukatın görevi duruşmada sanıkları temsil etmektir. Baronun görevi, duruşmaya girmeyen avukatları savunmak değil, gelmeyenleri sorgulamak ve davaya avukat göndermektir. Ancak bu davada, tersi oldu. Taraflar, davayı uzatmak için kanunun kendilerine verdiği hakkı, kötüye kullandı. Duruşmaya katılmayan sanık müdafileri, tv kanallarına çıkıp kamuoyunu yanlış yönlendirmek için beyanlarda bulunarak, sanki dosya içerisinde hiç bilirkişi raporu yokmuş, sanki davada hiç tanık dinlenmemiş gibi ifadeler kullanmaktadır. Gerekeni yapmayarak, yargılamayı uzattıkları halde davanın mahkeme heyeti ve savcılar tarafından uzatıldığı izlenimi verilmektedir. Mahkeme heyeti yargılamayı devam ettirmek amacıyla müdafilerin duruşmaya girmelerini istemiş, baroya yazı yazmıştır. Ancak müdafilerin bir kısmı katılmış, diğerleri girmemiştir. Bu sebeple, aralıksız devam eden celselerle görülen dava bir aylık, iki aylık uzun aralarla yapılmıştır. Yargılama bu aşamada devam edemiyor. Savcılıkça CMK'nın 19. maddesindeki hüküm gereğince, davanın başka bir yerde görülmesi amacıyla nakli için Cumhuriyet Savcılığımıza tevdi edilmesi kamuoyuna arz ve mütalaa olunur.''
Avukat Ersöz: ''Başka mahkemede olursa duruşmaya katılırım''
CMK'nın 19 maddesinde ''Yetkili hakim veya mahkeme, hukuki veya fiili sebeplerle görevini yerine getiremeyecek halde bulunursa yüksek görevli mahkeme, davanın başka yerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir'' hükmü yer alıyor.
Savcının görüşünü açıklamasının ardından duruşmaya verilen arada, basın mensuplarına değerlendirmede bulunan sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz, hukuki ve fiili olarak yargılama sürecinin işlenemez duruma gelmesi halinde davanın, CMK'nın 19. maddesi gereğince denk bir mahkemeye gönderilebileceğini söyledi.
Yargılamayı yapan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince bu duruma karar verilemeyeceğini belirten Ersöz, ''Bu duruma bölge mahkemeleri karar verebilir. Ancak bölge mahkemeleri de kurulmadığı için bu duruma ancak Yargıtay karar verebilir. Yargılamayı tıkayanın 10. Ağır Ceza Mahkemesi olduğu görüşündeyiz. Bu nedenle Yargıtay'ın da böyle bir karar vermesi ve davanın başka bir özel yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde ben şahsen duruşmalara katılırım'' dedi.
Talep dosyası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme heyeti tarafından alınan ara kararlar, üye Hakim Aytekin Özanlı tarafından açıklandı.
Buna göre mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyerek mazeret gönderen avukatların, davayı uzatma amacı taşıdıklarını savunarak, mazeretlerini kabul etmedi.
Mahkeme, savcı Hüseyin Kaplan'ın, davanın başka bir yere nakledilesi konusundaki talebini de değerlendirerek, davanın başka bir mahkemeye nakli konusunda beyanda bulunulması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar verdi.
Tutuklu sanık Levent Kerim Uça hakkında Adli Tıp Kurumu'ndan istenilen raporun beklenilmesine hükmeden mahkeme heyeti, 250 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Duruşma, 6 Ağustos'a ertelendi.
Dosyanın süreci
Mahkemenin, görüşünü açıklaması için dosyayı gönderdiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla duruşma savcısı Hüseyin Kaplan, bu konudaki talebine ilişkin geniş ve gerekçeli mütalaada bulunacak.
Ardından, savcının mütalaasında aynı talebini tekrarlaması durumunda mahkeme, bu talebi değerlendirerek, ya kabulüne ya da reddine karar verecek.
Mahkeme, savcının talebini yerinde bulması halinde, bu konuda bir karar verilmesi için dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderecek.
Daha sonra Yargıtay 5. Ceza Dairesi de bu konuda nihai karar verecek ve dava dosyasının hangi mahkemede görülmesi gerektiğini belirleyecek.
Mahkemenin savcının talebini reddetmesi durumunda da dosya aynı mahkemede görülmeye devam edecek.
Savcı da talebine ilişkin görüşünü, 6 Ağustos'taki duruşmada açıklayacak.
En Çok Okunan Haberler
- Almanya'da 'Noel pazarına' araçlı saldırı
- Gazeteci Özlem Gürses gözaltına alındı
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Otel ve villa yapılacak
- Üniversiteden skandal ilan
- 'Ekonomist Erdoğan'ı sordu, yanıt İmamoğlu oldu!
- 'Yaptığınız kötülük hiç unutulmayacak!'
- Ukrayna 'bin kilometre' uzaktaki hedefleri vurdu!