Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Din Uleması
Anımsayınız... Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin üniversitede türban yasağını onayan kararına yönelik olarak, “Türban konusunda mahkemenin söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır” dediğinde takvim yaprakları 2005’i gösteriyordu.
\nÇok değil, 7 yıl sonra din ulemasının her konuda söz söyleme hakkına kavuştuğunu yaşayarak görüyoruz.
\nDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, görevine başlar başlamaz, ilk işi kendisine yeni bir cüppe diktirmek olmuştu. Daha görkemli ve gözalıcı bir giysiydi bu. Hemen ardından, sakal bırakmış, sonra da il müftülerini toplayıp demişti ki:
\n“Biz, Diyanet olarak artık çekingen, lafı dolandıran, kendini açıklamaktan aciz bir tanımlama siyasetiyle mesafe alamayız. Her ahval ve şeraitte korumamız, güçlendirmemiz ve netleştirmemiz gereken bir misyon tanımında buluşmamız gerekmektedir. Halkımız, dini bir aidiyet ve referans ölçütü olarak görmekte her zamankinden daha çok ısrarlıdır.
\nSivil toplum kuruluşları, farklı toplumsal yapılar, uluslararası organizasyonların, sosyal sorunlar konusunda Diyanet’in hakemliğine, önalmasına ihtiyaç duyuyor.”
\nDin uleması hakemliğe ve önalmaya başladı. Kürtaja da karışıyor, fetvayı da veriyor. Sıra, Diyanet’e bağlı beli kırbaçlı polis örgütü kurulmasında.
\n\n\nÜniversitelerde Seçim
\n\n\nÜniversiteler ve üniversite öğretim üyeleri önümüzdeki günlerde büyük bir sınav verecekler. Rektörlük seçimleri yapılacak. Belki de, öğretim üyeleri son olarak kendi rektörlerini seçmek için sandık başına gidecekler. Çünkü, AKP’nin gündeminde, üniversiteleri köreltmek için seçilmiş yönetimler değil, tam tersine atanmış “mütevelli heyet”leri var. Dahası tüm kamu üniversitelerini de bir biçimde özelleştirmek var.
\nÖğretim üyelerinin sınavı işte tam da burada başlıyor. Üniversiteyi, badem bıyıklılara, fetvacılara, dogmacılara terk etmemek için, bilimi ve uygarlığı söndürmemek için mutlaka sandığa gitmeliler.
\nCumhuriyet’in ilk bilim kalesi Ankara Üniversitesi’nden başlayarak Atatürk’ün adıyla anılan Gazi Üniversitesi’ne değin her kurumda bilimsel eğitimi önceleyen insanların seçilmesi için yüksek katılımın sağlanması gerekiyor.
\nÜniversite, bağnazlık karşısında başını öne eğmemeli.
\n\n\nHangisi Yasak?
\n\n\nProf. Dr. Esat Rennan Pekünlü, Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimi Bölümü öğretim üyesidir. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Akademik Kurul üyeliği yapmıştır. İlgi alanları plazma fiziği ve manyetohidrodinamiktir.
\nProf. Pekünlü’ye, YÖK, 1 Haziran tarihinden geçerli olmak üzere bir ay süreyle görevden uzaklaştırma cezası vermiştir. Gerekçe, Pekünlü’nün “öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine müdahale etmesi”dir.
\nOysa, TÜMÖD Genel Başkanı Prof. Dr. Alpaslan Işıklı’nın dediği gibi, yürürlükte olan yasalara göre, türbanla derslere girmek yasaktır ve YÖK resmen türbanla derslere girmeyi serbest bırakmamıştır. Yine Alpaslan Işıklı’nın dediği gibi:
\n“Bu durum, YÖK’ün bağlı olduğu mevzuat hükümleriyle taban tabana zıt bir uygulamanın sürdürüldüğünü göstermektedir. Böylelikle son derece sakıncalı bir durum yaratılmıştır. Çok açıktır ki, yasakların en tehlikelisi, neyin yasak olduğunun bilinmemesidir. YÖK bu tutumuyla, üniversitelerimizi içine düşürdüğü hukuk anarşisine tehlikeli bir boyut daha eklemiş olmaktadır.”
\n\n\nSaç Özgürlüğü
\n\n\nMilli Eğitim Bakanlığı’nın, yeni dört dörtlük medrese eğitimi ile ilgili hazırladığı kitapçığa göre, imam hatip dışındaki okullarda da kız öğrenciler Kuran derslerinde başörtüsü takabilecek.
\nYalnız bununla kalır mı? Sanmıyoruz.
\nMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, geçenlerde öğretmenlere bir öneride bulundu ve dedi ki:
\n“Bırakın öğrenciler saçlarını uzatsınlar, bazen farklı bir şey giysinler.”
\nKuşkunuz olmasın, hemen ardından “Bırakın kızlar saçlarını kapatsınlar” uyarısı gelecektir.
\n\n\nİthal Mont
\n\n\nUlusal Sanayici ve İşadamları Derneği’nin yayın organı Bildiren’de, Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği Başkanı Mehmet Ali Dinç ile bir söyleşi yapılmış. Dinç, 2011 yılında yüzde 65’i Pakistan, yüzde 15’i Hindistan, yüzde 20’si de başka ülkelerden yaklaşık 800 bin adet deri mont ithal edildiğini belirtip demiş ki:
\n“800 bin adet deri mont, ülkemizde 10 bin kişinin istihdamını ve ekonomik krizle birlikte 2008 yılında kapanan en az 300 firmanın tekrar işe başlamasını sağlayacak kadar önemli bir miktardır.”
\n\n\n\n
Havale Önerisi
\nCHP yönetimi, AKP ile birlikte Kürt sorununu çözeceği inancında. İleri sürdükleri somut iki öneri var:
\n1- Komisyona havale edelim.
\n2- Akil adamlara havale edelim.
\nDileriz, bu süreç de, CHP’lilerin tutuklu milletvekilleri için başlatıp sonra sonuca vardıramadan vazgeçtikleri Meclis direnişine benzemez.
\nSıfır Sorun
\nİran’a karşı radar. İsrail’e van münit. Irak’taki Başbakanı takmıyoruz bile. Suriye ile de kanlı bıçaklıyız.
\nİlişki demek sorun demek. İlişkiyi sıfırladın mı, sorun da sıfırlanıyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!