Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Komplo itirafı mı?

21 Mayıs 2012 Pazartesi
\n

Hukuk Namusu, Görmüş, Kaynak ve Çağrı\n

\n

Şu kötü ünlü Balyoz davası ile ilgili yeni konuları paylaşmam gerekir. Tüm belgelerin sahte ve uydurulmuş bir darbe senaryosu olduğu ortaya çıktıktan sonra, bu ahlaksızca komplo üzerime sıçramış hissediyorum!\n

\n

Balyoz iddianamesinin tamamı, CDlerde kayıtlı Balyoz darbe senaryosuna dayanıyor. Bu CDlerin hepsinin sonradan oluşturulmuş olduğu, bilimsel raporlarla belgelenmiş olmasına rağmen, 250 kişi komplonun esirleri olarak Silivride tutuluyor... \n

\n

Yeni durum: Savcı, CDlerin “2003” tarihinde kaydedildiğine ilişkin, TÜBİTAKtan bilirkişi raporualmıştı... Görevlendirme de, bizzat savcılar tarafından ilginç bir şekilde TÜBİTAKta çalışan şu şu kişilertalebiyle gerçekleşmişti! Bilirkişiler, gerçeğe aykırı ama beklentiye uygun olarak, CDlerin 2003 yılında kaydedildiklerini ve üzerinde oynama yapılmadığını rapor etti.\n

\n

Ama ortaya çıktı ki bu CDler 2003te değil, en erken 2007 sonrasında hazırlanmış ama 2003te kaydedilmiş süsü verilmiş. Bunu yazıp çizdik. Savcı beyler, buna rağmen, kılları kıpırdamadan, aynı iddiayı sürdürüyor.\n

\n

Savcıların görevlendirdikleri bilirkişilerden ikisinin (Erdem Alpaslan ve Tahsin Türköz) yeminli bilirkişi olmadığı ortaya çıktı! Yani işi aldıklarında yemin de etmemişler. Ayrıca resmen TÜBİTAK tarafından görevlendirilmemişler de!\n

\n

Kanuna aykırı bir durum söz konusu, dolayısıyla isnat edilen suç/delil, aslında düşüyor”. Avukatlara diyor ki mahkeme onları çağırıp yemin ettirtebilir! Herhalde bu yemini yaptıracaklardır. Yemini yaptırırken, CDlerle ilgili itirazlar kendilerine hatırlatılacak veya bunları yeniden incelemeleri istenecek mi? Adalet adaletse eğer, bunu istemeli! \n

\n

Yoksa adaletin de, tıpkı subaylar gibi, daha baştan tutuklu olduğu kesinlik kazanır! Sanıklardan önce adalet tutuklandı”, dememeliyiz. Yargıçların bu söylentileri boşa çıkarmaları gerekiyor!\n

\n

Fakat, yurttaş olarak hukuk ahlakı anlayışım, söz konusu bilirkişi raporunun yok hükmünde sayılması biçiminde. Daha da ileri gideyim: Gelip mahkemede yemin etseler bile, bu ilk rapor kabul edilemez. Çünkü bir insanın yeminli bilirkişi olarak verdiği raporla, yeminsiz verdiği raporun tıpkısının aynı olamayacağını düşünüyorum! Aksi takdirde, yasa, bilirkişilerin yeminli olmasını şart koşmazdı!\n

\n

İkincisi, CDlerin hem Türkiyede 2-3 üniversiteden uzmanlar hem de ünlü bir Adli Tıp bilirkişi kurumu Arsenal tarafından, 2003te yazılmamış olduklarını saptamaları karşısında, ilk raporu veren TÜBİTAKçılara veya başka uzmanlara, CDleri yeniden inceletmek, gerçeği sadece gerçeği aramakla görevli mahkemelerin bir numaralı görevidir! \n

\n

Adalet, gerçekleri araştırmakla yükümlüdür! Bu yükümlülüğü duymayan yargı, adalet dağıtamaz!\n

\n

\n

Başından beri Balyozun doğru olduğunu inanç meselesine dönüştüren Alper Görmüş, dünkü Cumhuriyette de yer aldığı gibi, 4 Kasım 2011 tarihli yazısında (Taraf) bir durumun itirafını yapıyor. \n

\n

Görmüş, 2004’te, Fethullahçı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfınca düzenlenen Abant toplantısına davet edilmiş. 10-15 kişilik bir akademisyen gazeteci grubu olarak, askeri vesayeti tartışmışlar... Diyor ki, Toplantıda aramızdan biri, belki de askeri vesayeti ortadan kaldırmanın yegâne yolunun, başarısız kalmış bir askeri darbe girişiminin ardından eski ve yeni darbecilerin derdest edilip yargılanmaları olduğunu savundu.”\n

\n

Balyozun tamamen komplo olduğu ortaya çıktığına göre, demek ki bu komplo, o kişinin bu parlak fikri üzerine inşa edilmiş! Düşündüm de Alper Görmüş bunu niye yazdı?! Bu yazı, davanın bugün geldiği noktada, tamamen bir itiraf yerine geçer! \n

\n

Bu noktayı ya boş bulunupya saflığından ya kendine ve davaya olan aşırı inancından veya kendini kurtarmakiçin yazdı... Bu komployu kimlerin hazırladığına bir işaret olarak. Görmüş, aynı yazıyı bugün yazar mıydı?!\n

\n

***\n

\n

Tabii, eski MİTçi ve analizciMahir Kaynakın, Fatih Camii bombalanacaktı, biçiminde topluma sunulan Balyoz haberinden hemen üç gün sonra, 23 Ocak 2010daki Balyoz Planı yazısı da çok ilginç. Kaynakın işin içindeolma olasılığını en az kabul edelim, o zaman müthiş bir komplo öngörüsünde bulunmuş. \n

\n

Diyordu ki Şimdi komplo teorisi sayılabilecek bir proje sunuyorum: Silahlı Kuvvetlerden bazı dokümanlar ele geçirildi ve bunlar bir darbe hazırlığına yeniden düzenlenerek kamuoyuna sunuldu.” Kaynak, tabii bu komplonun amacını da açıklıyor! Bulup okuyun!\n

\n

Balyoz çoktan çökmüştür, yargıçlar bunu görmüyor mu? \n

\n

Bırakın Silivri tutuklularını, herkes anasına babasına kızına oğluna eşine dostuna kavuşsun! \n

\n

İtibarlarını iade edin, onurlarıyla yaşasınlar!\n

\n

Bu komployu kimler yazdı, ana sorun artık budur!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları