'Komutanın kimde olacağı daha belirlenmedi'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, füze savunma sisteminin komutasının Türkiye'de olacağına dair iddiaları yanıtladı. Erdoğan, komuta olayının NATO'nun bundan sonrasındaki toplantılarda belirleneceğini söyledi.

'Komutanın kimde olacağı daha belirlenmedi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.11.2010 - 11:37

Rixos Otel'de düzenlenen Fatih Projesi imza töreni sonrasında basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İsrail ordusuna yakın bir internet sitesinde yer alan "Füze savunma sisteminin bir Türk komutanda olacağı" yönündeki haberleri değerlendirdi. Erdoğan "Şu anda balistik füze savunma sistemleriyle alakalı olarak görüşülen ve açıklanan başlıklar biliyorsunuz belli. Bu başlıklardan bir tanesi savunma amaçlı olarak NATO'nun bu sistemi kurması kararı. Bir diğeri radar sistemlerinin bununla bağlantılı olarak kurulması kararı. Bir diğeri burada her hangi bir hedefin belirlenmemesi kararı. Burada adil, hakça paylaşım yatırımlar noktasında bunun tespiti. Komuta olayına gelince bunlar bundan sonra yapılacak olan birleşimlerde, bir araya gelmelerde o zaman tespit edilecek" dedi.

Şu anda komutanın kimde olacağının belli olmadığını da sözlerine ekleyen Erdoğan şöyle devam etti: "Buranın komuta sisteminin tamamıyla NATO'da olması gerektiğini söyledik ve bunu savunduk. Bundan sonraki gelişmelere de göre de tavrımız ülkemizle alakalı bir konuda gelişmeler hangi noktaya gelecek bilemediğimiz için şu anda bir şey söylemek erken olur. Komutanın kesinlikle NATO'da olması gereğini ifade ettik ve NATO malumunuz olduğu üzere bir saldırı sistemi oluşturmuyor, bir savunma sistemi oluşturuyor. NATO'nun kuruluş amacı da saldırıya yönelik değil savunmaya yönelik bir birleşimdir, bir araya geliştir. Bundan sonraki buluşmalarda, bir araya gelişlerde hangi ülkede balistik savunma sistemi kurulacak, radar sistemleri nerede kurulacak ve ona göre de komuta hangi ülkede olacak belirlenecektir. Türkiye olarak bizim bu konudaki kararlılığımız daha öncede ifade ettiğim gibidir. Bu noktada bize karşı yaklaşım da olumludur."

Erdoğan, Türkiye'de bazı siyasi partilerin NATO'ya karşı değişik yaklaşımları olduğunu da ifade ederek, "Bunlar geçmişten bu yana hep olan yaklaşım tarzıdır. Bunlara da alışığız. Dikkat edilirse Lizbon Zirvesi'nde artık Rusya Federasyonu bile bu zirvenin içinde bulunmuştur, buraya katılmıştır. Dünyada bir çok değişiyor ama ülkemizde değişmeyen zihniyetler de maalesef var. Ben bundan sonraki birleşimlerde çok dahi isabetli adımların atılacağına inanıyorum" dedi.
 

'12 milde anlaşmaya varılmadı'

Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan'ın karasularında 12 milde anlaştığı yönündeki haberleri de yalanladı. Erdoğan "12 mille alakalı olarak anlaşmaya varıldı diye bir şey yok. Çalışmalar görüşmeler devam ediyor. Anlaşmaya varıldığı anda zaten bunu taraflar birleşik olarak açıklamayı yaparlar. Şu şu şekilde anlaşılmıştır denir, henüz böyle bir şey söz konusu değil. Görüşmeleri yetkili arkadaşlarımız devam ettiriyorlar. Ondan sonra belli bir noktaya varınca önümüze getirecekler. Gerekli açıklamayı da o zaman yaparız" dedi.

Erdoğan Erzurum Savcısı Osman Şanal'ın "İstihbari dinlemeler delil sayılsın" yönündeki Yargıtay'a yaptığı başvuruya ilişkin değerlendirmesinde ise konuyla ilgili bilgisi olmadığını ancak ilke olarak mahkeme izni olmadan bir dinlemenin yapılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.
 

'Biz de kediye kedi deriz'

NATO Zirvesi'nde Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy'nin "Biz kediye kedi deriz" yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Bilmiyorum sayın Sarkozy'nin dediğinden siz ne anladınız da biz de kediye kedi deriz. Ama burada öyle bir hedef ortaya konmadığına göre o sadece kendi hafıza kaydı içerisinde olan neyse onları açıklıyor. Kusura bakmasın biz öyle bir şey düşünmedik. Öyle bir şey düşünmüyoruz. Bizim gündemimizde kaldı ki böyle bir şey yok. Ülkemizde bir defa böyle bir konuşlanma olacak mı olmayacak mı bir defa bu belli değil. Böyle bir şey söz konusu değil. Belli bir hedef de ortada olmadığına göre sayın Sarkozy kendisi böyle bir yorumda bulunuyor. Kendi şahsını bağlar."

Erdoğan, NATO Zirvesi'nde AB'nin Türkiye'den Rum kesiminin hava ve deniz sahasının açılması yönündeki talebine ilişkin bir soruyu da daha önce Finlandiya'nın dönem başkanlığında yaptığı açıklamaları hatırlatarak yanıtladı. Erdoğan "Eş zamanlı olarak eğer limanları açmaya hazırlarsa biz de varız dedik. Eğer eş zamanlı olarak bizimle bu tür pazarlıkların içerisine giriyorlarsa pazarlığın içerisinde biz yokuz dedik. Bugünde aynı şeyi söylüyoruz. Eğer eş zamanlı olarak açmaya varlarsa biz de varız. Bunu zaten ilgili bakan arkadaşlarım da her zaman dile getiriyorlar. Biz de uluslar arası toplantılarda dile getiriyoruz. Bizden kimse kalkıp da farklı şeyler bu noktada beklemesin. Zaman çok da onların istediği gibi işlemiyor. Bunu da ifade etmek isterim" diye konuştu.

 

'Bizde müfredat, eğitim sistemi değil, kılık kıyafet konuşuldu'

Ulaştırma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile hayata geçirilen, Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Projesi(FATİH)'nin imza törenine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye'de çocukların bilgisayarlı eğitim sürecine çok geç dahil olduğunu belirtti. Erdoğan göreve geldiklerinde her 85 öğrenciye bir bilgisayar düştüğünü hatırlatarak var olan bilgisayar sınıflarında da bozulacak endişesi ile bilgisayarların kullanılmadığını söyledi.

Türkiye her konuda yaşadığı sıkıntının temelinde, gençlerin gözlerindeki umut ışığının sönmesi bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "On yıllar boyunca hükümetler Milli Eğitim'e sadece idare edilmesi gereken bir hadise olarak baktılar. Sadece idare etmekle yetindiler.Bizde müfredatın tartışma konusu olduğunu görmezsiniz. Ya da çok nadir şahit olursunuz. Eğitim metotları, eğitim teknolojileri, eğitimde fırsat eşitliği imkanlar konuşulmaz. Varsa yoksa şekil konuşulur, şekil varsa yoksa şekil tartışılır. Öğrencinin neyi öğrendiği neyi öğrenmediğinden ziyade ne giydiği ne okuduğu hangi okulu tercih ettiği yada tercih etmesi gerektiği gündemi işgal eder. 2002 öncesinde eğitim sistemi çok ciddi tartışma konusuydu. Gündemden hiç düşmedi. Ama hiç kimse 85 öğrenciye bir bilgisayar düşmesini sorgulamadı. 60- 70 kişilik sınıfları, 120 kişilik sınıfları sorgulamadı. Okulsuzluğu öğretmensizliği eğitim kalitesini sorgulamadı. Avrupa ülkelerinin çocukları sınıflarında okullarında bilgisayarla eğitim görürken akıllı tahtaları kullanırken, okul eğitimini bırakınız yaşam boyu eğitimi tartışırken bizde meslek liseleri, üniversite öğrencilerinin kılık kıyafeti, zorunlu eğitimin süresi konuşuldu. Bununla kaybettik biz bu yıllarımızı. Şimdi bu kaybolan yılları geri almak istiyoruz. Onun için ciddi bir heyecana ihtiyacımız var. Gayrete ihtiyacımız var" diye konuştu.
 

300 bin derslik talimatı

Başbakan Erdoğan konuşmasında yeni derslikler konusunda talimat verdi. Ulaştırma ve Milli Eğitim Bakanları'na seslenen Erdoğan süratle derslik noktasındaki açığın kapatılmasını istedi. Erdoğan şunları söyledi: "Burada mesela en kısa zamanda yapabileceğimiz derslik sayısını mevcudu katlayabilecek noktaya getirmemiz lazım. Milli Eğitim Bakanı'nın talebi nedir? Çok önemli. 150-300 ne yapıyoruz ona göre adım atacağız. Ona göre kayda alacağız bunu. Bizim şu anda sağlıklı bir şekilde azami 30 öğrenci. 30'un üzerinde sınıf kalmaması için adım atmamız gerekiyor. Bir diğer adım da artık ilköğretim okullarının bulunduğu yerlerde okul öncesi öğrenime yönelik sınıfların da yapılması. Bunlarla beraber hesabı yaptığımızda sanıyorum derslik adedi .300 bin yeter mi? (Milli Eğitim Bakanı'na soruyor) Burada fiziki mekan konusunda sıkıntımızın kalmaması gerekiyor. Öğretmenler noktasında açığın kapatılması gerekiyor. Okul öncesinde yoğunlaşacağız. Okul öncesi atacağımız adımlarla artık ilköğretimi çok daha güçlü bir hale getirmemiz gerekiyor. Bizde okul öncesi kültürü ailelerde gelişmiş değil. Artık 4 yaşından itibaren okul öncesi öğretime geçmemiz gerekiyor. Bunu gezdiğimiz batı ülkelerinde görüyoruz. Bakıyoruz 4 yaşındaki çocuklar çok iyi başarıyor. Çünkü o yaşta alıcılık başlıyor."
 

'Beyler rahatsız olmasın'

Erdoğan konuşmasında projenin isminin kısaltmasının Fatih olduğunu hatırlatarak, bu konuda bazılarının isimle dalga geçtiğini söyledi. Erdoğan "Bu proje hakkıyla icra edildiğinde onlara gerekli tokadı atacaktır diye düşünüyorum" derken Fatih Sultan Mehmet'in ismine hazımsızlık olduğunu dile getirerek "Bunu hazmedemeyenler, o isme hazımsız olanlar maalesef bu adın konmasından rahatsızlar. Bunun açılımı Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi niye rahatsız oluyorsun. Bu nimetlerden istifade etmekten daha fazla bir şey olabilir mi. Atmak istediğimiz adım bu. Onun için beyler rahatsız olmasınlar. Onlar ne kadar rahatsız olursa olsun biz yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu. Fatih Sultan Mehmet'in yaşına göre çok büyük bir zekaya sahip olduğuna da dikkat çeken Erdoğan "O yaşta kaç dil bildiğine dair değişik rivayetler var. Hal bu. Doğrusu bu halimizden utanıyoruz. Temenni ediyorum ki bu yeni kuşaklar çok daha vasıfla yetişir" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler