CHP Seyhan Belediye Başkanı Adayı Oya Tekin: 'Bölgenin sorunlarını biliyorum'

Seyhan’ı ve Seyhanlıları daha iyiye götürebilmek için planladığı projelerden bahseden Oya Tekin, “Bölgenin sorunlarını biliyorum. Bunun için çalışmalarımızı yaptık” dedi.

Sertaç Eş

CHP, Adana Seyhan’da avukat Oya Tekin’i belediye başkanlığına aday gösterdi. Tekin, CHP’nin güçlü olduğu Seyhan’da belediye başkanı seçildiğinde bu Adana’da bir ilk olacak. Tekin, kılcal damarlarına varana kadar kente hâkim. Kadın hakları mücadelesinde, çocuklara yönelik şiddette, Aladağ’daki tarikat evinde çocukların yanması sonrasında ön planda olan bir isim. “Yerel Yönetimlerde Kadın Mücadelesi: Cam Tavanları kırıyoruz” isimli bir kitabı var ve hak mücadelesinin hemen her aşamasında mağdurların yanında yer almış. Tekin, Seyhan’da yaşanan sorunların da farkında bu ilçeden çıkan kent kültürünün de... Tekin, “Kadın kolu başkanlığı dönemimde örneğin yoksulluk, bağımlılık çalıştım. Evlerde, gençlerle kadınlarla zaten iç içeydik. Aynı zamanda bir kadın hakları savunucusu olarak... Yaşar Kemal, Orhan Kemal kültürünü yeniden canlandıracağız. Her mahalleye bir kooperatif hedefimiz var” diye anlatıyor kendisini.

Tekin’le, “mini belediye” görünümündeki seçim bürosunda söyleşi yaptık. Büronun girişinde duvar boyutlarında bir pano var. Panoya büroyu ziyaret edenler, yakınmalarını, isteklerini ve umutlarını yazıyorlar. Bu isteklerden yola çıkılarak, Oya Tekin’in seçim kampanyası ve söylemi ortaya çıkmış. Bütün broşürler, sosyal medya paylaşımları ve yazılı içeriklere bir ölçüde bu pano kaynaklık etmiş. Tekin’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Seçilebilecek bir yerden yerel yönetimlere aday ilk kadınsınız. Adana ve sizin için sürpriz oldu mu?

Şöyle bir algı var aslında. Toplumsal cinsiyet rolleri deriz ya, her alanda geçerlidir bu rol ve bakış açıları. Adana’da da şöyle bir bakış açısı vardı, Çukurova daha küçük bir ilçe, daha problemleri az olan bir ilçe. Bir kadın orayı daha rahat yönetebilir algısı vardı. Son yıllarda “Adana’da Çukurova’da bir kadın olsun” hep böyle konuşulurdu.

Siz zoru seçtiniz o zaman...

Evet ben de zaman zaman şunu söylüyordum tabii ki “Böyle bakmayın olaya. Kadını hapsetmeyin bu roller içerisine ve kimliğe. Kadın diğer belediyeleri de yönetebilir”. Belki bunu çok dillendirmedim ama sonuçta evet bu kalıp yargı da yıkılmış oldu Adana’da. Seyhan’da adaylığımın açıklanması herkes için sürpriz oldu. Ama bana çok sürpriz olmadı. Ben olabilirliğini hep savunmuştum.

Yoksullaşmanın en önemli merkezlerinden birisi de Seyhan. Bu anlamda bir çalışmanız olacak mı?

Yoksulluk da Seyhan’ın en büyük problemlerinden biri. Biliyoruz içinde yaşadık insanlarla dertleriyle dertlendik sürekli. Tabii ki olacak. Çocukların okula aç gitmesi, biliyoruz bire bir içinde yaşadık. Mithatpaşa’da bir yıl önce başladık bu çalışmaya. Sabahları süt çalışması. Süt yardımı olacak tabii ki, somuta indirgediğimizde. Emeklilerin durumu malum Türkiye’de. Biz de içindeyiz, sokakta zaten görüyoruz yoğun bir emekli yurttaşımız var Seyhan’da. Tabii ki projelerimiz olacak.

YAYGIN İŞSİZLIK VAR

Üreten ve istihdamı teşvik eden belediyecilik anlayışı zaten bizim kendi partimizin halkçı belediyecilik anlayışında da var. Önceki yıllarda CHP’li belediyelerin 70’li yıllardaki belediyeciliği efsanedir. Oralarda zaten gösterilmiş durumda. Üretime yönelik tesisler açmak. Hem insanları üretimin içine katıyorsunuz hem de istihdam sağlıyorsunuz. Kooperatifler çok değerli. Hatta her mahallede bir kooperatif kurmak hedefindeyiz.

Adana’nın kültürel kimliği de aslında Seyhan’la bütünleşik. Bir çalışmanız olacak mı?

Kentlerin kimlik ve ruh meselesi var. Orada yaşayanlar verir o ruhu. Kimlikle ruhu birleştirmek gerekiyor. Yapabileceklerimizi kalem kalem sıraladığımızda sanatçılarımız var biliyorsunuz. Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal değil mi? Muzaffer İzgü’ler... Seyhan’da onların izleri var. Ben bir hukukçu olarak Yaşar Kemal’in adliye kapısında arzuhalcilik yaptığını biliyorum. Onların izlerini takip edebiliriz edeceğiz de zaten. Dünyaya mal olmuş bir kültür. Onların izlerini adım adım takip edebiliriz. Tarihi Tepebağ’da çalışmalar var, hızla devam edeceğiz. Adana’yı biraz daha turizm kenti haline getirmek gerekiyor. Adanalılık diye bir kavram var Türkiye’de. Bunu belli temalarla öne çıkaracağız.

‘FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ’

Sokaktan nasıl tepkiler alıyorsunuz, Seyhanlıların yaklaşımı nasıl?

Ben Adana’yı, Seyhan’ı tanıyorum. Sokaklarda çalışma yapan bir kadın oldum hep. Yaklaşık 10 yıldır aktif siyasetin içindeyim. Partimin değişik alanlarında görev yaptım. Zaten kadın kolu başkanlığım dönemimde de hep veriler üzerinde çalıştım. Örneğin bir yoksulluk çalıştım. Aile destekleri sigortası anlattık zaten mayıs seçiminde geldiğimiz süreçte. Biz bunları anlatırken sokaklarda, evlerde, kadınlarla, gençlerle birlikteydik. Bağımlılık çalıştım. Artı kadın hakları savunucusu ve aktivist olarak da hep vardım. Yıllardır kadın hakları savunucusuyum. Adana’da nerede bir kadın cinayeti işlense, nerede bir kadına şiddet olsa, nerede bir çocuğa istismar, taciz olsa ilk ulaşan olduk.

Seyhan’ın sorunlarını biliyorsunuz, o zaman ilçe için neler planlıyorsunuz?

Bu çalışmalar sırasında şiddet olaylarının ne etki ediyor, neden şiddet artış gösteriyor toplumda diye tabii ki bakıyorsunuz. Orada madde kullanımının çok büyük etkisi olduğunu fark ettim. İki tane çok önemli projem var. Birisi kadın sığınma evleri, diğeri de rehabilitasyon merkezi, bağımlılıkla ilgili. Büyükşehir belediyemizin de bu konuyla ilgili çalışmaları var. Tabii ki bağımlılığı önleyici projeye önem veriyorum. Rehabilitasyon merkezi tabii ki olacaktır ama aslında kullanımı önlemek, satışı önlemekle başlamak gerekir diye düşünüyorum. Gençlerin sosyalleşebileceği alanlar, spor alanları, kültürel alanlar, aktiviteler. Bunlara ulaşımın tabii ki daha rahat olabileceği fırsat eşitliği deriz ya, toplumsal hizmetlerden yararlanmakta fırsat eşitliği olarak gündeme getirdiğimizde o gençleri aynı zamanda bağımlılıktan ve kötü alışkanlıklardan kurtarabilecek, topluma kazandırabilecek çalışmalar gerekiyor.