Kerbela katliamı, dünya tarihinin en acı olaylarından biridir

İmam Hüseyin bütün insanlığa mesaj vermiştir, ne olursa olsun asla zalime ve onun zulmüne boyun eğmeyeceğini göstermiştir. Kerbela’da yaşanan facia belleklerden silinmedi ve silinmeyecek.

Cemal Canpolat

Kerbela olayına inanç yönünden bakılacak olursa ortaya çok daha vahim bir tablo çıkacaktır. Öyle ki İslam elçisi Hz. Muhammed’in, “Size iki emanet bırakıyorum, biri Kuran diğeri Ehlibeytimdir” dediği torunu Hz. Hüseyin ve aile efradı Kerbela’da siyasi çıkar uğruna şehit edilmiştir. Kuran’da bile “kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur” yazdığı halde. Hem de “Benim soyum Fâtıma’dan gelecektir” diyen Hz. Muhammed’in torununu katletmiş oldukları halde katliamı yapan Yezid ve taraftarları da Müslüman olduğunu söylemektedirler. Emevi zihniyetinin getirdiği, siyasi çıkar için her şeyin mubah olduğu anlayış yüzünden, barış, hoşgörü ve kardeşlik dini olan İslam, günümüzde insanların kafalarının kesildiği ve cihat adına kadın, çocuk demeden binlerce kişinin katledildiği yüz binlercesinin yurtlarından kaçmak zorunda kaldığı bir din gibi gösterilmeye devam etmektedir.

DERS ÇIKARMALIYIZ

Tüm insanlığın her yönüyle ders çıkarması gereken bu olayın yaşanmış olması başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanlığın ortak acısıdır. İnsan olanların bu zulüm karşısında sessiz ve tarafsız kalması düşünülemez. 

Oysa İmam Hüseyin sadece yaşantısıyla değil, şehadetiyle bütün insanlığa mesaj vermiştir. İmam Hüseyin bir semboldür. Yiğitliğin, fedakârlığın, mazlum olmanın sembolü. İmam Hüseyin’in verdiği mesaj sonu ne olursa olsun asla zalime ve onun zulmüne boyun eğmeyeceğidir.

Kerbela olayında elbette ki yaşanan dram unutulmayacak, acısı binlerce yıl daha taze kalacak. Ama artık biz hem bu acıyı yaşarken hem de Hz. Hüseyin’in, Hz. Muhammed’in sevgili torununun bütün aile efradı ile canını vermekten, uğrunda şehit olmaktan çekinmediği değerler nelerdir diye düşünmeli ve bu değerleri bütün toplumlara yaymalıyız. Kendi halkına yalan söyleyen, zulüm yapan, adalet yerine eşitsizliği getiren Yezid zihniyetine karşı, Hz. Hüseyin’i anarken onun bize bıraktığı bu değerlerden en önemlisi de Hz. Muhammed’e ve Kuran’ın getirmek istediği “kul hakkı”nın yenmemesi için takınacağımız tavırdır.

Hz. Hüseyin’in yolundan gidenler, dün olduğu gibi bugün de yollarından asla dönmemiştir. 

Yüzyıllardır mazlumun yanında, haksızlığın ve zorbalığın karşısında olmuşlar ve bunun karşılığında bedel ödemişler, kılıçtan geçirilmiş, kuyulara doldurulmuş, asılmış, yakılmışlardır. 

Buna karşın Emevi zihniyeti her dönem kendini göstermiş, yöntemleri değişmiş ama baskı ve zulmü değişmemiştir. Ama bu yolu sürenler, “Bir kere zalim olmaktansa bin kere mazlum olmayı yeğlerim” diyen Hz. Ali’nin sözünden çıkmadıkları gibi “zalime boyun eğmeyin, sadece haklarınızı kaybetmekle kalmazsınız haysiyetinizi de yitirirsiniz” sözünü de asla unutmamışlardır.

DINMEYEN AĞITLAR

İmam Hüseyin’in ve yanındakilerin Kerbela’da katledilmeleri ve Peygamber sülalesinin akla gelmedik işkencelere maruz kalmaları, on gün susuz bırakılarak katledilmeleri, geniş kitleleri derinden etkiler. Bu olay üzerine Emevilere, karşı büyük bir kin ve nefret duygusu baş gösterir. İslam âlemi ve özellikle Aleviler, yüzyıllardır peygamber torunlarına yapılan bu zulmü unutmamışlardır. İslam tarihinde muharrem ayı içerisinde gerçekleşen bu facia her yıl canlandırılır. Ehlibeyt için ağıtlar yakılır, mersiyeler söylenir, matem tutulur.

Kerbela, İmam Hüseyin’in şahadetidir. Bu hadise, İslam dünyasında özellikle Anadolu Alevileri için büyük bir kutsiyete sahiptir. İran ve Türk edebiyatlarında Maktel-i Hüseyin’i adı altında bir edebi türün oluşmasını da sağlayan bu facia yüzyıllardır hafızalardan silinmemiştir. 

“Büyük İslam şehidi, İmam Hüseyin’in hayatını dikkatlice okudum ve araştırdım. Tarihin Kerbela sayfalarını dikkatle karıştırıp incelediğimde, vardığım kanı şu oldu: Eğer bir gün Hindistan zafere ulaşmak istiyorsa izlemesi gereken yol ancak İmam Hüseyin’in yoludur.”

Mahatma Ghandi 

"KEDERE BÜRÜNMEYEN KALP VAR MI"

Hüseyni duruşun bu onurlu rehberliğini kendilerine tarihsel miras edinen halklar, geçmişten bugüne tarih boyunca hep iktidarlar tarafından dışlanmış, yok sayılmış, baskıya, zulme ve katliamlara maruz kalmışlardır.

“Aynı dili konuşanlar değil, aynı şeyi hissedenler anlaşır” demiş Mevlana. Kerbela olayını merak edip araştıran, inceleyen insanlara baktığımızda dilleri ya da dinleri ne olursa olsun hislerinin ve düşüncelerinin aynı olduğunu görüyoruz. Birkaç örnek vermek gerekirse:

- “Acaba Kerbela hadisesini duyduğunda hüzünlenmeyen ve kedere bürünmeyen bir kalp var mıdır? Hatta Müslüman olmayan bile bu tertemiz insanların İslam için verdiği mücadeleyi ve çektiği acıları inkâr edemez.” Edward Braun (İngiliz Oryantalist)

- “Eğer Hz. Hüseyin dünyevi çıkar amaçlı savaşmak isteseydi öyleyse neden kız kardeşlerini eşlerini ve çocuklarını savaşa götürdü? Anlaşılan o ki bu yüce insan sırf İslam yolunda savaşmıştır.” Charles Dickens (İngiliz yazar)

- “İmam Hüseyin, Yezid’e teslim olarak hayatını kurtarabilirdi. Ama İslami önderlik onun Yezid’e boyun eğmesine asla izin veremezdi. O İslam dinini Ümeyye’nin oğullarının pençesinden kurtarmak için her türlü sıkıntıya katlanmaya hazırdı zaten. Kızgın güneşin altında Arap topraklarında kuru çölde yatan Hüseyin’in ruhu ölümsüz kalacaktır. Ey yiğit, ey cesaret örneği, ey eşsiz kahraman, ey benim Hüseyin’im!” Washington Irwing (Amerikalı tarihçi)

- “Hüseyin’in yas törenlerinde diyorlar ki; O, halkın şerefini ve namusunu kurtarmak için ve İslamın yüceliği için mücadele etti. Öyleyse gelin biz de onu örnek alalım ve zilletle ölmektense emperyalistlere karşı kahramanca mücadele edelim.” Moris Doukhiri

- “Hüseyin en değerli yakınlarını feda etmekle ve mazlumluğunu ve haklılığını ispat ederek dünyaya fedakârlık dersi verdi. İslam’ın ve Müslümanların adını yücelikle tarih sayfalarına yazdı. İslam’ın bu eşsiz kahramanı dünyaya şu dersi verdi: Zulüm ve haksızlık kalıcı değildir. Zulmün temeli ne kadar gösterişli olsa da hakkın karşısında yenilmeye mahkûmdur.” Martin Deutshch (Alman Ortadoğu uzmanı)

- “Kerbela faciası İslam tarihinde eşsizdir. Ona neden olanlar da sayıca nadirdir. Allah’ın Kuranı Kerim’de peygamberine buyurduğu mazlumları savunmayı Hüseyin kendisine görev addetmiş ve bu yolda büyük fedakârlık yapmıştır. O büyük kurbangâhta varlığını feda etti ve Allah katında şehitlerin efendisi unvanını aldı. İstediği hedefe hem de kat kat fazlasıyla ulaştı.” Muhammed Habîb el Ubeydî (Yazar, Musul eski müftüsü)

- “Eğer Hüseyin bizden olsaydı onun adına her yere bir bayrak dikerdik ve bütün köylerde onun adına minberler diker ve Hüseyin adına halkı Hıristiyanlığa davet ederdik.” Antuan Bara (Hıristiyan din adamı)

- SON -