Yeni araştırma uyarıyor! TikTok izlemek genç kadınların psikolojisini bozuyor!
Yeni bir araştırmaya göre, TikTok'ta sadece 8 dakika boyunca anoreksiya içerikleri izlemek bile genç kadınların vücut imajı üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor. Bu durum, yeme bozuklukları riskini artırarak zihinsel sağlığa zarar verebiliyor.
cumhuriyet.com.trTikTok, dünya genelinde bir milyardan fazla aktif kullanıcıya sahip popüler bir sosyal medya platformu. Ancak, Avustralya'daki Charles Sturt Üniversitesi'nden yapılan yeni bir araştırma, bu platformun genç kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.
Araştırma, sadece 8 dakika boyunca pro-anoreksiya içeriklerini izlemenin bile vücut imajı ve güzellik standartlarına yönelik algıları olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.
ANOREKSİYA İÇERİKLERİ PSİKOLOJİK ZARARLARA NEDEN OLUYOR
Araştırmaya katılan 18-28 yaş arasındaki 273 genç kadın, TikTok kullanım alışkanlıkları, vücut imajları ve güzellik standartlarına olan yaklaşımları hakkında anketlere katıldı. Katılımcıların yarısı, TikTok'ta anoreksiya ve kilo kaybı içeriklerini izlerken, diğer yarısı ise doğa, yemek, hayvanlar veya komedi gibi nötr içerikler izledi. Sonuçlar, özellikle pro-anoreksiya içeriklerine maruz kalan kadınların vücut imajı memnuniyetinde belirgin bir düşüş yaşadığını ve zayıf olmanın önemine dair içselleştirme eğiliminde olduklarını gösterdi.
TİKTOK KULLANIMINA DİKKAT ETMEK GEREKİYOR
Araştırma sonuçlarına göre, TikTok'u günde iki saatten fazla kullanan kadınlarda yeme bozukluğu davranışları daha sık gözlemlendi. Ancak bu bulgu, belirgin bir pattern oluşturmadı. Araştırmacılar, bu durumun kontrol altına alınması için pro-anoreksiya, yeme bozukluğu ve vücutla ilgili içeriklere yönelik daha sıkı denetimler ve düzenlemeler getirilmesini öneriyor.
TikTok, 2021 yılının ortalarında yapılan bu çalışmanın ardından topluluk kurallarını güncelleyerek, tehlikeli kilo verme davranışlarını ve yeme bozukluklarını gösteren içeriklerin platformda paylaşılmasına izin vermediğini belirtti. Ancak, araştırmacılar bu tür içeriklerin hala dolaşıma girdiğini ve daha fazla düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.