Uzmanından 'bağırsak sağlığı' için tavsiyeler: 'Kabızlığa karşı her sabah kuru kayısı'
"Yemek yerken acele etmemek ve besinleri iyi çiğnemek gerekir" diyen Gastroenteroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşegül Öziş, "GDO'lu, paketli gıdalar, rafine şeker, yapay tatlandırıcılar, doymuş-trans yağlar, hava kirliliği, sigara dumanı, birçok kimyasal bağırsak ve sindirimi olumsuz etkiler. Doktor tarafından tavsiye edilmedikçe antibiyotik ve romatizmal ilaçlar da kullanılmamalıdır" ifadelerini kullandı.
AABağırsaklar, vücudun ikinci beyni olarak tanımlanıyor. Bağırsaklardaki ufak bir sorun depresyondan obeziteye, iltihaplı bağırsak hastalığından kansere dek pek çok soruna davetiye çıkarabiliyor. İnsanların sağlıklı yaşayabilmesi için mikrobiyota yani 'bağırsaklardaki canlılar', 'bağışıklık sistemi ve 'sindirim sistemindeki mukozal bütünlük' büyük önem taşıyor.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Uzm. Dr. Ayşegül Öziş, mikrobiyota dengesinin bağışıklığın gücü olduğunu vurgulayarak, "Hareketsizlik, sağlıksız beslenme, stres gibi nedenler mikroorganizmalar arasındaki dengeyi bozarak, bağırsak dostu dediğimiz bakterilerin azalmasına, zararlı bakterilerin de çoğalmasına neden olur. Bu durum, bağışıklık sistemimizin zayıflamasına ve pek çok hastalığın oluşmasına da zemin hazırlar" ifadelerini kullandı.
Öziş, bağırsak sağlığını korumanın yollarıyla ilgili, bağışıklık sistemi hücrelerinin büyük bir bölümünün bağırsaklarda bulunduğunu, son yıllarda artan düzensiz, kontrolsüz ve fast food beslenme, stres, sigara tüketimi ve Covid-19 enfeksiyonu ile daha da artan hareketsiz yaşam tarzının da etkisiyle sindirim sistemimizin özellikle de bağırsakların olumsuz etkilenebileceğini vurguladı.
"SAĞLIKSIZ BAĞIRSAK, ‘SEROTONİN’ EKSİKLİĞİNE YOL AÇAR"
Bağırsaklarda mikrobiyota adını verilen ve trilyonlarca bakteriden oluşan bir yapı olduğunu, bu yapı içerisinde yararlı ve zararlı denilen mikroorganizmaların birlikte bulunduğunu, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, stres gibi nedenler mikroorganizmalar arasındaki dengeyi bozarak, bağırsak dostu denilen bakterilerin azalmasına, zararlı bakterilerin de çoğalmasına neden olduğunu ifade eden Öziş, şunları kaydetti:
"Bu durum, bağışıklık sistemimizin zayıflamasına ve pek çok hastalığın oluşmasına da zemin hazırlar. Bağırsaklarımızda 100-150 trilyon kadar bakteri yaşar. Bizimle beraber yaşayan bu bakterilerin bir kısmı iyi, bir kısmı ise kötü bakteri olarak değerlendirilir ve hepsi bir denge içindedir. Bu dengenin bozulması, bağırsak sağlığının bozulması anlamına gelir. Bakteriler dünyasına ‘mikrobiyota’ adını veriyoruz. Sağlıklı bir mikrobiyota vücut mekanizmasının sağlıklı bir şekilde yaşaması için önemlidir. Başta antibiyotikler olmak üzere gereksiz ilaç kullanımı, hareketsiz yaşam, obezite, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, stres ve uyku sorunları bağırsak sağlığını negatif etkiler. Özellikle antibiyotikler, zararlı bakterileri öldürürken bağırsaktaki iyi bakterileri de öldürür. Böylece bağışıklığımız zayıflar ve hastalıklara yakalanma riskimiz de artar."
Öziş, bağırsaklarda bulunan bakterilerin sayısı ve çeşitliliği ne kadar zenginse, o kadar sağlıklı bir mikrobiyota olduğunu aktararak, "Bu da bizi birçok hastalıktan korur, vücut mekanizmamızın sağlıklı çalışmasını sağlar. Bağırsaklarımız ve bağırsak bakterileri bazı nörokimyasallar üreterek beynin ruh, hafıza ve öğrenme durumunu da etkiler. Sağlıksız bağırsak, mutluluk hormonu olarak bilinen ‘serotonin’ eksikliğine yol açar. Serotonin eksikliğinde huzursuzluk, stres, kaygı, sinirlilik, depresyon gibi belirtiler görülür. Yani sağlıklı ve mutlu bağırsaklar, sağlıklı ve mutlu bir insan anlamına gelir" değerlendirmesinde bulundu.
BAĞIRSAK SAĞLIĞI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Bağırsak sağlığı için en uygun diyetin Akdeniz diyeti olduğunu belirten Öziş, probiyotik bakımından zengin, işlenmemiş, bol miktarda sebze ve meyve tüketilmesi, fruktozdan zengin mısır şurubundan uzak durulması gerektiğini, D vitamini bağırsak sağlığı için son derece önemli olduğunu belirtti.
Öziş, ayrıca kaliteli fermente gıdalardan zeytin, turşu, yoğurt, kefir, sirke tercih edilmesi, elma, muz, bitter çikolata, enginar, keten tohumu, yer elması, sarımsak, mantar, soğanın da bol miktarda tüketilmesi gerektiğinin de altını çizerek şu ifadeleri kullandı:
"Yemek yerken acele etmemek ve besinleri iyi çiğnemek gerekir. GDO'lu, paketli gıdalar, rafine şeker, yapay tatlandırıcılar, doymuş-trans yağlar, hava kirliliği, sigara dumanı, birçok kimyasal bağırsak ve sindirimi olumsuz etkiler. Antibiyotikler, antiromatizmal ilaçlar, kortizon, doğum kontrol hapları, mide ilaçları, kanser ilaçları ve antidepresanlar da aynı şekilde mide bağırsak sistemine zarar verir. Doktor tarafından tavsiye edilmedikçe antibiyotik ve romatizmal ilaçlar kullanılmamalıdır."
Açıklamaya göre, bağırsak sağlığı için düzenli kolonoskopinin önemine dikkati çekilirken, 45 yaş üzerindeki kişilerde olası bağırsak kanserinin erken teşhisi için 5 yılda bir tarama amacıyla kolonoskopi yapılması öneriliyor. Bu işlem ile varsa polip denilen ve zamanla kansere dönüşebilen lezyonların çıkarılması ile kanser gelişiminin önüne geçilebiliyor.
Ayrıca, makattan taze kırmızı kanaması olanlar veya dışkısında gizli kan saptananlara; birinci derece akrabasında kalın bağırsak kanseri veya polip öyküsü olanlara; kontrol amacıyla bağırsak kanseri veya polipi öyküsü olanlara; çekilen diğer filmlerde kalın bağırsakta şüpheli görünüm saptanan kişilere; geçmeyen ishali olanlarda ishal sebebinin araştırılması amacıyla; ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi bağırsak hastalıkları olanlara; nedeni açıklanmayan kilo kaybı yaşayanlara; uzun süren kabızlık yaşayanlara; dışkılama alışkanlığında değişiklik olması durumunda; bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi veya MR gibi görüntüleme yöntemlerinde kalın bağırsağında duvar kalınlık artışı veya tümöral görünüm varlığında bu lezyonlardan parça alınması ve tanı koymak amaçlı; tedavi ile geçmeyen ve nedeni açıklanmayan karın ağrılarında da kolonoskopi yapılıyor.
DÜZENLİ EGZERSİZ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Hareketli bir yaşam tarzı benimsenmesinin genel vücut sağlığı için oldukça önemli olan olduğu belirtilirken, düzenli egzersiz, aynı zamanda bağırsakların sağlığı ve işlevi için de büyük önem taşıyor. Uzun süre hareketsiz kalmaktan kaçınılması, sık aralıklarla yürüyüşler yapılması öneriliyor. Bunun için günlük yarım saatlik yürüyüşlerin dışında, saat başı 10 dakika kısa yürüyüşler yapmanın bağırsak hareketlerini artırdığı belirtiliyor.
Bağırsak dostu besinlerin bağırsak sağlığı için önemli olduğu vurgulanırken, elma, enginar, ıspanak, lahana, incir, pırasa, üzüm, brokoli, kuşkonmaz, keten tohumu ve yulaf ezmesi gibi besinlerin bağırsak hareketlerini düzenlediği vurgulanıyor.
'KABIZLIĞA KARŞI KURU KAYISI VE ZEYTİNYAĞLI SALATA'
Açıklamaya göre, bunun yanı sıra tam tahıllı ekmek, probiyotik içeren besinler de etkili oluyor. Kayısı ve zeytinyağı bağırsak fonksiyonlarını düzenleyerek kabızlığın gelişmesini engelleyen önemli besinler arasında yer alıyor. Bu nedenle özellikle kabızlığın geliştiği durumlarda her sabah 1-2 kuru kayısı ve gün içinde zeytinyağlı salatalar tüketilmesi öneriliyor.
Stresten uzak yaşam tarzı bağırsak sağlığı için önerilenler arasında yer alıyor.
İkinci beyin olarak adlandırılan bağırsakların kendine ait nörojenik bir yapısı bulunuyor. Beyin ile bağırsak arasında da sinirsel bir bağ mevcut durumda. Bu nedenle kişilerde meydana gelen duygu durum değişiklikleri, stres gibi nedenler bağırsak fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek, sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını engelliyor. Uzamış stres ile birlikte sindirim bozuklukları, kalın bağırsak uyarısı ile oluşan ishal, kabızlık, kramp ağrıları, şişkinlik gibi şikayetler oluşabiliyor.