Türkiye'de 55 kene türü belirlendi

Keneler ve taşıdıkları hastalıklar üzerine çalışmalar yürüten Doç. Dr. Adem Keskin, "1990'lı yıllarda ülkemizde sığırlar üzerinde yapılan çalışmalarda toplanan tüm kene türleri içinde 'hyalomma marginatum' türüne ait örneklerinin sayısının yüzde 5'i geçmediğini görüyoruz. Son yıllardaki çalışmalarda bu oranın yüzde 70'e kadar çıktığını görüyoruz" diye konuştu.

AA

Türkiye'de 2002 yılından itibaren Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı tanısı konuluyor. Konuya ilişkin konuşan Doç. Dr. Adem Keskin, son yıllarda yapılan çalışmayla Türkiye'de 55 kene türünün belirlendiği belirtti.

Kendisinin de yaklaşık 15 yıldır keneler ve taşıdıkları hastalıklar üzerine çalışma yaptığını anlatan Keskin, "Ülkemizde en sık görülen kene kökenli hastalık KKKA ama keneler, KKKA dışında 200 kadar farklı hastalık ajanını taşımaktadır. Keneler, bunların insanlara ve hayvanlara bulaştırılmasında rol oynarlar" dedi.

"SAYI 55'E ÇIKTI"

Son yıllarda yaban hayvanlarının taşıdığı kene türleri üzerine çalışma yaptıklarını dile getiren Keskin şöyle konuştu:

"Özellikle kuşlar ve küçük memeliler üzerindeki keneleri sistematik açıdan araştırıyoruz. Hangi türler var, bunları belirliyoruz. Ülkemizde 2012 yılında yapılan çalışmaya göre 48 kene türü vardı ancak son yıllarda gerek biz gerekse başka üniversitelerdeki hocalarımızın katkılarıyla bu sayı 55'e çıktı. Özellikle yaban hayvanların incelenmesiyle gerçekleşti bu tespitler. Şu anda lisansüstü öğrencilerimizle göçmen kuşların getirdiği keneler ve bu kenelerde bulunması muhtemel hastalık ajanlarının varlıklarını, yaygınlıklarını araştırıyoruz. Aynı şekilde ülkemizde yayılış gösteren fareler gibi küçük memeliler üzerindeki keneleri topluyoruz ve taşıdıkları hastalık ajanlarını araştırıyoruz."

"KENELERİN POPÜLASYONUNUN ARTMASINDA EN ÖNEMLİ ETKENLER NEM VE SICAKLIK"

Keskin, kenelerin popülasyonunda yaşanan artışın birçok nedeni olabileceğine dikkati çekerek her kene türünün ayrı biyolojik ve ekolojik özellikleri bulunduğuna işaret etti.

Örneğin, KKKA hastalığının insanlara bulaşmasının ana sorumlusu olan "hyalomma marginatum" türü kenelerin Türkiye'de daha önce de bulunan türler arasında yer aldığının altını çizen Keskin şunları kaydetti:

"1990'lı yıllarda ülkemizde sığırlar üzerinde yapılan çalışmalarda toplanan tüm kene türleri içinde 'hyalomma marginatum' türüne ait örneklerinin sayısının yüzde 5'i geçmediğini görüyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bu oranın yüzde 70'e kadar çıktığını görüyoruz. Özellikle Tokat ve çevresinin iklim açısından elverişli olması, bu kene türünün bölgede popülasyonunun artmasında en önemli neden. Burada nem ve sıcaklık en önemli faktörler. Bazı kene türleri daha düşük veya yüksek sıcaklık isteyebilir ancak hyalomma marginatum türü keneler için 26-28 derece sıcaklık ve yüzde 80 nem, en elverişli ortam. Bu nedenle Tokat ve çevresinde hyalomma marginatum türü keneler oldukça yoğun olarak bulunmaktadır."

"KASTAMONU VE ZONGULDAK ÇEVRELERİNDE ARTIŞ VAR"

Benzer iklimsel özelliklere sahip Kelkit Vadisi ile Kastamonu ve Zonguldak çevrelerinde kene ve KKKA vaka oranlarında artış görüldüğünü anlatan Keskin, "Bunun nedeni de bu bölgelerin iklimsel koşulları, sıcaklık ve nem değerinin KKKA hastalığının bulaşmasında ana sorumlu olan hyalomma marginatum türü kenelerin yaşaması için elverişli olmasıdır. Sıcaklık ve nemin dışında da pek çok neden kenelerin popülasyonlarının artmasında rol oynamaktadır. Bütüncül çalışmalar veterinerlik, tıp ve biyoloji bilimlerden akademisyenlerin katkılarıyla yapılmalıdır" diye konuştu.