Şiddet içeren dijital oyunlar çocukların kişilik gelişimini etkiliyor
Dijital dünyanın en büyük sorunlarından olan siber zorbalık ve şiddet içeren dijital oyunlara erken yaşta maruz kalan çocuklarda, ilerde ayrımcı davranışlar sergileme, zorba kişilere dönüşme ve şiddete meyletme görülebiliyor.
AASakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Barış Horzum ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Yavuz Samur, siber zorbalığı ve dijital oyunların çocuk gelişimine etkisini değerlendirdi.
Horzum, sosyal medya ve dijital oyunların, aile denetiminden uzak, fazla ve plansız şekilde kullanılmasının, çocuk gelişimi açısından olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi.
Amerikan Pediatri Derneği'ne göre 2-5 yaş grubu çocuklar için ideal ekran kullanım süresinin günde 1 saat, 5-12 yaş grubu çocuklar için ise 2 saat olduğunu kaydeden Horzum, dijital teknolojilerin kullanımında ilgili yaşa uygun ve kaliteli içeriklerin çocuk gelişimini olumlu etkilediğini ifade etti.
"DİL GELİŞİMİ BOZUKLUKLARINA RASTLANIYOR"
Horzum, denetimsiz ekran kullanımının, çocuklarda hem fiziksel hem de ruhsal gelişim bozukluklarına yol açtığının altını çizerek, şunları dile getirdi:
Doğru yer ve zamanlamayla içerik planlanmazsa, özellikle şiddet unsurlarının çok olduğu oyunlara maruz kalan çocuklarda dil gelişimi bozukluklarına rastlanıyor. Dil gelişimi doğal olarak bilişsel gelişimi de etkiliyor. Dili gelişmeyen çocuğun bilişsel olarak zihinsel süreçleri de gelişmemeye başlıyor. Çok fazla bilgisayara odaklanma dikkat eksikliğini ve öğrenmeyle ilgili başka sorunları tetikliyor. Ayrımcı karakter gelişimi süreçleri de burada ortaya çıkıyor.
"ŞİDDET İÇERİKLİ OYUNLAR AYRIMCILIĞI TETİKLİYOR"
Horzum, şiddet içerikli oyunların ve videoların, ayrımcı karakterlerin oluşmasında tetikleyici rolü olduğunu aktararak, şu değerlendirmede bulundu:
Şiddet içerikli dijital oyunlar ve videolar, küçük yaştaki çocukların gerçeklik algısını bozuyor. Çocuk oyun oynarken eline silah alıp çok basit şekilde karşısındakini yaralayabiliyor. Çocuk gerçekte de birini yaralarsa bunun sadece oyun olduğunu düşünmeye başlıyor. Gerçek ve sanal ayrımı ortadan kalktığında şiddet eğilimi daha da artıyor ve bu aslında küçük yaşlardan başlayıp ilerleyen süreçte ayrımcı kişilik gelişimini de beraberinde getiriyor. Mesela radikalleşme, şiddet eğiliminin daha yüksek olması, zorbalık. Bu ilerleyerek devam ediyor. Çünkü çocuklukta öğrenilenler, ilerleyen yaşlarda daha büyük problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
"ÇOCUKLARIN OYNADIĞI DİJİTAL OYUNLARI KONTROL ETMELİ"
Doç. Dr. Yavuz Samur da her dijital oyunun fiziksel oyunlarda olduğu gibi bir pratiğin eğitimini verdiğini, ailelerin de çocuklarını takip ederek, bu teknolojileri doğru kullanmaları için teşvik etmesi gerektiğini kaydetti. Samur, şöyle devam etti:
Çocuk fiziksel bir oyun oynarken mesela basketbol oynarken neyin pratiğini yapar? Atış yapma pratiği. Ne kadar çok basket oynarsak o kadar iyi atış yaparız. Dijital oyunlarda da çocuklar bir şeyin pratiğini yapıyor. Dolayısıyla bizim kendimize sormamız gereken soru şu. Çocuğumuz oynadığı dijital oyunla neyin pratiğini yapıyor? Çocukların oynadıkları oyunun içeriğine bakmamız gerekiyor. Korku pratiği mi, şiddet pratiği mi, insan öldürme pratiği mi, yoksa problem çözme, strateji geliştirme, beyin egzersizi pratiği mi yapıyorlar. Çocukların kaliteli olan işlerin, eylemlerin pratiğini yapmasını arzu ediyoruz.