Sessiz terk: İşyerlerindeki yeni trend mi?
Koronavirüs pandemisi nedeniyle iş dünyası kapsamlı bir değişimden geçerken, çalışma kültüründe artık yeni bir trend hâkim. Bu trendin adı “quiet quitting”, yani sessiz terk.
BBC TürkçePerisha Kudhail, BBC News
Öyle bir iş yeri kültürü düşünün ki sadece iş tanımınızda yazanları yapmanız yeterli olsun, patronu ya da şefi etkilemek için fazla mesaiye kalmanız, canınızı dişinize takarak çalışmanız gerekmesin.
Koronavirüs pandemisi nedeniyle iş dünyası kapsamlı bir değişimden geçerken, çalışma kültüründe artık yeni bir trend hâkim. Bu trendin adı “quiet quitting”, yani sessiz terk.
SESSİZ TERK NEDİR?
Bu ifade sizi aldatmasın, bunun işi terk etmek, işten ayrılmakla bir ilgisi yok.
Sessiz terk sadece işin sizden gerektirdiklerini yapmak ve ötesine kafayı yormamak anlamına geliyor. Yine işinize gidip geliyorsunuz, vazifelerinizi yapıyorsunuz, ancak iş tanımının sınırlarının asla dışına çıkmıyorsunuz.
Yani ne üzerinize fazladan iş alıyor ne de mesai saatleri dışında elektronik postanıza düşen mesajlara bakmak zorunda kalıyorsunuz. Pandeminin başlamasından bu yana artan sayıda genç çalışan fazla mesai yapmalarının takdir edilmemesinden de maddi bir karşılığı olmamasından da bıkmış durumda.
Artık fazla çalışma kaynaklı tükenme sendromuna hayır diyor ve iş-hayat dengesini doğru kurmaya odaklanıyorlar.
Bu hareket kendini korumak ve “maaşın kadar çalışmak” prensipleri üzerine kurulu.
Sessiz terk ifadesi ise Amerikalı bir TikTok kullanıcısı olan @zaidlepplin’in “Hayatınız işten ibaret değil” dediği ve viral olan bir video yayımlamasıyla ortaya atıldı.
Aslında hareketin kökeninin Çin’e uzandığı da düşünülüyor. Çin’de “yan gelip yatmak” anlamına gelen #tangping etiketi uzun çalışma saatlerini protesto etme amaçlı kullanılmasının ardından sansürlenmişti.
'KENDİMİ YENİDEN GÜÇLÜ KILMAYA BAŞLIYORDUM'
Devon’da yaşayan 24 yaşındaki Georgia Gadsby March perakende sektöründe pazarlama alanında çalışıyor ve hiçbir maddi karşılığı olmadan fazla mesai yapmak zorunda kalıyordu.
Yönetici kademesindeki bir role atanmasının ardından sorumluluğu da arttı ve haftada yaklaşık 60 saat çalışmaya başladı. Artan iş yükü ve sorumluluklarının tazmin edilmesi talebiyle müdürleriyle görüşmelerde bulundu.
“Bana zam sözü verdiler ama bu asla gerçekleşmedi. Aşağılandığımı hissetmeye başladım” diyor ve ekliyor:
“Koronavirüs salgını sırasında çalışırken, işten ayrılmaktansa sessizce işi terk etmenin daha güvenli olduğuna karar verdim. Belirsiz bir dönemdi.”
Georgia, bu dönemde iş tanımı dışında kalan tüm talepleri geri çevirmeye başladı ve bu yüzden eleştirilere, hatta tembel olduğu yönündeki suçlamalara maruz kaldı.
Ama bunların üzerinde durmadı. Bugün dönüp baktığında, “Kendimi yeniden güçlü kılmaya başlıyordum” diyor. Georgia, nihayetinde işinden ayrılma yolunu seçti.
'ZAM TALEBİMİN GERİ ÇEVRİLMESİ BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU'
Londra’da yaşayan 31 yaşındaki Emma O’Brien da perakende sektöründeki yönetici asistanlığı işinde zam talebinin geri çevrilmesinin ardından “sessiz terk” yoluna girdi.
“İş yüküm artmıştı, koronavirüs döneminde tüm ekibin işlerine koşuyordum,” diyor.
Zam talebinin geri çevrilmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu söylüyor:
“Artık sadece üzerime düşen işi yapıyor ve ötesinde parmağımı oynatmıyordum.”
Emma bir yıl kadar işi sessizce terk etmesinin ardından işten ayrılmaya karar vermiş.
SESSİZ TERK İYİ BİR ŞEY Mİ?
Ancak herkes sessiz terk fenomenine ikna olmuş durumda değil.
İş dünyası uzmanı Pattie Ehsaei, TikTok’ta yayımladığı videoda bu kafayla gidilirse başarılı bir kariyer sahibi olmanın mümkün olmayacağını dile getiriyor.
Ehsaei, “Sessiz terk iş yerinde sizden beklenenin asgarisini yapmak ve vasat biri olmakla yetinmekten öte bir şey değil” diyor ve ekliyor.
“Zamlar ve kariyerde yükselme imkânları, sadece ilerlemek için çaba sarf edenlere tanınacaktır. İşin asgarisini yapmak bu kapıları açmaz.”
Kariyer koçu Joanna Mallon, birçok kişinin kendisine başvurmaya geldiğinde zaten sessiz terke başlamış olduklarını söylüyor.
Birine asla sessiz terk tavsiyesinde bulunmayacağını söyleyen Mallon, yine de bu yola neden başvurduklarını kendilerine sorduğunu anlatıyor.
Mallon, “Herkes hayatının bir noktasında sessiz terk yoluna giriyor. Ama belki de bu artık o işle fiziksel olarak bağları koparmanın ve başka bir yola girmenin zamanının geldiğine işaret ediyor olabilir” diye konuşuyor.
Nitekim Georgia ve Emma’nın deneyimleri de bunu haklı çıkarıyor.