Otizmlilere bakış açınızı değiştirin
Otizm Eylem Planı hayata geçirilmeli. Çocuklariçin başta eğitim olmak üzere sosyal hayat, istihdamve ekonomi gibi alanlarda kolaylık sağlanmalı.
Erman Şentürkİzmir’de yaklaşık 5 ay önce kurulan Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği, toplumdaki dezavantajlı bireylerin hayata katılması için yürüttükleri mücadele ile dikkat çekiyor. Yalnız bırakılma, dışlanma ve ayrımcılığa karşı otizmli bireylerin hayata dahil olmasını savunan KEDİ Otizm Derneği, gönüllü olarak başladıkları hak mücadelesinde seslerini daha gür çıkarmak için örgütlenmeyi sürdürüyor.
ZORLUK ÇIKIYOR
Otizmli çocukların hayatlarının iki katı daha zor olduğunu belirten başkan Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Ne yazık ki engellilere karşı bizim toplumumuzda hâkim olan bir sadaka ve acıma kültürü var. ‘Otizmin farkındayız, otizmlilerin yanındayız’ sloganlarından, mesajlardan artık rahatsızlık duyuyoruz. Bize acınmasını istemiyoruz” dedi.
Otizmli bireyler sadece nisan ayında mı hatırlanıyor? Sonrasında beklediğiniz destekleri görebiliyor musunuz?
Otizmi birçok insan biliyor. Ancak ne otizmlilerin özellikleri ne de onları topluma nasıl dahil edebilecekleri konusunda büyük eksiklikleri var. Ne yazık ki engellilere karşı bizim toplumumuzda hâkim olan bir sadaka ve acıma kültürü var. Hem toplum, hem siyasetçiler bu anlamda birbirini besliyor. Bizler camia olarak “Otizmin farkındayız, otizmlilerin yanındayız” sloganlarından, mesajlardan rahatsızlık duyuyoruz. Bu bir kutlama değil. Çünkü ortada kutlanacak bir şey yok. Şenlikler de yapılabilir, programlar yapılabilir, ama biz şenlik yapacak durumda değiliz. Bazı şeyler nisanda hatırlanıyor, sonra unutuluyor.
Kedi Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu
Derneğinizin kuruluş öyküsü nedir? Nasıl yola çıktınız?
Eğitimde, sosyalleşmede, istihdam ve ekonomi anlamında yaşadıkları sıkıntılar var. Otistik bireyler ömür boyu ailelerine bağımlı oluyor. Bugün halen rapor almaktan kaçan, utanan aileler var. ama haklarımızı alabilmek için rapor almak zorundayız. Otizm utanılacak bir şey değil. Bu bir insan çeşitliliğidir. Otizme çare olarak ilaç satanlar, “İki haftalık eğitimle çocuğunuzu normale döndürürüm” diyenler var. Ailelerin de belli bir eğitime, bilince ihtiyacı var. Çocuğuna teşhis konulan aileler yasal haklarını bilmiyor, çocuklarına nasıl davranacaklarının farkında değiller. Derneğimizin adı “Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam” kavramlarından geliyor, bu yüzden adımız KEDİ kısaltması ile başlıyor. İzmir’de otizmli bireylerin hak arayışı konusunda bir sessizlik vardı. Sesimizi yükseltmek amacıyla gönüllü olarak bu yola çıktık.
Tüm otizmli çocukların eşit haklara sahip olduğunu düşünüyor musunuz?
Otizmi ve yaşanan sorunları anlattığımızda halen yeni duyuyormuş gibi davranan siyasetçiler var. Biz bilinç istiyoruz. İçerisinde “Cek” ve “Cak” geçen cümleler duymak istemiyoruz. Çocuklarımız büyüyor, biz de yaşlanıyoruz. Bu sorunların artık çözülmesi lazım, ihtiyaçlarımızın giderilmesi lazım. Varlıklı ailelerin çocukları istediklerine ulaşabiliyor ancak yoksul ailelerin çocukları ihtiyacı olan bu desteklere erişemiyor. Hepimizin içinde “Eğer ben ölürsem çocuklarımıza ne olacak?” korkusu var.
Kedi Derneği Otizm ayı etkinlikleri kapsamında izmirde çeşitli programlar düzenledi.
Otizm Eylem Planı ile ilgili beklentileriniz karşılandı mı?
Otizm Eylem Planı, 2013’te açıklandı ve 2016 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak duyuruldu. Devletten beklediğimiz çözümler var. Eğitim saatlerinin artırılacağı ifade edilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ilaveten RTÜK ve YÖK gibi kurumlar var. Hepsine düşen görevler vardı. Belediyelerin de sorumlulukları vardı ama onların da görevden kaçtıklarını düşünüyoruz. Yaptıklarışeylerin de göstermelik olduğunu düşünüyoruz. Şimdi 2. Otizm Eylem Planı’ndan bahsediyorlar. Yaşadığımız bu gelişmeler bizimle dalga geçiliyor gibi hissetmemize yol açtı.
Otistik bireylere sunulan eğitim imkânları yeterli mi?
Devlet çocukların ihtiyaç duyduğu haftada ikisaat olmak üzere, ayda toplam 8 saat özel eğitimi karşılıyor. İkisaatlik eğitim yeterli gelmiyor. Aile bireyleri üzerine ek saatlerde eğitim aldırmak durumunda kalıyor. Derslerin saat ücretleri çok yüksek. Bütünleşik birsistem olması gerekiyor. Geçerli özel eğitim metotları dışında aileler ilaveten terapiler aldırıyor. Duyu bütünleme terapileri, ergoterapi, konuşma terapileri gerçekten çok masraflı. Yani, devletin karşıladığı eğitimin, hem saati hem de içeriği yetersiz.