Milli duygular...

Hissedilecek en yüce en coşkulu duygu milli duygu. Bunu da bize en çok yaşatan milli galibiyetler. Hele şu son günde yaşadığımız 2-1'lik Avusturya Türkiye galibiyeti tüm dünya üzerinde yaşayan Türkleri öyle bir kucakladı ki tanıdık tanımadık herkes birbirine sarıldı sokaklarda, seyredilen o dev ekranlar karşısında. Tanıdık tanımadık insanlarla sarılmanın kucaklaşmanın tek açıklaması milli galibiyetlerde duyduğumuz coşkudur.

Ümit Orman

Bizi bir arada tutan coşkunun maçlarda duyduğumuz milli duyguların tarifi yok. Tam bir nirvana yükselmesidir ki bunu bizlere en çok yaşatan spikerlerdir. Kaleci Mert’in bir dirsek darbesiyle topu dışarı çıkartması ile gol yemekten kurtulmamızı "Mert ahtapot musun sen'' diye duyurması yüzlerimizi gülücüklere boğdu. 

Sokak röportajlarında Türk Milli Takımı gerçekten büyük ümitler vadeden takım konumunda. Ortak görüş ilk 4’e gireriz şeklinde. Şimdiden büyük tahminler yapmak doğru değil zira top yuvarlaktır. Bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki çok çabalayan ve şanşlı olan taraf maçları alır.

Hani derler ya “Kader çabaya aşıktır.” Yoksa bu işler duayla, mum yakmayla olmaz, ama dua da kilit açar.

Elbette her kilidi değil. Çabalayan, koşan hatta akıllı koşan alır maçı. Her şey bir matematiktir, hele futbol 11 oyuncudan oluşan bir denklem. Hakemler eşliğinde kim kaleye topu gönderirse skor olan bu basit gibi görünen milyonları ekrana kilitleyen ve en çok para harcanılan spor. 

Bakın dünyaca ünlü saat markası Rolex hiçbir şekilde ne sponsorluk verir ne de reklam! Neden mi? Çünkü futbol fakir sporudur algısına seneler evvel kapılmış ama bu günlerin geleceğini görememiş. Rolex’in gözünde Formula yarışları, golf ve yat turnuvaları, at yarışları gibi zengin sporları önemlidir. Ta milattan evvel 300 yıllarında ilk Çinliler tarafından oynandığı söylense de ilk resmi futbol karşılaşması 1848 yılında İngiltere’nin Cambridge okul müsabakasında yapılmış. O zamanlar Cambridge kuralları uygulanmış. Daha evvel İngiltere'de hiçbir kurala tabi olmaksızın mahalle aralarında en çok da fabrikalarda dinlenme molalarında oynanmış günbegün popülaritesi artmış. Cambridge kurallarıyla resmileşmiş ve şehirler arası daha sonraları da ülkeler arası milli takım müsabakaları başlamış. Bir aralar çok sık Brezilya’ya giderdim. San Paolo’daki fuarları hiç kaçırmazdık. Hem Breziya’da hem Arjantin’de güneş battı mı dev aydınlatma ışıkları yanar ve tüm mahalle çocukları maç yapardı. Çünkü bilirlerdi ki futbol hayat kurtarır, 7 sülalesine bakabilecek kadar para kazandırabilir. 

Evet futbol fakir fukara semtlerden başlar Cristiano Ronaldo gibi Arap şeyhi kıvamında muhteşem zenginlikler yaşatır. Boş ver Rolex futbola reklam vermesin veya sponsor olmasın diğer dünya devleri formaların sırtına isim yazdırabilmek için milyon dolarlar döker.