'Meyve asitleri, dişlerinizi beyazlatmanın aksine sarartabilir' uyarısı

Dr. Öğr. Üyesi Ceyda Gündoğdu, "Profesyonel tedavi almak ve beyazlatma hedefleri için bir diş hekimi ile mutlaka konuşulmalıdır. Kulaktan dolma bilgiler ile hareket edilmemeli" diye konuştu. Gündoğdu, diş bakımı için de uyarılarda bulundu.

AA

Yaz mevsiminde artan evlilik, mezuniyet gibi özel kutlamalarda beyaz bir gülüşe sahip olmak isteyenler, satışa sunulmuş beyazlatıcı ürünlerle birlikte meyve ve yağ gibi besin maddelerini de dişlerine sürüyor. Ancak meyve asitlerii dişleri beyazlatmanın aksine sarartabiliyor.

Dr. Öğr. Üyesi Ceyda Gündoğdu, meyvelerde bulunan kendilerine has meyve asitlerinin dişlerin yumuşayarak aşınmasına ve zamanla daha sarı görünmesine neden olabileceği uyarısında bulundu. Gündoğdu, diş beyazlatmaya dair doğru bilinen yanlışları açıkladı.

"KULAKTAN DOLMA BİLGİLER İLE HAREKET EDİLMEMELİ"

Diş beyazlatma konusunda kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemesi gerektiğine vurgu yapan Gündoğdu, şunları kaydetti:

"Hastaların beyazlatma ve fırçalama alışkanlıkları ne olursa olsun, düzenli olarak diş hekimini ziyaret etmeleri gerekiyor. Profesyonel tedavi almak ve beyazlatma hedefleri için bir diş hekimi ile mutlaka konuşulmalıdır. Kulaktan dolma bilgiler ile hareket edilmemeli. Diş hekimini düzenli olarak ziyaret etmek, dişlerin sararmasına neden plak ve tartar oluşumunu önlemeye de yardımcı olacaktır."

Meyvelerde bulunan kendilerine has meyve asitleri dişlerin yumuşayarak aşınmasına ve zamanla daha sarı görünmesine neden olabileceği uyarısında bulunan Gündoğdu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Narenciyelerin kabukları ve sıvıları halk arasında gerek tek başına gerek karbonatla beraber dişlerin yüzeylerine beyazlatma amacı ile uygulanıyor. Narenciyeye ek olarak ananas, çilek, elma ve muz gibi meyvelerin renklenmeyi giderdiğine ve dişlerin daha beyaz görünmesini sağladığına dair bir inanış da bulunuyor. Narenciyelerin içerisinde bulunan askorbik asit ve maleik asitler gibi asidik elemanlar diş yüzeyinde dentinin üzerini örten mine dokusunun aşınmasına yol açarak aşırı kullanımlarda diş yapısının incelmesine, hassasiyetlerin ortaya çıkmasına ve uzun dönemde dişlerin daha çok renklenmesine yol açabilir."

"KARBONAT DİŞLERİ ÇİZEREK SARARTABİLİR"

Gündoğdu, dişlerin karbonat ya da karbon gibi granüllü ajanlarla fırçalanması yüzeylerin çizilerek zamanla daha sarı gözükmesine sebep olabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Karbonatın aşındırıcı özelliği diş yüzeylerinin çizilmesine neden olabilirken aktif karbon ağız içerisindeki restorasyonların veya dişlerin çatlaklarına dolarak daha koyu görünüme yol açabilir. Diş yüzeylerine uygulanan sirke ya da evde temizlik amaçlı bulundurulan hidrojen peroksitin dişlere uygulanması dişlerin aşırı hassasiyetine ve geri dönüşümsüz hasarlarına yol açarak ilerleyen durumlarda dişlerin kaybına dahi yol açabilir. Yine Hindistan cevizi yağı ve esansiyel bazı yağların ağız içerisinde çalkalandığında dişleri beyazlattığına dair genel bir inanış vardır. Ancak bu inanışı destekleyen bilimsel hiçbir veri yoktur."

Diş beyazlatma konusunda oldukça seçici ve dikkatli olunması gerektiğine dikkati çeken Gündoğdu, şu değerlendirmede bulundu:

"İnsanların dişlerini daha beyaz istemelerinin ve bu sebeple beyazlatıcı işlemlere yönelmelerinin birçok sebebi olduğu gibi en spesifik sebebi kozmetik olarak kendilerini daha iyi hissetme ihtiyacıdır. Beyazlatıcı ürünlerin içerisinde var olan kimyasal ajanlar, mevzubahis ağız içi olduğunda hastaların endişe duyduğu bir konu haline gelmiş ve böylece hastalar için doğal beyazlatma ajanlarını kullanmak cazip hale geliyor. Ancak oldukça dayanıklı aynı zamanda hassas bir denge içerisinde olan ağız içi dokular ve dişlerin yüzeylerine uygulanacak ajanlar konusunda hastalara oldukça seçici ve dikkatli olmalarını öneriyoruz."