Karadelik jetleri evreni şekillendiriyor: Samanyolu'ndan 140 kat daha büyük!

Bilim insanları, 23 milyon ışık yılı uzunluğundaki devasa karadelik jetlerini gözlemleyerek evrenin büyük yapısı üzerindeki etkilerini araştırıyor. Bu yeni keşif, karadeliklerin yalnızca galaksilerle sınırlı kalmayıp, kozmik ağın oluşumunda önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

cumhuriyet.com.tr

CNN Science'in haberine göre, astronomlar, Dünya'dan 7.5 milyar ışık yılı uzaklıktaki süper kütleli bir karadelikten fışkıran devasa jetleri gözlemleyerek bugüne kadar bilinen en büyük karadelik jet sistemini keşfettiler. "Porphyrion" olarak adlandırılan bu dev yapı, 23 milyon ışık yılı uzunluğa sahip ve karadelik jetlerinin ne kadar büyük olabileceğine dair bildiklerimizi değiştirdi. Bu keşif, karadeliklerin sadece galaksileri değil, evrenin büyük yapısını nasıl etkilediğine dair yeni sorular doğuruyor.

KARADELİK JETLERİNİN DEVASA BOYUTU

Süper kütleli karadeliklerin etrafında biriken madde, içe doğru çekilirken bir kısmı iki jet halinde dışarıya fışkırır. Ancak bu yeni keşfedilen jetler, 23 milyon ışık yılı uzunluğunda olup, bilinen en büyük karadelik jet sistemlerinden biridir. Bu dev jetlerin gücü, milyarlarca Güneş'in yaydığı enerjiye eşdeğerdir ve karadeliğin çevresindeki uzayı dramatik bir şekilde etkileyebilir.

EVRENDEKİ EN BÜYÜK YAPILARDAN BİRİ: PORPHYRION

Bu mega yapı, araştırmacılar tarafından Yunan mitolojisindeki dev Porphyrion’un adıyla anılıyor. LOFAR radyo teleskopu ile yapılan gözlemler sonucunda keşfedilen Porphyrion, 140 Samanyolu Galaksisi genişliğinde bir alana yayılıyor. Jetler, galaksiler arası uzayda yer alan maddeyi ısıtarak çevresindeki alanı etkileyebilecek güce sahip.

KOZMİK AĞ VE KARADELİK JETLERİ

Karadelik jetleri, evrendeki madde akışını ve galaksiler arasındaki manyetik alanları etkileyebilecek boyutlara sahip olabilir. LOFAR teleskopuyla yapılan gözlemler, bu jetlerin galaksiler arası plazmayı milyonlarca derece ısıtarak, evrenin erken dönemlerinde galaksi oluşumunu yavaşlatmış olabileceğini gösteriyor. Bu yeni keşif, evrenin yapısını ve kozmik ağın nasıl oluştuğunu anlamamızda kilit rol oynayabilir.