Kanseri yendi, şükran konseri verdi

Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Paolo Susanni’ye, geçtiğimiz sene Şubat ayında akciğer kanseri teşhisi kondu. Doktorların kendisine 6 hafta ile 2 ay arasında bir zamanı kaldığı söylenmesine rağmen uygulanan kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi sonrasında, 6 ay içinde mucize bir şekilde sağlığına kavuşan Doç. Dr. Susanni, sahneye çıktı ve piyano resitali verdi.

İZMİR / Cumhuriyet

Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Paolo Susanni’ye (59) geçtiğimiz sene zatürre şikayetiyle gittiği hastanede akciğer kanseri teşhisi konuldu. Kanserin sol akciğerinden tüm lenf sistemine yayıldığı ve beyninde ise 5 tümör olduğu fark edilen İtalyan asıllı akademisyene 6 hafta ile 2 ay arasında zamanı kaldığı söylendi. Eşi Dr. Öğretim Üyesi Payam Susanni’nin radyoloji onkoloğu olan kuzeninin önerisiyle kemoterapiye başlayan Susanni, 6 doz aldıktan sonra immünoterapi ile tedaviye devam etti. Sonucunda sadece sol akciğerindeki orijinal tümörün kaldığı ve vücudundaki diğer kanser hücrelerinin yok olduğu tespit edilen Doç. Dr. Susanni’nin radyoterapi ile sonuçlanan tedavi sürecinin sonunda 6 ay içinde kanser vücudundan temizlendi. Susanni, kanseri yenmesinin ardından a Yaşar Üniversitesi Ana Konferans Salonu’nda Şükran Konseri düzenledi. Yaşar Üniversitesi akademisyenleri, öğrenciler ve Susanni’nin yakınları katıldığı konserde seyirciler gözyaşlarını tutamadı. Doç. Dr. Susanni, hayatının olağanüstü olduğunu ve daha önce uzun süre isteyip de yapamadığı her şeyi yaptığını belirtti.

“KANSER BANA 6 AYDA 58 YILDAN DAHA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ”

Yaşadığı süreci anlatan Susanni, “2021’in sonunda, kendime bir motosiklet almıştım. Çok uzun zamandır motosiklete binmiyordum. Korunaklı giyiniyordum fakat belli ki bunlar beni soğuğa karşı korumadı ve zatürre oldum. O zamanlar bilmiyordum ama bir süre çok fazla öksürmeye başladım, daha da kötüye gitti. 2022’nin Şubat ayına kadar hiçbir şey yapmadım ve bir sabah uyandığımda nefes alamayacak hale geldim. Hastaneye gittiğimde sol ciğerimde enfeksiyon olduğu ortaya çıktı ve daha sonra akciğer kanseri teşhisi konuldu. 35 yıldır sigara içiyordum. Hastalık ve tedavi toplamda 6 ayımı aldı. Benim hakkımda bir rapor yazdılar çünkü bu nadiren gerçekleşen bir durummuş. En çok acı çektiğim dönem akciğerimdeki tümörlerin alınması operasyonuydu. Çok büyük bir rahatsızlık vardı. Kemoterapi hem iyi hem kötü olan her şeyi öldürüyor. 25 kilo ve tüm gücümü kaybettim. Kanser seni hiçbir şey yapamayacak hale getirene kadar en dibe çekiyor. Gururunu, itibarını, hayatta önemli olduğunu düşündüğün her şeyi elinden alıyor. Ve kanser sürecinden geçerken, bu şeylerin aslında o kadar önemli olmadığını düşünüyorsun. Bu hastalık bana 6 ayda önceki hayatımda öğrendiğimden daha çok şey öğretti. Hayatımdan daha önce çok önemli olduğum birçok şeyi çıkardım, bir zaman ve efor kaybı olduklarını anladım. Kanser bana bunu öğretti” dedi.

“HİÇ TANIMADIĞIM İNSANLARDAN DESTEK GÖRDÜM”

Düzenlediği Şükran Konseri’ni anlatan Susanni, “Hastalık sürecimde pek fazla piyano çalamadım. Bu yüzden arkadaşlarımla birlikte Şükran Konseri’ni düzenledim. Kemoterapide sol kolumdaki birçok damar yandı ve bu sol elimi ve piyano çalmamı etkiledi. Bu kalıcı bir şey mi olacak bilmiyorum ama çaldığım bestelerin birçoğu sol elle çalınacak kısımlardan oluşuyor. Şu an bunları yapamıyorum. Ama tekrar eski haline dönmese bile bunu kabul edeceğim. Bir yıl önce belki bunu kabul etmezdim. Bir şeyin içinde olmaya zorlanınca, kabul etmek durumunda kalıyorsun. Konser inanılmazdı. İlk hastaneye yattığım günden beri çevremdeki insanların destekleri karşısında hayret içinde kalmıştım. Hiç tanımadığım insanlardan farklı yollardan destek gördüm. En yakın arkadaşım Fiziksel Yardım öğretmeni, bana onkoloğumun yapacağı yardımı yapamazdı ama her zaman zamanını beni görmeye harcadı” diye konuştu.

“İÇTENLİKLE YAPMAK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VARSA YAPIN”

Bu dönemde öğrendiklerinden ve gençlere önerilerinden bahseden Susanni, şunları söyledi:

“Hayatımın büyük bir kısmını öğretmenlik yaparak geçirdim. Öğrencilerime hep nasıl daha verimli, daha gayretli, daha fazla disiplin sahibi olabileceklerini anlattım. Genç insanların zamanını boşa harcamayı sevdiğini fark ettim. Çok verimsizler, disiplindense eğlence bulmak için her yolu deniyorlar. Fakat fark ettim ki genç olmak böyle bir şey. Çünkü genç insanlar daha yaşlı insanların sahip olmadığı şeylere sahip. Muazzam derecede enerjileri, hevesleri ve umutları var. Bu özellikler zaman geçtikçe ölüyor ve geri kalan hayatını, başarının gerçek motivasyonu olan bu güzel şeylere ne olduğunu düşünerek geçiriyorsun. Heves, umut ve çılgınlığınız yoksa özel bir şey yapamıyorsunuz. Bunlar yoksa sadece uyum sağlayıp hayatınıza devam edebilirsiniz. Bu yüzden öğrencilerime daha önce söylediğim şeyleri söylemeyi bıraktım. Çünkü onların genç olması gerekiyor. Eğer gençliğin güzel yanlarını tutmayı denerlerse ve dünyanın onlara söyledikleriyle kendilerini sınırlamazlarsa bu bir başarı olur. Eğer içtenlikle yapmayı istediğiniz bir şey varsa, beklemeyin ve yapın. Eğer kalbiniz o şeyi yapmayı çok istediğini söylüyorsa, yapın. Çünkü hayatınızla ilgili hiçbir kontrolünüz yok. Olduğunu sanıyorsunuz ama yok.”

“GELECEĞİN VE GEÇMİŞİN TÜM KAVRAMLARINI SİLDİM, ŞU ANDA YAŞIYORUM”

Hastalığı ilk duyduğunda yaşadığı hislerden söz eden Susanni, “Bana 6 hafta ila 2 ay arasında zamanım kaldığı söylenmişti. Aklıma ilk gelen şey, sigara içtiğim için kızımdan özür dilemek ve finansal ayarlamalarımı yapmak oldu. Öleceğim diye korkmadım, hiç düşünmedim. Bütün odak noktam şu anda ne yaptığım oldu. O zamandan beri de böyle. Geleceğin ve geçmişin tüm kavramlarını sildim. Çünkü ikisinde de yaşayamıyorsun. Gelecek hakkında düşündüğün her şey sadece bir tahminden ibaret ve bu bir zaman kaybı. Geçmişte yaşamak da kötü çünkü geçmiş artık yok. Gelecekle ilgili planlar yapabilirsiniz fakat bütün hayatınızı bu planlara göre yaşamayın çünkü bir gün kansere yakalanırsanız ne olacak? Planların sana gülecek” şeklinde konuştu.