Eserlerinde yaşamdan beslenen ressam: Burhan Doğançay
Dünyanın birçok yerinde sergilere imza atan ve ardında unutulmaz onlarca sanat eseri bırakan Doğançay'ın, 114 ülkeyi kapsayan "Dünya Duvarları" fotoğraf projesi sanatseverlerin hafızalarında yerini koruyor.
AASanatının temelini kent duvarları oluşturan ünlü ressam ve fotoğrafçı Burhan Doğançay'ın vefatının ardından 9 yıl geçti.
Yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine yansıtmasıyla tanınan Doğançay, ressam ve harita subayı Adil Doğançay ile Hediye Hanım'ın çocuğu olarak 11 Eylül 1929'da İstanbul'da dünyaya geldi.
Sanat alanındaki ilk eğitimini, babasından ve ressam Arif Kaptan'dan alan Doğançay, lise yıllarını Ankara'da geçirdi ve Gençlerbirliği takımında futbol oynadı.
Doğançay, 1950'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan hemen sonra gittiği Fransa'da, 1955'e kadar "Academie de la Grande Chaumiere"de sanat kurslarına katıldı ve 1953'te Paris Üniversitesi'nde iktisat konusunda doktora yaptı.
Harçlığı yetmediği için 1952'de İngiliz filmi "Innocents in Paris'te Ronald Shiner"da dublörlük yapan sanatçı, para kazanmak için barmenlik, Amerikan yurdunda gece bekçiliği ve Amerikan kilisesinde temizlik işlerinde çalıştı.
Burhan Doğançay, bir yandan akademik eğitimini sürdürürken diğer taraftan babasının da teşvikiyle resim çalışmalarına aksatmadan devam etti.
Danimarka, İsveç, Almanya, İsviçre ve İtalya'ya seyahat eden Doğançay, doktorasını bitirip Ankara'ya döndükten sonra, 1956'da Sanat Sevenler Kulübü'nde ilk kişisel sergisini açtı.
114 ÜLKEYİ KAPSAYAN "DÜNYA DUVARLARI" PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Usta sanatçı, 1960'lı yılların başından beri hayranlık duyduğu şehir duvarlarını eserlerine konu ederek, aynı yıllarda "Duvarlar" serisine başladı.
Kendi deyimiyle "Bir gün New York'taki 86. Sokak'ta yürürken gözüne takılan bir şey ile bu tutkunun başladığını" ifade eden sanatçı, yaptığı bir açıklamada, şu bilgileri vermişti:
"Şu ana kadar gördüğüm en güzel soyut tabloydu. Bir posterin artıkları ile yüzeyinden gelen ve duvarda oluşan parça gölgelerinin desenleri vardı. Daha ziyade portakal renginde, biraz da mavi ve yeşil ve de kahve rengindeydi. Ayrıca üzerinde, yağmur ve çamurla oluşmuş izler vardı."
Bu düşünceden yola çıkan sanatçı 1975'te, 114 ülkeyi kapsayan "Dünya Duvarları" fotoğraf projesine başladı. Doğançay, bu projenin ürünlerini, 1982'de Paris'te "Fısıldayan Duvarlar" adı altında ilk kez sergiledi.
Sanatçının tasarımları, 1983'te Fransa'nın ünlü halı merkezi Aubusson'da duvar halısı olarak dokunmaya başlandı.
"HAT SANATINA SAYGI" ÇALIŞMASI AVRUPA PARLAMENTOSU BİNASINA ASILDI
Brooklyn Köprüsü'nün 1986'da büyük onarım geçirdiği sırada Doğançay tarafından çekilen 19 adet büyük boy fotoğrafı, New York'un 100. yıl kutlamalarında (1998) JFK Uluslararası Havaalanı'nda iki yıla yakın süre sergilendi. Bu fotoğraflar daha sonra, "Walls of the World" adlı kitapta yayınlandı.
Burhan Doğançay, 1982'de Paris'te Centre Pompidou'da, 1983'de Montreal'de Musee d'Art Contemporain'de, 1992'de St. Petersburg'da kişisel sergiler düzenledi, 1987'de 1. İstanbul Bienali'ne katıldı.
Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı desteğiyle 2001'de ilk retrospektif sergisini İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda ziyarete açan sanatçının, "Hat Sanatına Saygı" isimli çalışması 2003'ün haziran ayında, Brüksel'deki yeni Avrupa Parlamentosu binasına asıldı.
Çalışmalarında yaşamdan beslenen Doğançay, kimi eserlerinde etkiyi pekiştirmek için kolaj ve fümaj tekniğini bir arada kullandı. Ayrıca kağıtlar, afişler, ipler, eski kırık tabelalar, kapı tokmakları, teller, kilitler ve boyanmış tahtalar gibi malzemeler de usta sanatçının vermek istediği mesajın nesnelerini oluşturdu.
"MAVİ SENFONİ" ESERİ 2.2 MİLYON LİRAYA SATILDI
Ressam Doğançay'ın en ünlü tablosu olan "Mavi Senfoni", 2009'da Murat Ülker tarafından, 2.2 milyon liraya satın alındı. Tablo bu satışla birlikte, 2005-2010 yılları arasında satılan en pahalı Türk tablosu olma unvanına sahip oldu.
Usta sanatçı ayrıca 1999'da İstanbul'da bir atölye kurmak için Beyoğlu'nda bir bina satın aldı. 2004 yılında bu bina Doğançay Müzesi olarak halka açıldı ve Türkiye'nin ilk kişisel çağdaş sanat müzesi olma özelliğini taşıdı.
Ardında unutulmaz onlarca sanat eseri bırakan ve dünyanın birçok yerinde sergilere imza atan Doğançay, İstanbul'da tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde 16 Ocak 2013'te 84 yaşında hayatını kaybetti.
Burhan Doğançay'ın cenazesi, Teşvikiye Camisi'nde kılınan namazın ardından, vasiyeti üzerine Bodrum Turgutreis'teki Karabağ Mezarlığı'na defnedildi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile 1995'te onurlandırılan Doğançay, ayrıca aralarında 1992 Rusya Kültür Bakanlığı Takdir Madalyası, 2004 Ankara Hacettepe Üniversitesi "Sanatta Onursal Doktora" Belgesi, 2005 Art Forum Ankara Plastik Sanat Fuarı "Sanat Onur Ödülü" ve 2005 Art İstanbul Uluslararası Çağdaş Sanat Buluşması "Sanata Katkı Ödülü"nün bulunduğu birçok ödül ve madalya kazandı.
Doğançay'ın eserleri Danimarka'da "Louisiana Museum of Modern Art", Fransa'da "Musee de Grenoble", "Centre Georges Pompidou", Rusya'da "St. Petersburg", "State Russian Museum", ABD'de "Houston Museum of Fine Arts", "Los Angeles County Museum", "The Newark Museum", "New York The Brooklyn Museum", "The Museum of Modern Art", "Guggenheim Museum", "The Metropolitan Museum of Art", "Washington The Library of Congress", "The National Gallery of Art", Pittsburg'da "Carnegie Museum of Art", "The Cleveland Musuem of Art", "Ohio Kennedy Museum of Art", Kanada'da "Art Gallery of Greater Victoria", Yunanistan'da "Benaki Museum" müzeleri ve Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda yer aldı.
Burhan Doğançay ve eserleri hakkında "Walls of the World", "Dessine-Moi l'Amour. Syros-Alternatives", "Bridge of Dreams", "Dogançay: A Retrospective" ve "Burhan Dogançay: Works on Paper" isimli kitaplar yayınlandı.