Atatürk’ten miras bir soyad: Kitapçı
Balkan Savaşları sonrasında Selanik'ten İzmir’e göç eden iki kardeşin kurduğu ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Soyadı Kanunu ile bizzat verdiği ‘Kitapçı’ soyadını gururla taşıyan Birgül - Ragıp Kitapçı kardeşlerin işlettiği Yavuz Kitabevi 110 yaşını kutluyor.
Yusuf KörükmezKitapçı bir ailenin hikâyesi… 1913 yılında Balkan Savaşları’nın ardından kaybedilen Selanik’ten göçerek İzmir’e gelen Fahrettin-Hüsnü kardeşlerin 1913 yılında İzmir’in Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda açtığı Yavuz Kitabevi 110 yaşında. “Soyadı Kanunu” sonrası Atatürk tarafından aileye verilen “Kitapçı” soyadını taşımaktan gurur duyduklarını belirten Kitapçı kardeşler, ilerleyen yaşlarına rağmen her gün dükkânlarına gelip, kitapları raflara yerleştiriyor ve müşterileriyle ilgileniyor.
YAVUZ GİBİ ERKEK
Amcası ve babasının hikâyesini Cumhuriyet’e anlatan Birgül Kitapçı, amcası Hüsnü Kitapçı’nın ilk Meclis’te milletvekili olduğunu anlatarak “Babamdan 6 yaş büyük amcam, Selanik’te İstinaf Mahkemesi başkanlığı yapıyormuş. Babam da gelince hukuk son sınıftaymış. Öyle kültürlü insanlar, ne yapabiliriz diye düşünürken kitabevi açmaya karar vermişler. O zaman Yavuz ismi de çok ünlüymüş. Yavuz erkek, Yavuz gibi adam, güçlü, dürüst, ilkeli anlamına geldiğinden Yavuz adını koymuşlar. Çocukluğumuzda dinlediğimiz bunlar vardı çok şükür” ifadelerini kullandı. Kitapçı, “Babam hukuk son sınıftayken işte savaş çıkınca askere çağrılmış. Çıkmışlar hocalarına, ‘Efendim askere gidince bizim istikbalimiz ne olacak? Biz öğrenciyiz’ demişler. Hocaları da bunlara ‘Evvela devletin istiklali, sonra sizin istikbaliniz’ demiş ve babamı askere almışlar. Dört sene Şam, Beyrut gibi cephelerde savaşmış. Okulu yarım kalmış tabii. Amcam da Ankara’da ilk Meclis’te görev almış. Baba da Ankara’da kalmasını söylemiş. Babam denizi çok seven bir insandı. ‘Deniz olmayan yerde yaşayamam’ derdi. Zaten Selanik’te büyümüş. İstememiş ve İzmir’e geri dönmüş” diyerek babasının kitabevinin işletmesini sürdürdüğünü anlattı.
ATATÜRK: KİTAPÇI OLSUN
Soy isim hikâyesini de anlatan 85 yaşındaki Birgül Kitapçı, “Soyadı Kanunu çıkınca Meclis’te herkes kullanmak istediği soyadını alıyormuş. Amcam Meclis’te olduğu için kendisine göre soyadı bakarken Mustafa Kemal Atatürk, ‘Senin soyadın kitapçı olsun, kitapçılık yapıyorsun’ demiş. Amcam da kabul etmiş. Bizim için bu çok onur verici bir soyadı ve gururla taşıyoruz” dedi.
RUHUMUZ ŞAD OLUR
Kendisini bildi bileli kitabevine gelerek çalıştığını anlatan 1938 doğumlu Kitapçı, “Okumayı çok sevdiğim için hem okur hem de babama yardımcı oldum. 14-15 yaşlarında 7 tane kızı olan gene hukukçu avukat bir bey vardı. Babama geldi ‘Fahri Bey ihtiyacın mı var da kızını çalıştırıyorsun?’ dedi. Babam sessiz sakin bir insandır. Fevri değil, sert değil, yumuşak bir insan. Sustu. Ben atıldım hemen ‘Ben istediğim için babamın yanına geldim. Babamı yalnız bırakmak istemedim’ dedim. Dondu kaldı, sustu. Babam cevap vermedi. 95 yaşından her gün gelmeye devam ediyorum. Kardeşimin (Ragıp) çocukları bu geleneği sürdürecek. Yetişiyor yavaş yavaş. Allah daim etsin inşallah. Onlar da adımızı sürdürürlerse ruhumuz şad olur. Bugün varız, yarın yokuz. Önemli olan bu gururu taşımak” ifadelerini kullandı.
İZMİR İŞGALİ SONRASI BİR ANI
İzmir’in Kurtuluşu 9 Eylül 1922’de İzmir Hükümet Konağı’na Şerafettin İzmir’in Türk bayrağını göndere çektiği sırada yaşanan bir olayı da aktaran Kitapçı, “Babamın halasının oğlu Ömer, çıkmış ezan okunmuş. Ömer Bey amca ezan okumaya başlayınca herkes ‘Kim bu güzel sesli’ falan diye birbirlerine bakmışlar. Gür sesiyle kim okuyor bu ezanı diye sormuşlar. Onlara da ‘Sesli’ soyadını verdiler. Çok güzel sesi olan bir kişiydi. Kardeşimin sünnet düğününde mevlidi o okumuştu. Karşıyaka’da yaşıyorlardı. Çocuklar, torunları falan var ama hiç irtibatımız yok. Onların bize bıraktığı bu miras bizim için çok önemli” diyerek onur duyduklarını söyledi.
HÜSNÜ KİTAPÇI KİMDİR?
Tam adı Hasan Hüsnü Kitapçı olan Kitapçı, 1886 yılında Selânik’te dünyaya geldi. Eğitim hayatını İstanbul Hukuk Mektebi’nde tamamlayan Kitapçı, sırasıyla Selanik Bidayet Mahkemesi 1. Ceza Dairesi üyeliği, İstinaf Mahkemesi Cünha Dairesi üyeliği, Kosova İstinaf Mahkemesi üyeliği, Ticaret, Tüccarlık, Hâkimlik, TBMM IV. Dönem İzmir, V., VI. ve VII. Dönem Muğla milletvekilliği görevlerini üstlendi. Türk siyasetçi, 24 Kasım 1947 hayatını kaybetti.